Çocuklarla Sağlıklı İletişim Kurmak İçin Püf Noktalar
Çocuklarınız da anlayamadığınız, neden şimdi böyle yaptı dediğimiz çok anlarımız vardır ya da çocuğun karakteri gereği sizin onaylamadığınız bazı durumlar da oluşabilir. Bu yazım da çocuğunuzla iletişimizi kuvvetlendirecek bir kaç noktaya değindim buyrun beraber deneyimleyelim.
Büyüdükçe çocuk olduğumuz zamanları unutuyoruz değil mi ?
Oysa bir çoğumuz evlat sahibiyiz, onlar dünyaya gelene kadar mutluluk ve heyecan yaşarken dünyaya gözlerini açtıklarında ise kaygı ve korkulara bürünüyor duygularımız. Anne için hayatın dönüm noktası olabiliyor çocuk sahibi olmak çünkü artık bir canın ona emanet olduğu duygusuyla sahipleniyor koruyor ve çocuğunun geleceği için planlar yapmaya başlıyor, babalar genelleme yaparsam daha çok çocuk dünyaya gelip, dillenip, bir çocuk için maddi imkan sağlamak adına daha çok kaygılanarak baba oldum ben daha çok çalışmam lazım diyerek bu mükemmel zamanlardan kendilerini mahrum bırakabiliyorlar bununla birlikte ayırım yapmaksızın ebeveyn olmak dışardan bakınca ülke genelimizde kaygı duymak, müdehale etmek, çocuğun yerine kararlar almak, çocuğu çok rahat etiketlemek gibi bir çok benzer örnekle beraber hep fedakarlıkla adlandırılıyor. Peki çocuklarımız bizden ne istiyor, ne bekliyorlar? Onlar için fedakar olmamız yeterli mi? Hiç çocuğunuzun hislerini ve yeteneklerini izlemlediniz mi? Oyun oynarken onu izlediniz mi? Hasta olduğunda son zamanlarda evin içinde neler oldu düşündünüz mü? Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi çocuğunuzun sevgi deposuna bir bakış attınız mı?
Çocuklar en saf ve en temiz duygularla basit düşünerek hayatı kolaylaştıran mükemmel bireylerdir, hisleri ve beyin işleyişleri yetişkinlere oranla daha yüksektir onlar planlamadan, önünü arkasını düşünmeden ebeveynlerine bütün duygularını gösterirler mühim olan nokta bunu biz yetişkinlerin ne kadar anlayabildiği ve fark edebildiğidir. Bazen gözümüzün önündekini görmekte zorlanırız bazen de görmezden gelmek işimize gelir, geleceğimizi görmezden gelmeyin! Siz çocuklarınızın rol modelisiniz iyi ya da kötü.
Bir bebek anne karnında üç ayı doldurunca beyin gelişimi başlıyor 0-3 yaş ise en çok öğrenim sağladığı zihinde kesintisiz fotoğraf kaydettiği yılları. Ne kadar değerli bir dönem değil mi?
Bazen elimizde olmayan nedenlerle belki bebeğe ya da ebeveyn olmaya alışma süreci olduğundan ötürü bu zamanın kıymetini bilemiyoruz sonra çocuk büyüdükçe şikayetlerimiz başlıyor korkularımız gözlerimizin önünde yaşanır hale geliyor. Hiç kendinize şu soruyu sordunuz mu “ Çocuğumun gözünden ben nasıl gözüküyorum?”
Şikayet ettiğiniz her ne varsa rica ediyorum bir dakika durun!
Kendinize ve evladınıza fırsat verin bu durum aradanızdaki bu güçlü sevgi bağı ile çok daha kolay çözümlenecektir, o yüzden sakince durun ve düşünün kendinize bir gün verin ve o gün sadece çocuğunuza odaklanın belki de bir kaç not alabilirsiniz.
