Ben Astrolojiye İnanmaya Başladım

Hayatının büyük bir kısmında rasyonel değerler, rakamlar, hedefler ile uğraşmış ve “sol beyin” insanı olarak, analitik becerileri ile ekmek yemişti. Eskiden beri, gazete köşelerindeki günlük burç yorumlarını saçma bulurdu ama yine de dikkatle okurdu. Kendi burcunu okumakla kalmaz, ailesi ve sevdiklerinin burçlarını da teker teker incelerdi.

Ben Astrolojiye İnanmaya Başladım

"Ben Astrolojiye inanmaya başladım" dedi. Sesi biraz çekingen ve ürkekti. Sanki kimse duymasın ister gibi alçak sesle konuşmuştu. Hayatının büyük bir kısmında rasyonel değerler, rakamlar, hedefler ile uğraşmış ve “sol beyin” insanı olarak, analitik becerileri ile ekmek yemişti…

Hayat içinde döngülerden geçti, dipler ve doruklar yaşadı. Bazılarına rasyonel açıklamalar getirdi. Mesela dedi ki: “çok çalışıp çabaladığım için okulumu bitirdim, işimde başarılı oldum…'' Yahut dedi ki: “Akıllı olamadım, hatalar yaptım, başkalarına kanıp aldandım, bu yüzden başarısız oldum”…

Eskiden beri, gazete köşelerindeki günlük burç yorumlarını saçma bulurdu ama yine de dikkatle okurdu. Kendi burcunu okumakla kalmaz, ailesi ve sevdiklerinin burçlarını da teker teker incelerdi.

Son zamanlarda astrolojinin salt burç yorumundan ibaret olmadığını anlamaya başladı. Astrologlar gökyüzüne bakarak ülkede, dünyada neler olabileceğini tahmin ediyorlardı ve dedikleri büyük ölçüde gerçekleşmekteydi. Sadece olup bitenlerden değil,  insan ruhundan, tekamülden, değişimden de bahsedilmekteydi. Yaşam döngüleri ve insanın yolculuğundan… Peki, bu yolculuk neden bir otobis biletinde yazanlar gibi net ve somut değildi de, sürekli kavşaklara rastlıyor, beklenmedik sıkıntılar, belki fırsatlarla yeni yeni yollara giriyordu ve varış noktasına bir türlü ulaşamıyordu?

O belki bilmezdi, yahut hatırlamazdı ama “gökyüzünde ne varsa, yeryüzünde de o var”dı. O hayatını “benzemez kimse bana” diye yaşasa da, her yol birbirine benzer ve her insan bir diğerine benzer döngülerden geçerdi…

Acaba Astroloji, gazete köşesindeki burç yorumundan daha derin, onun yolculuğunu tarifleyen bir şey olabilir miydi? Mesela Zodyak’ın birinci burcu olan Koç Burcu karakteriyle dünyaya gelip sonra burçların sırasınca yaşam yolculuğu yapıyor olabilir miydi?...

Yaşamın birinci aşaması Koç Burcu’dur. Bir bebek dünyaya geldiğinde onun için kendisinden başka bir şey yoktur. Sıcak bir sıvının içinde çıplak iken, nefes almaz halde göbek bağından beslenirken, ışığın varlığını bile bilmezken, birdenbire bambaşka bir aleme düşmüştür. Daha düne kadar annesi ile birleşmiş  iken artık yalnızdır. Isınmak, beslenmek gerekmektedir. Bunları elde etmek için sürekli yeni bir şeyler denemesi gerekmektedir. Sürekli bir mücadele içinde olsa da acemidir, yerini yadırgar, bedenini yadırgar. Bu Koç Burcu karakteridir.

İkinci aşama, ikinci burç olan Boğa’dır. Koç’ta “ben” olmayı deneyimleyen insan, Boğa Burcu’na gelince benlik algısının boyutunu biraz genişletmeye başlar. Bedenini daha iyi görmeye başlar, ellerini, ayaklarını keşfeder. Acıkıp doymayı, üşüyüp terlemeyi keşfeder ve kendisi için kimin ve neyin güvenli olduğunu anlamaya çalışır. Birey, Koç Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

Üçüncü aşama, İkizler Burcu’dur. Temel ihtiyaçları karşılanan bireyin etrafını keşfetmeye başlar. Odasını, evde olup bitenleri görür. İletişim kavramını algılamaya başlar. Ağlayınca annesi yanına gelmekte, yemeği verilmekte ya da temizliği yapılmaktadır. Bedeni de iletişim ve harekete uygun hale gelir. Yürümeye ve konuşmaya başlar. Beyni ve bedeni artık daha farklı işlemektedir ve yeni bilgiler edinmeye başlamıştır. Anaokulu ve ilkokula kendini hazırlar. Varsa kardeşlerini ve yaşıtı diğer çocukları keşfeder. Birey, Boğa Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

