Vesvese Sözlüğü 26- Yokluk / Hiçlik Kavramı

Alem içinde insan, insan içinde ayrı bir alem inancıyla, tabiata baktığımızda ölen bir varlığın bile tekrar diriltilerek farklı boyutlarda gözümüzün önüne geldiğini görüyoruz. Bir çiçek nasıl da sararıp yapraklarını döküyor ve mevsimi geldiğinde , tekrar yeniden çiçek açıyor.. Zamanı geldiğinde her şeyin bir sonu olmalı ki yeni bir güzellik hayat bulsun...

Vesvese Sözlüğü 26- Yokluk / Hiçlik Kavramı

 Doğum ve ölüm arasında yürünen bir yolculuktur insan denen varlığın ömrü. Bu yolculukta insanoğlu hatırlanıp bilinmek için ölümsüz eserler bırakmanın peşindedir. Hatta yazının bulunuşu bile ölümsüzlüğü arayan insanın varoluş sancısından başka bir şey değildir, demek mümkün. Çünkü söz uçar, yazı kalır.

Gelin bu duyguyu biraz daha derinlemesine inceleyelim;

Hayat meşgalemiz sürekli devam ediyor; doğuyoruz, büyüyoruz, gelişiyoruz, yiyoruz, içiyoruz, ve nihayetinde zamanımız doluyor ve ölüyoruz.

Şu soruyu soralım o halde:  Peki, hayata sadece temel gereksinimlerimizi karşılamak için mi geldik? Peki ya bu saydıklarımız gerçekten temel gereksinimlerimiz mi?

Sınırsız varlık aleminde; hissettiğimiz sürece varız. Ve ancak var olduğumuz sürece  hissetmeye devam edeceğiz. Var olduğumuzu idrak etmeden, kalbimiz mutmain olmayacaktır.

Derinlemesine düşünüldüğü zaman, ölümlü bir varlık olan insan için yaşam ne kadar kıymetli bir ayrıcalıktır. Yaşanıldığı sürece bazı şeylerin devam etmesi, insanı diri ve zinde tutuyor. Bir sürecin öznesi olmak, hayatı daha anlamlı kılıyor.

Sorularımıza devam edelim, tüm vazifelerimizi tamamladık, peki ya sonra?

Bu “sonra” sorusu önemli. Önemli çünkü yaşanan hayatın bir de anlamlı kılınması gerekiyor İşte insanın, tüm bu hayat feraizlerinin de üstünde, daha anlamlı, daha kuvvetli bir mana bulmalıdır kendine. İşte bulunan bu manadır ki insanın kafasında oturtamadığı beka alemini, sabahtan akşama kadar susmayan zihnine işittirebilir.

İşittirebilsin ki yaşadığını hissetsin...

İşittirebilsin ki var olduğunun, varlık bilincinin farkına varsın...

İşittirebilsin ki yokluk denizinde kaybolmasın...

İşittirebilsin ki tüm varlığıyla baştan aşağıya onu var edenin, yalın varlığıyla kucaklayan birinin onu yokluk denizlerinde bırakmayacağını bilsin

Ölümün bile bir son olmadığını, onun bile bir geçiş kapısı olduğunu,

Hatta bir manaya hizmet için var olduğunu bilsin…

Alem içinde insan, insan içinde ayrı bir alem inancıyla, tabiata baktığımızda ölen bir varlığın bile tekrar diriltilerek farklı boyutlarda gözümüzün önüne geldiğini görüyoruz. Bir çiçek nasıl da sararıp yapraklarını döküyor ve mevsimi geldiğinde , tekrar yeniden çiçek açıyor.. Zamanı geldiğinde her şeyin bir sonu olmalı ki yeni bir güzellik hayat bulsun.

İşte, insanın da aynı bunun gibi yeniden diriltilmeye ihtiyacı var ki, hak yerini bulsun, nasıl ki bir çikolatayı yemeye devam ettiğimizde aldığımız lezzet ilk haliyle devam etmiyor, lezzetin devamlılığı belki bizi usandırıyor, işte tıpkı bunun gibi yaşamın da bütün bu lezzetlerinin bitmesi gerekir ki yaşam da aynı lezzette kalabilsin, usandırmasın, manasına ulaşsın…

Her daim farkında olabilmek ve farkındalıklarımızı kolaylıkla hayata geçirebilmek duasıyla,

 

 

YAZAR: Edanur AKYOL

Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için

https://nefes21.com/profil/edanur-akyol                                                                                                                

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!