Ne söylediğinizde inatlaşıyor? Nasıl davranırsanız size uysal yaklaşıyor? Ne kadar sık hastalanıyor? Gün içinde yüzünüze bakarak mı konuşuyor? Emir kipi ile mi, rica ile mi isteklerini dile getiriyor? Çocuğunuz ne kadar sizin ona davrandığınız gibi size davranıyor? sadece bugüne değil genelleme yaparak yanında olduğunuz her anı kısa bir şekilde zihninizden geçirin. Bir sonraki adımda analizlerinize istinaden çocuğunuza karşı keşfettiğiniz durumları, davranışlarınızı gün gün kendinize ödevler vererek yerine getirin. Mesela; “Bugün eleştiren ben olmayacağım” ve o gün evladınızı hiç eleştirmeyin. Ya da “Bugün odasını toplaması gerektiğini söyleyip sonra toplamadığını görünce dayanamayıp toplamak yerine odayı bir kaç gün görmezden gelin.” Gibi deneyin deneyimleyin iletişiminizi ve evladınızla olan muhabbeti hangi seçenek kuvvetlendiriyor verdiğim örnekler haricinde bir çok davranış modelinizi koyabilirsiniz.
Yine geldik konunun herseyin bizimle alakalı olan kısmına bilerek ya da bilmeyerek bir çok duygularla hayatımızı şekillendiriyoruz bununla birlikte hamur bizim elimizde; ben minik minik toplar yaparsam minik kalıyor ve pekte bir şeye benzetemiyorum, kocaman orantılı bir yuvarlak yaparsam üstüne birde sevdiğim renkleri boyarsam ne kadar içim rahatlıyor, başarılı ve mutlu hissediyorum dimi. Küçük nesneler bir yere düştüğünde çabuk bulunmaz büyük ve renkli bir nesneyi daha çabuk seçer gözlerimiz, onu kaybetmek çok da kolay değildir!
Kararlarınızda net olun, netlik insanın korkularını azaltır, tıpkı çocuğunuza karşı olan davranışlarınızda da ne kadar kararlı olursanız sonuca daha hızlı ulaşabileceğiniz gibi. Evladınızı kucaklayın, onun mis kokusunu içinize çekin ve seni seviyorum demeyi unutmayın, "seni görüyorum ve duyuyorum" kendini ifade etmen için ağlaman gerekmiyor seni konuştuğunda anlayabiliyorum. Onu gördüğünüzü ve duyduğunuzu söylemeniz, sizin ilginizi çekmek için yaptığı bazı size göre hoş olmayan ya da herhangi bir ortamda sesini duyurmak için size başka yollarla ulaşmaya çalışmaması için, kiminle konuşuyor olursanız olun önce evladınızı görün, duyun ve karşınızdakinden izin isteyerek onun isteğine önce bir karşılık verin, devamında bir başkası ile önemli bir konu konuşurken ondan bir dakika istediğinizde buna anlayış göstermesi gerektiğini söyleyin ve zamanla değişimi izleyin.
kendinize çocuğunuzun da bir birey olduğunu lütfen hatırlatın Hayatında ki bütün kararları kendi verecek anlamında değil bu “bireylik“ bu çocuğunuzun bir karaktere sahip olduğunu kabule geçmenizle ilgili.
Hayat şartları kolay değil çalışmak zorundasınız, ev hanımı iseniz evdeki işleri yetiştirmeli ve bir çok sorumluluğun üstesinden gelmelisiniz biliyorum bununla birlikte yorgunluğunuzu gidermesi için şifa niyetine evlatlarınızı anlamaya ve onları sarmalamaya çalışmanızı en içten duygularımla temenni ediyorum.
Gelecek nesillerin hepsi bir anne ve bir babanın eseri daha mutlu, sevgi dolu ve daha verimli bireyler yetiştirmek niyetiyle ve sevgiyle.
Profesyonel yaşam koçu
Saynur Aslan
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!