Dördüncü aşama Yengeç Burcu’dur. Kişi yuva ve aile kavramını keşfetmeye başlar. Kim ona sahip çıkmakta ve korumaktadır? Anne ve babanın görevleri nedir? Yuvasında neler vardır? Önceki aşamalardan getirdiği becerilerle ailesini yuvasını, ülkesini tanıyıp anlamak ister. Kendi duygularını tanımaya ve ifade etmeye başlar. Empati ve şefkat duygularını geliştirir. Kırılganlığını keşfeder çünkü ne yazık ki her şey onun istediği şekilde olmamakta ve hayatta görünmeyen ama insanı yaralayan darbeler de yaşanmaktadır. Birey, İkizler Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

Beşinci aşama Aslan Burcu’dur. Kişi hayatın eğlenceli yönlerini görmeye başlar, başkalarına görünür olmak ve bireyselliğini sergilemek ister. Hobiler edinir. Ego’yu tanımanın ve belki de ilk aşklarını yaşamanın zamanı gelmiştir. Burada, Koç Burcu’ndaki gibi Ateş elementi hakimdir. Birinci aşamadaki ateş hayata tutunmaya dair bir ateş, bir çakmak alevi idi. Buradaki ateş ise daha yüksek ve geniş bir şöminedir: Ego’nun ateşi. Kişi dış dünyada tanınır ve tercih edilir olmak için kendi ateşini kendisi yakacaktır. Birey, Yengeç Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

Altıncı aşama Başak Burcu’dur. Kişi yeme içmenin, hayattan tat almanın, sürekli “Ben, ben, ah ben…” demenin kendisine yetmediğini farkeder. Hayatta bir şeyleri başarmanın, birilerine faydalı olmanın yollarını aramaya başlar. Burası yaşamdaki ikinci Toprak Elementi döngüsüdür. Boğa’da ayaklarını yere sağlam basmayı öğrenen birey, şimdi köklerinden güç alarak bir başak gibi serpilip fayda sunmaya başlayacaktır. Günlük hayatı çeşitlenir, renklenir. Sağlık ve öz bakımına özen gösterir, ev işlerinin bir ucundan tutar, belki de bir işte çalışmaya başlar. Yolunu bulmak adına, hayata daha rasyonel gözlerle bakmaya, eleştirel tutumlar geliştirmeye ve olayları analiz etmeye çalışır. Bu aşamada amacı, hayatta neye hizmet edeceğini bulmak ve bu hizmetleri sunmaktır. Birey, Aslan Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

Yedinci aşama Terazi Burcu’dur. Bu nokta, kişinin karşısında başkalarının da olduğunu, onlarla ilişkinin anlamını farkettiği aşamadır. Artık sadece “ben” yoktur, “sen” de vardır. Dünyası biraz daha genişleyip renklenmeye başlar. İnsanlarla olumlu ilişkiler kurmalıdır, belki evlenme ya da iş ortaklıkları kurma aşamasına gelmiştir. Alma-verme dengesini keşfetmeye başlar. Kendi egosunun yanına başkalarını da koyup ilişkilerini adalet ve akılla yönetmeye koyulur. Bu, yaşamdaki ikinci Hava Elementi etkisidir. İkizler’de kendi kendine hareket edip iletişim kurmayı öğrenen birey, Terazi’de başkalarıyla beraber uyumlu ilişkilerde olmayı, bu tür ilişkilerin kendisini olgunlaştırdığını ve yaşamını derinleştirdiğini keşfeder. Birey, Başak Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

Sekizinci aşama Akrep Burcu’dur. Bu nokta, görünen dünyanın arkasındaki görünmeyen şeylerin peşine düşme aşamasıdır. Yaşam içindeki anlamın ve derinliğin keşfe çıkıldığı dönemdir. Kişi burada kendisinin karanlık yönleriyle tanışır. Eğer karanlık yönünü iyi anlayıp  dönüştürürmeyi başarırsa, Zümrüd-ü Anka gibi küllerinden yeniden doğarak bambaşka bir yaşama yelken açabilir. Bu aşama Terazi noktasında başlayan ilişki deneyimin cinsellik ile devam ettiği aşamadır. Cinselliğini tanımak ve yaşamak, kişinin hayatında bir dönemin bitip başka bir dönemin başlaması anlamına da gelir. Akrep, yaşamdaki ikinci Su Elementi döngüsüdür. Yengeç’te aileyi, yuvanın güvenli ortamındaki, boğulma riskinin az olduğu sığ suları keşfetmiş kişi, burada ayağının yere değmediği derin sulara açılmayı deneyimler. Birey, Terazi Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

Dokuzuncu aşama Yay Burcu’dur. Kendini ve diğerlerini deneyimlemiş, karanlık yönleriyle yüzleşmiş birey, yeni bir anlam arayışına girer. “Hayatta başka neler var?” diye etrafına bakmaya, dünyasını daha da genişletmeye çalışır. Eğitimler alır, seyahatler yapar, dini ve manevi konulara ilgi duymaya başlar. Şimdiye dek edindilerini cebine sermaye olarak koyup, daha özgür bir yaşama yelken açmak ister. Bu, yaşamdaki üçüncü Ateş Elementi döngüsüdür. Koç’ta bedenini ısıtmak için ateşe ihtiyacı vardı, Aslan’da ateşi hayatın eğlenceli yönlerini keşfederken bir şömine tatlılığında kullandı ve şimdi bu ateşi özgürlüğünü keşfetmekte ve kendini geliştirmekte bir meşale olarak kullanıyor.  Birey, Akrep Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

