Vesvese Sözlüğü 100- Değerini Bil
Değersizlik duygusu kişinin kendisini önemsiz görmesi,varlığının bir değer taşımadığı inancına kapılmasıdır. Değersizlik duygusuna sahip bireyler zaman zaman kendilerini diğer insanlardan aşağıda görürler.
Nefes21 Akademi 
Değersizlik duygusu kişinin kendisini önemsiz görmesi,varlığının bir değer taşımadığı inancına kapılmasıdır. Değersizlik duygusuna sahip bireyler zaman zaman kendilerini diğer insanlardan aşağıda görürler.
Değersizlik duygusu kişinin çocukluk yıllarında yaşadığı, olumsuz olaylar neticesinde oluşur. Buna neden olan en temel etkenler ise:
-Kişinin çocukluk yıllarında eleştiriye maruz kalması
-Diğer insanlar ile kıyaslanması
-Ailesi tarafından değer görmediğine inanması, şeklinde sıralanabilir.
Beşeriyet gereği , bir şeyler başarmak , takdir edilmek, kendini değerli hissetmek ihtiyaç duyduğumuz temel duygulardandır. Fakat bu değeri sürekli başkalarından bekleyerek kendimizi görmezden geliyoruz. Bizden önce hep başkaları geliyor , başkaları ile meşgul olmaktan çoğu zaman kendimizi ikinci plana atıyoruz.
Baba ve oğlunun pırlanta hikayesini bilir misiniz?
Vaktiyle bir baba , oğlunu imtihan etmek ister. Oğlunun eline iri bir pırlanta verip:
“Oğlum,bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en son da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını sor ve ne dediklerini öğren, sonra gel bana bildir.” der.
Oğlu nedenini anlamadan elindeki pırlanta ile bir bakkal dükkanına girer ve :
“Şunu alır mısınız?” diye sorar . Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği mücevheri alır, elinde evirir çevirir, sonra: “Buna bir tek lira veririm, bizim çocuk oynasın” der.
Oğlan teşekkür edip çıkar. Bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği mücevhere sadece beş lira vermeye razı olur.
Üçüncü kişi olarak semerciye gider :
“Buna ne verirsiniz?” diye sorar. Semerci şöyle bir bakar, “Bu benim semerlere iyi süs olur. Bundan kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna on lira veririm.” der.
Oğlan en son olarak kuyumcuya gider. Kuyumcu mücevheri görünce yerinden fırlar.
“Bu kadar büyük pırlantayı nereden buldun?” diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. “Buna kaç lira istiyorsun?”
Oğlan sorar: Siz ne veriyorsunuz?”
“Ne istiyorsan veririm.” der kuyumcu.
Oğlan: “Hayır veremem.” diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:
“ Ne olur bunu bana sat. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı , bütün malımı veririm.”
Oğlan onun kendisine emanet olarak verildiğini , satmaya yetkisi olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediğini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.
Babasının yanına dönen oğlan büyük bir şaşkınlık içinde macerasını babasına anlatır. Babası sorar:
“Bundan ne anladın?”
Oğlunun verdiği cevap çok doğrudur:
“Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir.”
Babası da ilave eder:
“Niceleri vardır ki, nadide güllerden meydana gelen şahâne gül bahçesini, dikenli otlardan meydana gelmiş otlar sanır da çiğneyip geçerler.
Kişi , kendini başkalarından gördüğü değere göre yargılar ve öyle kabul ederse, kendine büyük haksızlık eder. Şu bilinmelidir ki sen kendini sevip değer vermezsen, başkası da sana değer vermeyecektir. Değer görmek istiyorsan işe ilk önce kendine değer vererek başlamalısın.
Mesela en son ne zaman kendin için bir şey yaptın? En son ne zaman kendine vakit ayırdın? Kendini ve ihtiyaçlarını daha ne kadar erteleyeceksin? Neden sürekli kendini görmezden geliyorsun?
Kendini değerli hissetmek için başkalarının takdirine, onayına muhtaç değilsin. Sen zaten değerlisin. Sen yaratılanların en şereflisisin. Kendini sev, kendini olduğun gibi kabul et! Kendin için bir şeyler yap. Örneğin; Kendine bir hobi edinip onunla meşgul olabilirsin. Ya da kendini güzel hissettirecek bakımlar yapabilirsin. Kendini iyi hissettirecek ne varsa onu yapabilirsin.
Unutma herkesten önce sen kendi DEĞERİNİ BİLMELİSİN..
YAZAR: SEVDE SÜMEYYE ÜNAL
Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için
https://nefes21.com/profil/sevde-sumeyye-unal
Yazar'ın sosyal medya hesabı
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
