SADECE HASTAYIM
Biz küçükken hasta olduğumuzda babam kızgın olurdu.
Dün oğlum rahatsızlandı okula gidemedi.
Bugün de uyanınca kötü olduğunu, okula gidemeyeceğini söyledi.
Bunu söyler söylemez ben kızdığımı farkettim.
Hem okula gidemeyeceği için daha çok da hasta olduğu için.
Kızmıştım hasta olmasına.
Sonra durdum düşündüm, “Nerden tanıyorum bu duyguyu?” dedim.
Babamdan...
Biz küçükken hastalandığımızda babam kızgın olurdu.
Söz olarak söylemedi bunu evet ama vücut diliyle ve enerji anlamında kızgınlık enerjisi verdi
bize hep hasta olduğumuzda.
Sanki hasta olmak kötü bir şeydi.
Suçlu muyduk biz?
Sadece hastaydık!
Çok iyi hatırlıyorum ortaokul ya da lisede hasta olmuştum.
Öksürüyordum.
Öksürük de gece tutar zaten hep.
Yorganın altına girip öksürüyordum duymasınlar diye.
O an bugün bile gözümün önünde.
Suçlu gibi saklanışım.
Hasta olmak kötü bir şeymiş gibi.
Kardeşim dört beş yaşına kadar alerji tedavisi görmüştü.
O kadar sık hasta olurdu ki.
Annem korudukça, hasta olmamızdan korktukça ve babam kızdıkça kardeşim daha çok hastalanırdı.
Neden kızıyordu babam bilmiyorum ona sorma imkanım da yok.
Belki bizi kaybetmekten korkuyordu.
Belki hastalığın acizlik olduğunu düşünüyordu, bilmiyorum.
Belki ona da kızmışlardı.
Şimdi yazarken farkettim de pek hatırlamıyorum babamın hasta olduğunu.
Hiç hasta olmadan da kalp krizi ile ayrıldı aramızdan.
Bugün ben de çocuğum hasta olduğunda öğrenmiş olduğum bu kızgınlığı yansıttım.
Çünkü bilinçaltı kayıtlarım hastalığı kızılması gereken bir durum olarak kaydetmişti.
Bunu farkedince oğlumdan özür diledim.
Kendimden de.
Çünkü o da ben de sadece hasta olmuştuk.
Suçlu değildik...
ELİF YERSEL
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!