Onuncu aşama Oğlak Burcu’dur. Kişi kendini, bedenini, ilişkilerini, en derin arzularını keşfedip, uzak seyahatlerden sağ salim dönmüştür. Epey gelişmiş ve değişmiştir. Derin sularda yüzmüş, eline meşalesini alıp karanlıkları aydınlatmaya çalışmıştır. Şimdi bu öğrendiklerini hayata uygulama zamanı gelmiştir. Bu da ancak soğukkanlı, disiplinli şekilde olabilir. Kişi, yaşamın bu aşamasında görmüş geçirmiş bir haldedir. Bedenen ve ruhen olgunlaştığını hisseder. Hayatının bundan sonraki kısmında geleceğe dönük planlara ağırlık verir. Sahip olduğu varlıkları elinde tutmaya, kariyerinde güçlenmeye, sorunlarını mantıklı şekilde çözmeye odaklanır. Bu, yaşamdaki üçüncü Toprak Elementi döngüsüdür. Boğa ile güvenlik kavramını keşfedip ayaklarını yere basmış, Başak ile meyve verip hizmet sunmuş kişi, Oğlak’ta edindiklerini muhafaza etmek, uzun süreli ve kalıcı değer yaratma adına nasıl kullanması gerektiğini öğrenecektir. Birey, Yay Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

On birinci aşama Kova Burcu’dur. Burası ben’in, sen’in değil, “Biz”in evidir. Kişi bir taraftan maddi ve manevi olgunlaşma ve büyümede hatırı sayılır bir yol almıştır. Ancak öte yandan kafasında “başka bir hayat mümkün mü?” sorusu dönüp dolaşmaktadır. “Şimdiye dek yaptıklarım kime fayda sağladı?” “Bütünün hayrına mı oldu, yoksa sadece bana mı yaradı?”, “Çok mu muhafazakar yaşadım, daha sıradışı bir hayatım ve çözümlerim olabilir miydi?”, “Ben bencil bir insan mıyım?”,  “İnsanlığa nasıl katkı sunabilirim?”,  “Daha da özgür olabilir miyim?”, “Kitlelere seslenebilir miyim, insanları örgütleyebilir miyim?” diye sorar durur. Bir yanı akılcı, bir yanı da sıradışı bin bir çeşit düşünce ve proje üretir. Bu, hayattaki üçüncü Hava Elementi döngüsüdür. İkizler’de iletişimi ve hareketi, Terazi’de başkalarıyla ilişkiyi keşfetmiş kişi, şimdi iletişimini toplumsal, hatta global boyuta taşımak istemektedir. Birey, Oğlak Burcu günlerinin üstüne yeni deneyimler eklemiştir.

On ikinci aşama Balık Burcu’dur. Balık aşmasına gelmiş birey maddi ve manevi dünyanın pek çok yönünü görmüştür ve anlam arayışında çok yol kat etmiştir. Acısıyla ve tatlısıyla; Deriniyle ve sığıyla; Başarıyla ve yenilgiyle olsun, heybesinde pek çok deneyim birikmiştir... Şimdi içe dönüp bunları sindirme zamanıdır. Nasıl sularda birbirinden farklı binlerce balık türü varsa, kişinin yaşam deneyimlerini sindirme ve anlamlandırma yolları da birbirinden o kadar farklıdır. Burası Su Elementi’nin üçüncü döngüsüdür. Yengeç’te yuvasını ve köklerini tanıyan, Akrep’te ayağını yerden kesip bilinmezlerler ve karanlıkla yüzleşen birey, artık daha da derin sulara akmak için hazırlanmak istemektedir. 

Sevgili okuyucum, yazımı buraya kadar okuduysan, muhtemelen sen de, Astroloji’nin fal köşelerinden ibaret olmadığına benim gibi inanıyorsundur.

Sen yaşamının hangi aşamasındasın? Terazi’de misin, Balık’ta mısın, Koç’ta mı? Esas burcundan bağımsız olarak, hayatının hangi evresindesin? Belki Güneş’in bir burçta, Merkür’ün bir başkasında… Ay’ın, Venüs’ün başka başka yerlerde. Ve bu yüzden her bir yaşam alanın, örneğin ailen, iş hayatın, sosyal hayatın, ilişkilerin sana farklı telden bir hikaye anlatmakta…

Bu dünyada senin varlığının sebebi olan, sana özgü yolculuğunu daha iyi anlamak için doğum haritanı detaylıca yorumlamak gerekse de, umarım bu yazım sana kendini anlama yolunda bir ışık olabilmiştir.

Eğer böyle ise bana ne mutlu.

Sevgilerimle

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!