Kendimize ( gelmeye ) Çağırılıyoruz

Dünyadaki bir kişi zıplaya zıplaya dünyayı sallayamaz, bununla birlikte kalbindeki bir titreşim dünyayı titreştirir.

Kendimize ( gelmeye ) Çağırılıyoruz

Kendimize ( gelmeye ) çağırılıyoruz.
Geçmişle gelecek arasında gidip gelirken, bugünden vazgeçiyoruz. Bize verilen yaşam hediyesine haksızlık ediyoruz. Kendimize haksızlık ediyoruz. Onun için haksızlığa uğradık diyoruz, hakkımızı helâl etmiyoruz. Hakkını helal edememek, oradaki haklılığı bırakamamak, orada yaşanılanı bırakamamak...
Haklılık ipini bırak ki,
Hakk'ın ipine sarıl..
Ben kendimden razıysam önce kendime hakkımı helal ediyorum.
Benim istediğim gibi olsun dediğimizde kiminle inatlaşıyoruz, yaptırmak istediğimizi kime yaptırmaya çalışıyoruz...?

Kontrol ettiğimizde, kimi kontrol ediyoruz?

Müdahale ettiğimizde, kimin işine karışıyoruz? 

Suçladığımızda, yargıladığımızda, kimi kime şikayet ediyoruz?

Kontrol ettiğimizde, müdahale ettiğimizde, suçladığımızda, yargıladığımızda kendi merkezimizden ayrılıyoruz...

Şimdi burada şu an sadece izleyip, seyrettiğinde seni yöneten tüm kalıplarından özgürleştiğinde, kontrol etmediğinde “ olanı olduğu gibi kabul ettiğinde “ olan ile ak-an olduğunda; öyle bir kendinden geçersin ki, huşu ve hayranlık içerisinde izlersin, o kendiliğinden akıp gideni. Olup bitenle hiçbir ilişkin yokmuş  gibi ve hatta orada yokmuşsun gibi hissedersin. Akışla uyumlusundur.

" Dua edebilecekken neden endileşenelim " diyor Edgar Cayce
Endişelenmek yerine " inanç " ta olsaydın bu neye benzerdi?
Yüzde kaç inançla
Yüzde kaç teslimsin?

Kendi merkezimize çağırılıyoruz!


Ilahi akışla, farkındalık yoldaşımızla, huzurla, sevgiyle, kolaylıkla, sağlıkla Rahman ve Rahîm olanın himayesinde kendimizle buluşalım niyet ediyorum.

Yasemin Aktağ

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!