Feda- Kar
Fedakarlığı hiç böyle algılamamışım. Olumsuz olduğunu düşündüğüm için kullanmaktan bile çekinmişim. Silik, hayır diyemeyen insanlar için kullanılır diye kodlamışım meğer.
FEDA-KâR
Sohbet ederken fedakârlık kelimesi dikkatimi çekti. Her duyduğumda bu kelime bana negatif duygu verir. Gene öyle oldu. Bu kelimeyi duyduğumda, bir şeyleri feda etmek zorunda olmak anlamında algıladığım için olacak, bu davranışımla kär ettiğim aklıma bile gelmezdi.
Ne kadar da fedakârsın, denildiğinde bir şeyleri feda ettiğimin farkına varınca kendimden bir şeylerin gittiğini, eksildiğini düşünür ve bu nedenle zararda olduğum duygusuna kapılırdım. Ve bu düşünce her seferinde beni olumsuz etkilerdi. Hep kendimden bir şeyler vermek, kaybetmek gibi geldiği için kendimi kötü hissederdim. Suistimal edildiğimi düşünür, kendime kızardım fedakârlık yaptığım için. Ta ki fedakarlığın içindeki kärı fark edene kadar. İçindeki kärı fark edince biraz da utandım aslına bakarsanız. Asıl gerçek buymuş. İnsan fedakärlığı boşu boşuna yapmıyormuş. Bir çıkarı olmasa insan kendinden bir şeyler verir mi hiç? Koçlukta hep soruyoruz ya: peki, bu davranışın sana nasıl bir faydası var? diye. Bu soruyu da bunun için soruyoruz. İnsanoğlu kendisine bir fayda vermeyen, kazanç elde etmediği davranışı yapmıyor. Alışkanlıkla yaptığı davranışı hiçbir kazancı olmadığını fark ettiğinde terk ediyor, o davranışı. Her davranışın altında muhakkak fayda sağladığını düşündüğü yani kär ettiği bir şey var. Durum iyilikte de böyle kötülükte de böyle.
Fedakärlığı hiç böyle algılamamışım. Olumsuz olduğunu düşündüğüm için kullanmaktan bile çekinmişim. Silik, hayır diyemeyen insanlar için kullanılır diye kodlamışım meyer.
Beş beş cevap verenler, sözde kendini ezdirmeyen, -haklarını savunanlar- olarak her ne kadar sunulsa da topluma, bu tarz davranışların kişiye ve ilişkilere nasıl bir etkisi vardır sizce. Yani ne derece ilişki açısından yapıcı bir davranıştır. Ya da böyle davranarak nasıl bir kär ediliyordur? Düşünceni kendini savunmak için, ben merkezli, egonun tavan yatığı bir duygu ile pat pat söyle ve bu davranışından ilişkin için bir kär elde et. Karşıdaki kırılsın hiç önemli değil. ‘’ Bunu kendin için yapmalısın’’ gibi düşünceler günümüzde kişisel gelişim adı altında yaygınlaşıyor. Bir toplumu yalnızlaştırmak için ne kadar da güzel hazırlanmış bir proje. Böyle davranarak insanlar arasında duygusal, yapıcı, yakınlaştırıcı ilişkiler kalmaz ve insan ne güzel de yalnızlaşır. Yalnızlaşan, bir bağı olmayan, duygusal açıdan eksik olan insanı yönetmek ne kadarda kolaylaşır. Böyle insanlardan bir toplumda oluşmaz. Çünkü toplum demek birlik, beraberlik demek.
İnsan yalnız yaşasın, hayatını yalnız daim ettirsin diye mi yaratıldı? Ben burada kocaman bir HAYIR yazmak istiyorum. İnsanın temel ihtiyaçlarını araştırdığınızda en başta sevgi geliyor. Değer görmek geliyor. Çünkü Allah insanı sevgi üzerine yaratmış ve varlıkların içerisinde en değerli kılmıştır. Her insan için durum böyledir.
Kendimizi savunurken, düşüncelerimizi söylerken egomuzu feda etmeliyiz. Çünkü ego ile söylenmiş her söz bizi yüceltirken, karşıdakini kırar. Bu durumda ego kärın önüne geçer.
Olumsuz olarak kodladığımız, adına fedakârlık dediğimiz davranışta da egoyu bir kenara bırakarak hem kendimize hem de ilişkilerimize yatırım yapmış oluyoruz. Aynı ticarette olduğu gibi. Nasıl ki ticaret yapmak için öncelikle bir sermaye gerekir, sonunda bir kär edilebilsin. Demek oluyor ki amaç kär etmekse ihtiyacımız olan şey sermayedir. İlişkilerimizdeki sermayemiz fedakärlığımızdır.
Kär elde etmek için her şeyimizi mi feda edeceğiz peki? diye bir soru gelebilir aklınıza. Tabi ki hayır. Her yerde olduğu gibi dengeyi gözetmeliyiz. Kendimize ve şahsiyetimize zarar vermeyecek şekil de duruma, istenilen şeye ve o ana göre değişir. Mesela ilk evlilik yıllarımda eşimi tanıyabilmek için zamanı feda etmeseydim, onu anlayamayacak, tanıyamayacaktım ve aynı şekilde onunda beni tanımasını engelleyecek, kendimi ona anlatamayacaktım. Devamında çatışma olacak, huzursuzluk, mutsuzluk. Feda ettiğim zaman ve sabırla şimdi mutlu, huzurlu bir yuvaya ve beni seven bir eşe sahibim elhamdülillah. Bu feda bu kära değmez mi?
Sınav için de bu böyledir. Sınava iyi hazırlanmak için saatlerini, günlerini, aylarını feda etmesen o sınavda elde etmek istediğin başarıyı kär olarak alamazsın.
Demek istediğim ulaşmak istediğiniz neyse ona göre feda edeceğiniz şeyde değişir. Annelerimiz fedakarlığa en güzel örnektir. Sağlıklarını, gençliklerin, zamanlarını, uykularını sizce ne için feda ediyorlar? Aciz oldukları, silik oldukları veya yapmak zorunda oldukları için mi?
Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için:
https://nefes21.com/selma_onater
Yazar'ın sosyal medya hesabı:
https://www.instagram.com/selmaonater
Selma Onater
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!