2.Bölüm.15 Geçmişin Gölgeleri
1981 eylül'ünden itibaren 25 kilometre uzaktaki Landshut şehrine trenle meslek okuluna gittim. Meslek okulundaki öğretmenlerimizin hepsi almandı.
1. Bölüm2- 15 Geçmişin Gölgeleri
2.Bölüm.15. Geçmişin Gölgeleri
1981 eylül'ünden itibaren 25 kilometre uzaktaki Landshut şehrine trenle meslek okuluna gittim. Meslek okulundaki öğretmenlerimizin hepsi almandı. Öğretmenlerimizin hepsi disiplinli, düzenli ve mesafeliydi. Benim en çok dikkatimi çeken Mathematik öğretmenimizin soyadı Türk'tü. Sormamıza rağmen bir türlü bize soyadı'nın neden Türk olduğunu söylemedi.
Vilsbiburg'da kasabasında Seiler iplik fabrikasının lojmanlarında 4 odalı dairemizde mutlu ve huzur dolu bir yuvamız vardı. Ben de 1982 eylül ayında tesviyeci olarak tamir bakım atölyesinde çalışmaya başladım.
Seiler fabrikasının lojmanlarında kalıyorduk. Fabrika'da çalışanlarının kaldığı lojmanlarda yanlız çalışanlar kalıyordu.
Almanya'da çalışabilmeniz için çalışma ve oturma müsadeniz olması lazımdır.
Çalışma ve oturma müsadelerini süreli veriyorlardı.
Bizlerde hepimiz çalıştığımız ve oturacağımız evimiz olduğu için hiçbir sorun yaşamıyorduk. Benim çalıştığım tamir bakım atölyesinde bir tek ben yabancıydım ve diğerleri Almandılar. Fabrika da bizleri herkes tanıdığı için bana hoşgörüyle davranıyorlardı. Ustabaşımız Alois Messner bana çok iyi davranıyordu. Torna makinasının püf noktalarını ve her çeşit kaynak yapmayı öğretiyordu.
Bay Eder ve Bay Maier ile iyi anlaşıyordum.
Bana hiç yabancılık çektirmiyorlardı.
Pazartesinden cuma gününe kadar saat yedi ile dört arası çalışıyordum.
Öğlen oniki ile bir arası yemek molasıydı. Bu ara sırasında atölyemiz diğer kısımlarda çalışan usta ve Makina tamircileriyle kaynıyordu. Türklerin işçi olarak çalışıp, yeni arabalar alıp, haftalarca Türkiyeye gitmelerini hayretle anlatıyorlardı.
Bazı türklerimizin yeni ford, Opel arabaları olması ve takım elbise giymelerini ağızlarını bükerek anlatmalarına şahit oluyordum.
Gerçektende gurbetçilik zordu. Birde buna tek başına çalışıyorsan hayat şartları daha da zordu.
Seiler iplik fabrikasında işçiler üç vardiye çalışıyorlardı. Çocukları küçük olan aileler değişik vardiyelerde çalışmak zorunda kalıyorlardı. İşçi olarak çalışmak kolay değildi. Pamuk yumakları ve iplik bobinleri ağırdı. Birde buna akort çalışmak eklenince çalışan insanlar bedenen yıpranıyorlardı.
Türkiye'deki durumların iyi gitmemesi nedeniyle çalışmaya tek başına gelmiş olanlar eş ve çocuklarını Almanya'ya getirmişlerdi.
300'ün üzerinde işçinin çalıştığı Seiler iplik fabrikasında biz Türklerde işçi olarak her kısımda çalışıyorduk. Hepimizin hayali çalışıp, para biriktirip bir an önce Türkiye'ye geri dönmekti.
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!