Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup-95

Sizlere elimden geldiğince kendi adıma temiz bir yaşam alanı bırakmaya çalışıyorum. Öğrendiklerim sayesinde sözlerime, düşüncelerime, duygularıma, eylemlerime dikkat ediyorum. Aman yavrum sizler de dikkat edin ki hem sizi hem de sizin çocuklarınızı etkilemesin.

Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup-95

                                                                                              

Sevgili torunlarım!

Bugün 19 Şubat 2023.

Ben Neneniz Elif Yersel.

Bu mektup benim ödevim. Bana böyle bir mektup yazılmış olsaydı neleri öğrenmek isterdim diye düşündüm. Hayatlarını ve çevrelerini diye düşündüm. O nedenle bu konularda yazmak istedim sizlere.

Yavrularım!

Annem ve babam Eskişehirliler. Babamın ailesi emircik Köyü’nde yaşarmış. 9 çocuğun en büyüğüymüş babam. Okumak istemiş ama köyde insan gücüne ihtiyaç duyulduğu için dedem pek taraftar olmamış. Babam da köyden kaçarak İstanbul’ a gelmiş. Teyzesinin yardımıyla astsubay okulu sınavlarına girmiş. Başarılı olmuş. Astsubay Okulu’nu bitirip Gölcük’te deniz astsubayı olarak göreve başlamış.

Annemin ailesi de Eskişehir’de yaşarmış. Dedem şeker fabrikasında çalışıyormuş. Annem 3 kızın ortancasıymış. O zamanlar kadınların çalışma hayatında yeri azmış. Ev hanımıydı annem.

Anneannem ve babamın teyzesi komşularmış. Oradan tanışmışlar annemle babam.  10 ağustos 1975 yılında Eskişehir’de evlenmişler.  14 ağustos 1976 yılında da ben dünyaya gelmişim. Ben ilkokul çağlarımda iken İstanbul’a tayini çıkmış babamın. Benden 9 yıl sonra kardeşim Tuğba doğdu.

Babamı 54 yaşında iken bir kalp krizi ile kaybettik. Emekli olmuştu ve özel gemilerde çalışıyordu. Bir gün yolcu ettik Tunus’a. Oradan dönemedi babam. Gemide geçirdiği kalp krizi ile hayatını kaybetti. Zor günlerdi.

Ben liseden sonra İstanbul üniversitesi biyoloji Bölümü’nü kazandım. Bitirince yapı kredi sağlık merkezi Laboratuvarı’nda laborant olarak işe başladım. Daha üniversite birinci sınıfta dedenizle tanıştım. O da kimya Mühendisliği’ni okuyordu. Okullarımız bitirdik, işlerimize girdik, hazırlıklarımızı tamamlayınca 1 Temmuz 2000’de evlendik. 15 yıllık evliliğin ardından da ayrıldık dedenizle. İki çocuğumuz oldu. Tuna ve yağmur su.

Şu an tuna 12, yağmur su 9 yaşında. Üçümüz yaşıyoruz. Bir de kedimiz Mia var. Halen çalışıyorum. Kısa bir süre sonra emekli olmayı bekliyorum. Örgü örmeyi, kitap okumayı, doğada vakit geçirmeyi, öğrenmeyi, kendimi geliştirmeyi seviyorum. Şifa, enerji, zihin ve manevi konular ilgimi çekiyor.

Biraz da yaşadığımız ortamdan bahsetmek isterim yavrularım.

 

Dünyanın hali pek iç açıcı değil maalesef. İnsanlar geliştirdikleri teknoloji ile birlikte sınırlarını da aştılar. Dünyada bitki örtüsü ve hayvanlar azaldı. Nesli tükenen ya da tehdit altında pek çok canlı var. Denizler kirlendi. İnsanlık değerleri bozuldu. Anlatmak bile zor. Üzgünüm. Ancak bir taraftan da uyanış başladı. Ümitli olmak zorundayız.

Pek çok olay yaşandı tabii dünyada. Hepsini anlatmam zor ancak çok taze olan ve hayatımızı oldukça etkileyen iki olaydan bahsetmek isterim.

13 Ocak 2020’de Çin’de bir virüs ortaya çıktı: Covit 19. Çin’den başlayarak bütün dünyaya yayıldı ve bir salgına sebep oldu bu virüs.  Laboratuvar ortamında üretilip yayıldığı söylendi. Her şey mümkün. Bugüne kadar yaşamadığımız şeyleri yaşadık. Okullar ve işyerleri kapandı. Uzaktan eğitim ve çalışma başladı. Maskeler hayatımızın önemli bir parçası oldu. Evlere kapandık. Ailelerimize hasret kaldık. Hastaneler, yoğun bakımlar doldu taştı. Pek çok insan ve sağlık çalışanı öldü. Sağlık çalışanları günlerce haftalarca evlerine gidemediler. İnsanlar toplu mezarlara gömüldü. Zor günlerdi yavrularım. Biz de hasta olduk ancak kayıp yaşamadık çok şükür. Zaman geçtikçe adım adım normale dönmeye başladık.

Derken 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli 7.7 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı ülkem. 10 ili etkileyen büyük yıkımlar yaşandı. Yüreklerimiz yandı. Çok insanımızı kaybettik. İnsanlar günlerce enkazlarda kurtarılmayı beklediler. Şu an acımız hala taze. Yastayız yavrularım. Unuttuğumuz şeyi biraz da olsun bu depremle hatırladık millet olarak: bir olmayı , bütün olmayı. Çünkü unutmuştuk bir olmayı. Bölündük, ayrıldık, kırdık, kırıldık. Haktan uzaklaşırken insanlığımızdan da uzaklaştık. Her şey lafta kaldı. Özümüz ile sözümüz ayrıldı birbirinden. Şu anda büyük yardım kampanyaları ile birlik oldu insanlar. Bunu bile kavgayla yapıyoruz. Bölgenin yaralarına merhem olmaya çalışıyorlar. Giden geri gelir mi? Çok acı yavrularım çok. Esas acı olan da ders almamamız.

Sizlere elimden geldiğince kendi adıma temiz bir yaşam alanı bırakmaya çalışıyorum. Öğrendiklerim sayesinde sözlerime, düşüncelerime, duygularıma, eylemlerime dikkat ediyorum. Aman yavrum sizler de dikkat edin ki hem sizi hem de sizin çocuklarınızı etkilemesin. Adaletli olun hem kendimize hem de diğer insanlara karşı. Merhametli ve affedici olun ki rabbimden bunları istemeye yüzümüz olsun. Geçmişime ait hesaplaşmalarımı, helalleşmelerimi yapıyorum. Yine de bilmeden bir hatam olursa rabbim benim sınavlarımdan sizi muaf eylesin. Âmin.

Neneler böyle nasihat ederler canım torunlarım. Sizleri seviyorum.

Umarım dünyamız ve insanlık bizim yaşadığımız ortama göre daha iyidir.

Allah’a emanet olun.

 Elif Yersel

   

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!