Kıbrıs Postası Gazetesindeki Röportajımız

Hayatla ilgili çıkmazlarınız varsa, işler dilediğiniz gibi gitmiyor ve ne yaparsanız yapın bir çıkar yol bulmakta güçlük çekiyorsanız tam da bu noktada farkındalıklarınızla yüzleşme zamanınız da gelmiş demek.

Kıbrıs Postası Gazetesindeki Röportajımız

Elif ŞEN -Kıbrıs Postası

Hayatla ilgili çıkmazlarınız varsa, işler dilediğiniz gibi gitmiyor ve ne yaparsanız yapın bir çıkar yol bulmakta güçlük çekiyorsanız tam da bu noktada farkındalıklarınızla yüzleşme zamanınız da gelmiş demek. Yaşamımızda sınandığımız, sağlık, cesaret, ilişkiler ve para konularının en az birisinde bir tıkanıklık varsa hiç düşünmeden Bülent Gardiyanoğlu’nun kaleme aldığı herkesin rahatlıkla anlayabileceği kitaplarıyla tanışmalısınız. 2009 yılında Kıbrıs’ta başlayan yolculuğu, artık sınırları aşmış ve uluslararası paylaşımlara evsahipliği yapmış Gardiyanoğlu’nun. Türkiye, Belçika, Almanya, Hollanda,Avusturya, İsviçre Fransa, Fas’ta seminerler veren, bireysel görüşmeler yapan, huzura giden bu yolda edindiği bilgileri cömertçe paylaşan Bülent Gardiyanoğlu, Kıbrıs Postası’na konuk olarak, bizimde payımıza düşen keyifli sohbetiyle sorularımıza yanıt verdı. İlk yola çıkış hikayesinden başladık, kitaplarını, farkındalıkları ve bu farkındalıklara nasıl başlayacağımızı Gardiyanoğlu’yla konuştuk.

Bildiğim kadarıyla sizin çalışmalarınız bu ülkede başladı. Ardından sınırları aşan bir yol hikayesine dönüştü. Yazdığınız kitaplar, okuyucuyla buluşurken bireyler de kendilerinden çok şey buldu. Biraz bu süreçten bahseder misiniz?

2009 yılında Kıbrıs’ta bireysel görüşmeler ve seminerle çalışmalara başladım. 2 yıl kadar 10 bin kişiye kişisel gelişimle ilgili seminer verdik. Deneyimlediğim her şeyi sosyal medya ve internet aracılığıyla kitlelereücretsiz paylaştım. Yurtdışından teklifler geldi. Hiçbir zaman ticari bir kaygıyla çalışmalarımı sürdürmedim. Her zaman inandığım şuydu; edindiğim tecrübeleri paylaşmalıyım. Yaşamımızda edindiğimiz tecrübeleri herkesle paylaşmamız gerektiğine inanıyorum. 2009 yılında ilk yola çıktığımda kafamda kitaplarımın bu kadar okunup, bu kadar geniş kitlelere hitap edeceğimi planlamamıştım. Böyle bir niyetim de yoktu.

Kendi arızalarımı kendi içimde gözlemledikçe ve o sorunları düzeltmeye başladıkça anladımki aradığım ve bulduğum cevaplar sadece bana değil herkese ait.Siz kendi hayatınızla ilgili bir çıkmazdasınız ve bir cevap arıyorsunuz ve o cevabı buldunuz. O cevabı başkalarıyla paylaşırsanız bir işe yarar.Yoksa sizin çektiğiniz sıkıntıların bir anlamı kalmaz.Burada söylemeye çalıştığım şey, yaşadığınız dertleri tek tek anlatmak değil. Sorunlara bulduğunuz çözüm şeklini paylaşmak. Çözümlerler paylaşıldıkça hem ben şifalanaıyorum hem de bir çok insan şifalanıyor.

Yurtdışı çalışmalarınızdan da biraz bahsedelim…

Dünya çapında 9 ülkede 10 binden fazla bireysel görüşme, 200 binden fazla seminer ve100 üstünde de eğitim kampı yaptık. Dinlediğim 10 bin kişiden 9bin kişi kadın. Bu yüzden 30 saniye içerisinde kadınlarını çıkarabilecekleri sorunları rahatlıkla söyleyebilirim. Bireysel çalışmalar ortalama bir saat sürüyor. Bu da 9 bin saate denk geliyor. Bütün bu görüşmelerin ardından rahatlıkla söyleyebilirim ki erkekve kadın arasında çok fark var. Bütün bu farklar aralarında sorunlara da neden olabiliyor. Tüm bu yaşanan ilişkilerdeki sorunlarla ilgili dört kitap kaleme aldım. Kitaplarım 100 binden fazla sattı. Kıbrıslı bir yazarın yazdığı bir kitabın 100 bin barajını aşması ciddi bir başarı.

