Değişime İzin Ver...

İşte orada zaman daralır. Hayattan aldığımız neşe azalır. Her şey anlamsızlaşır. Enerji düşer. Çünkü iç dünyamızda mevsimler gibi değişimler yaşar. Doğayla uyumlanır. Tıpkı sonbaharda dökülen yapraklar misali bir şeyler uçup gider içimizden...

Değişime İzin Ver...

İnsan değişken bir varlık. Her yönden değişim ve dönüşüm içinde. Bazen fiziksel bazen ruhsal bazen de duygusal anlamda sürekli farklı hallere bürünür. Bu değişim bir de zihinsel anlamda olursa bir anda her şey alt üst oluverir. Bu durgun bir denizin bulanması gibidir. Öyle karışır ki geçmişte neye inandığını şimdi nelere inanacağını bilemez. Acaba atalarından ve çevresinden duyduğu inanışlar mı yoksa zihin dünyasında açılan yeni bir alan mı? Hangisi daha haklı…

Geçmişe dair inanç kalıpları, gelenek görenekler hatta bir zamanlar kök salmış fikirler hepsi çöküverir. Yepyeni bir bilinçle adeta yeniden doğmuş gibi hayata adım atarız.

Zamanla bu zihinsel karışıklık durgunlaşır elbette ama durulana kadar yaşadığımız o ruhsal dalgalanma elbette bizi aşağıya çeker. Bu durumu fark etmek ve o eski yaşanmışlıkları misafir gibi uğurlamak bizim elimizde…

İşte bu durumda içimizde bir iyi bir de kötü iki ses birbirleriyle yarışmaktadır. Biri iyilikten yana iken, diğeri hep kendini haklı çıkarmaktan yana. İyi yanımız her şeyi güzel görmek ister. Güzel düşünür, güzel yapar. Kötü olanın işi ise bu iyiliği isteyenin planlarını bozmaktır. İnsan iki arada bir derede ne yapacağını bilemez olur.

Hangisini tercih etmeli. Elbette iyiliği emredeni dinlemeli ama bazen onun sesi de duyulmaz olur. Kine, nefrete, kötülüğe öyle kapılır kalırız ki, ortalıkta iyilik adına tek bir hamle yoktur. Neler oluyor, sanki inandığımız her şey bitip tükenmekte, kara kara bulutlar üzerimize çökmekte…

İşte orada zaman daralır. Hayattan aldığımız neşe azalır. Her şey anlamsızlaşır. Enerji düşer. Çünkü iç dünyamızda mevsimler gibi değişimler yaşar. Doğayla uyumlanır. Tıpkı sonbaharda dökülen  yapraklar misali bir şeyler uçup gider içimizden...

Anlamsız bakışlarla kala kalırız öyle!

Sanki bir boşluğa düşer gibi havada asılı kalırız. 

Oysa bu yepyeni başlangıçların dönüm noktasıdır. 

Kabz hali...

Yeni enerji alanına geçiş ve o alana uyumlanma süreci...

Bu geçişi rahat atlatmak için derin nefesler al. Ve olanlara izin ver. Aklına takılan düşüncelerin gidişine, seni sessizliğe boğan duyguların geçişine, bedeninin enerjisiz kalışına,

Canını yakan insanlara ve hazmedemediğin olaylara...

Her birini fark et! Gitmelerine izin ver. Onları resmi bir geçitten geçiyorlar gibi uğurla...

Sürekli değişen dönüşen dünyada insan nasıl aynı kalabilir ki? Aynı kalanlar, değişime izin vermeyenlerdir. Onlar ölü ruhtan farksızdır.

Oysa yeni bilince açık olanlar her seferinde yeniden dirilirler!

Hoşça kal hayatımdan gitmesi gereken eski duygularım, hoşça kal sürekli beynimi kemiren düşünceler, hoşça kal beni üzen, beni kıran her şey…

Değişim senle başlıyor. İçinde bir şeyler bitiyorsa yeni başlangıçlara yer açılacak demektir. Sadece sessizce niyet et, sabırla ve teslimiyetle beklemeye koyul!

-Hoş geldin umut

-Hoş geldin yenidünyam.

-Hoş geldin yeni fikirler.

-Hoş geldin yeni farkındalıklar...

-Hoş geldin bastı zaman...

“Ben varsam bugünün anlamı var. Ben geçmişte yaşıyorsam bugünde yokum. Bugünü yaşamak için geçmişe elveda. Farkı fark edenlerden olmak umuduyla

Hoşça kalın ve hoşça yaşayın inşallah…”

Gülay Okuyucu / Yazar / Bütünsel Nefes Danışmanı / Nlp Uygulayıcısı 

Kitaplarımıza ulaşmak için : https://nefes21.com/Kitaplar-Uygulama 

Sosyal Medya hesaplarımızdan bize ulaşmak için ;https://www.instagram.com/gulayokyc/

https://www.facebook.com/G%C3%BClay-Okuyucu-1079352085573613

 

.

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!