Hayatta bazen
Hayatının en büyük yanlışı,
Hayatının en büyük doğrusunu doğurur.
Her şerde bir değil, bin hayır vardır aslında.
Görebilmek için bakmak lazım. Görmek niyetiyle bakmak lazım.
Başkalarına ve dünyaya gözümüzü kapattığımızda, iç dünyamıza açılır gözlerimiz.
Bambaşka bir alem görür, bambaşka bir dünya keşfederiz.
Anlarız ki aslında merkezimiz dış dünyada değil, içimizdeki alemdeymiş.
Dış dünyayı yönlendiren, şekillendiren bu içimizdeki merkez dünyamızmış.
İç dünyada oluşup şekillenmeyen ve canlanmayan hiçbir şey dış dünyamızda hayat bulamazmış.
Ne kadar içe dönersek, dışarıya o kadar doğru bakıp doğru görüp doğru anlayabilirmişiz.
Şifa her zaman içeride bulunurmuş, biz hep feryat figan dışarıda koşuşturup durmuşuz.
Sonra bir gün etrafımız çıkmaz sokaklarla dolunca, kapılar suratımıza tek tek çarpılınca, üzgün kırgın ve yalnız halde eve(iç alemimize) döndüğümüzde; isyan, sorgu, düşünce başlar peşpeşe.
İşte o vakit Rabbim de nasip ettiyse eğer, belki de yaptığımız en büyük yanlış, en büyük doğrumuza sebeb olarak iç alemimize açılır gözümüz.
Hayat artık bizim için çok başkadır.
Ve sonuç olarak hayatımızın en büyük yanlışları, hayatımızın en büyük doğrusunu, yani kendimizden kendimizi doğurmamıza vesile olmuştur.
Tüm yanlışlara, tüm doğrulara, dünüme, bugünüme, hepsini yaşatıp bana kendimi ve kendini bulduran Rabbime binlerce kere şükürler olsun, hamdolsun.