Yaşanan bunca karmaşa, sorun, sıkıntının özü kadın erkek ilişkilerine mi dayanıyor?

Her şeyin temel özünde gözlemlediğim şu; sevgi eksikliği…Anne baba sevgi eksikliği. Bir kız çocuğu anne babasından gereken sevgiyi eğer alamadıysa 35 yaşından sonra kesin arızalınıyor.

Arızalanmak ne demek?

Takıntı, üzüntü, çöküntü.. Sorunlar yaşanmaya başlıyor. Hayatımızı nasıl daha iyi geçirebiliriz. Nasıl mutlu olabiliriz, nasıl bolluk bereketi hayatımıza çekebiliriz, nasıl geçmişimizi affedebiliriz? Bunlarla ilgili 54 olumlama kartı çıkarttık. Bunları karıştırıp çektiğiniz zaman bilinç altınıza yerleşen korkularınızla yüzleşiyorsunuz.Takılan korkularınızı görmeye başlıyorsunuz, Onlardan nasıl arınacağınızı görmeye başlıyorsunuz. Bu aralar insanlar manevi sıkıntılar içerindeler. Yaniinsan kendi manevi yapısını oturtamadığı zaman boşluğa düşüyor. Bu dünyada hepimizin dört tane sınavı var;

Sağlık

Cesaret

Para

İlişkiler

Sağlığı geçen cesarete takılı kalıyor cesareti geçen paraya sıkışıyor. Parayı geçen ilişkilerde sorun yaşıyor. Bütün bunları yaşayan birey diyor ki neden? Ben bunları hak edecek ne yaptım? Neden bütün bunlar beni buluyor. Bu hayatta neden düzgün bir insan kalmadı? Sorularısorulmaya başlıyor.

Farkındalıklı olmak nedir?

Şu an siz benimle konuşuyorsunuz. Eğer ben alıngan biriysem üçüncü cümlede size tepki vereceğim.Dışlanma korkum varsa sürekli tetikte olacağım acaba ne demek istiyorlar diye. Kırılgansam içime atacağım. Farkındalıklı insan içindeki korkuların farkında olup dengede kalabilen insandır. İnsanlar sohbet ederken, “karşı taraf acaba benim hakkımda ne düşünür” endişesi duyuyor. Bütün bu duygular sahte. Bu hissettiğimiz kaygıların tümü sahte. Yaşamın içinde kullandığımız maskelerimiz var. Maske erimizi taktığımızda hepimiz Süpermen oluyoruz.Ben sağlam dibe vurdum ve bu dibe vuruşun ardından maskemi çıkarıp kenara bıraktım.Artık kendini kimseye mükemmel göstermiyorum. Kimseye kendimi ispat etmek zorunda değilim, haklı çıkmak zorunda değilim arkamdan ne düşünüyorlar endişesi duymak zorunda değilim. Bütün bu kaygılar eskiden vardı .Farkındalık da burada başlıyor. Farkındalık maneviyatla desteklenirse huzur getiriyor. Yazdığım dört kitabımda da Allah’a kul olabilmenin yollarını anlatmaya çalışıyorum.

Bütün bu bahsettikleriniz için ilk adım nasıl atılacak? İçsel yolculuğa başlamamız gerektiğiniz, uyanma vaktinin geldiğini nasıl anlayacağız?

Tutunduğunuz dünyalıklar elinizden gitmeye, aileniz dağılmaya başlar.

Dibe vurmaya başlarsınız. Kontrol etmeye çalıştığınız her şeyin kontrolden çıktığına tanık olursunuz.Ve size öğretilen her şeyin işe yaramadığını farkedersiniz. Sonra şu soruyu sormaya başlarısınız; Neden ben? Ben bunları hakedecek ne yaptım, bu dışa vurum patlama şeklinde çıkar. Eğer bu patlamalar yaşanmazsa mutlaka bir rahatsızlıkla karşılaşmanız olasıdır. Kanser, alerji, akviğer rahatsızlıkları veya vücudunuz başka bir hastalıkla bu patlamayı yaşar.

Yani neden ben o kadar uğraştım hiçbir şey yolunda gitmiyor diyorsanız uyanma da başlıyor.

Her şeyin yolunda gitmediğinde aslında uyanma vaktiniz geldi anlamını taşıyor. Bu noktada Şems-i Tebrizi’nin bir sözünü paylaşmak isterim “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme… Nereden bilebilirsin hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

Yorumlarınızı yazabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz...

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!