Hiç Mi Yok?
İçimizde bir şeylerin tükendiğini hissettiğimizde kendimize dönüp: “Hiç mi yok biraz ümit?” diye soruyor muyuz? Dış dünyada geçici olan şeylere ulaşabilmek için beklediğimiz ümidin aynısını, kendi içimizde tükendiğini düşündüğümüz hisler için de besliyor muyuz? Son bir çare bulabilmek için duygularımızda ve ruhumuzda arayışlarda bulunuyor muyuz?
Bizim insanımızın son bir çare arayışı ve son bir ümitle sorduğu sorudur: “ Hiç mi yok?” sorusu. Fırına ekmek almaya gideriz fakat geç kalmışızdır: “Ekmek kalmadı.” diyen fırıncıya: “Hiç mi yok?” deriz. O da gülümseyerek: “Hiç yok.” diye cevap verir. Bir mağazaya gittiğimizde beğendiğimiz bir kıyafetin bedeni kalmamıştır. Yine mağaza çalışanına “Deponuzda da mı yok?” diyerek şartları biraz zorlarız.
Bazı insanlar için “hiç mi yok?”” sorusu biraz gereksiz gibi görünse de aslında orada bir çare arayışı, son bir ümit beklentisi, son bir çaba vardır. Belki biraz da karşısındaki kişiye güvensizlik hissi vardır. İyi bir sonuç için karşımızdakinin yeterince uğraşmadığını düşündüğümüz zamanlarda da sorarız bu soruyu. Okuldan geldiğinde dersi anlamadığını söyleyen çocuğumuza: “Hiç mi anlamadın?” ya da marketten bir şeyler almasını istediğimiz eşimizin eli boş eve geldiğini görünce:”Hiç mi kalmamış?” diye sorduğumuz bu sorular, biraz daha çaba sarf etse sanki yapardı, gibi gizli bir düşünce barındırır içinde.
Peki!
Kendimize sorabiliyor muyuz bu soruyu?
İçimizde bir şeylerin tükendiğini hissettiğimizde kendimize dönüp: “Hiç mi yok biraz ümit?” diye soruyor muyuz? Dış dünyada geçici olan şeylere ulaşabilmek için beklediğimiz ümidin aynısını, kendi içimizde tükendiğini düşündüğümüz hisler için de besliyor muyuz? Son bir çare bulabilmek için duygularımızda ve ruhumuzda arayışlarda bulunuyor muyuz?
Son raddeye geldiğimizde kendimiz için neyi farklı yapıyoruz? Bir gün önceye göre farklı düşündüğümüz ne var mesela? Son dönemeçten dönmek için nelere sahibiz, yeterliliklerimiz, gizli becerilerimiz neler acaba? Ve bunları harekete geçirmek için neyi bekliyoruz?
Kendimizi yeterince tanımadığımız için içimizde yüzleşemiyoruz kendimizle. Çünkü kişi yüzleşirken sadece eksik ve yetersiz olduğu alanlara odaklanıyor. Yapamam- edememlerle gömüyor kendini çukura. Üstünü örttüğümüz harikalıklarımızı farketmek için çabalasak ve kendimiz dışındaki her şey için beslediğimiz umudu kendimiz için de beslesek daha güzel bir yaşam mümkün olmaz mı?
Umut etmek, hayal kurmaktır aslında. Çocuk ruhuyla bakmak, ihtimalleri mümkün kılar belki de. Çocukluğumuza dönüp her şeyin engelsizce olabileceği hayalini kurmak ve eyleme geçmek. Eylem adımlarımızı belirleyip adım atmak, yapılması gereken tek şeydir belki de.
Ve bütün ihtimaller bizim onlara inanmamızı ve çağırmamızı bekliyor…
Allah umduklarımıza nail eylesin bizi…
Rahime CANSIZ
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!