Sen Kimsin?

Sevdiklerin olsa da birilerinden ayrı kalmış yetim gibisindir. Her şey çok anlamsız gelir. Çünkü her şey bitmiştir gözünde. Her şey bomboş ve saçmadır. Sanki ait olduğun başka bir yer vardır. Kaçıp gitmek istersin, kurtulmak istersin şu garip dünyadan.

Sen Kimsin?

SEN KİMSİN?

Hepimizin yolu çoğu zaman çıkmaz sokaklara düşer.

Her yer karanlıktır, ne bir ses ne de nefes vardır.

Sadece garip bir kimsesizlik…

Sahi insanı yoran tek şey bu kimsesizlik değil mi?

Sevdiklerin olsa da birilerinden ayrı kalmış yetim gibisindir. Her şey çok anlamsız gelir. Çünkü her şey bitmiştir gözünde. Her şey bomboş ve saçmadır. Sanki ait olduğun başka bir yer vardır. Kaçıp gitmek istersin, kurtulmak istersin şu garip dünyadan. Hatta canına son vermek bile geçer aklından. İşte bu bir dibe çöküştür. Tıpkı Hz. Yusuf (a.s)’in kuyuya atılışı, Hz. Yunus (a.s)’in balığın karnına inişi, Hz. İbrahim (a.s)’in ateşlere düşüşü, Hz. İsa (a.s)’in çarmığa gerilişi ve daha yüzlerce Peygamber ve büyük zatın yaşadığı o görünüşte sıkıntılı ama sonunda kurtuluşla müjdelenmiş harika zamanlardır. Sana öyle gelmese de her biri ilahi huzura davettir.

Harika zamanlar mı?

Evet. İçine gömülmüş o aşk tohumunun çatlayıp gönül bağını delmesi için beden zindanında sıkışıp kalması gerekiyor. Sen her ne kadar (nefsinin vesveseleri yüzünden) kendini kötü hissetsen de o eşsiz ruhuna ulaşmak için bu karanlık diyarı geçmek zorundasın. Ama bu diyarın bir ruhu var. Her şeyi hisseder. O yüzden burada vazgeçmek yok! Şikâyet etmek yok! Sadece sabırla edeplice beklemek var.

Merak ettin öyle değil mi?

Kendi içine yolculuğa çıkmaya var mısın? Öyleyse hemen sor;

“Ben bu diyara neden geldim?”

Bu sorunun ardına düş, sokak sokak gezin çünkü bunun cevabına ulaşmadan sana huzur yok!

Sorgulamak; kalbimizdeki sırlı kapıları açıp yolculuğa çıkabilmek için harika bir başlangıçtır.

Ben kimim? Yaşama amacım ne? Nereden geldim? Nereye doğru yol alıyorum?

İşte kendinden ötelere açılan bu âleme gidebilmen için parolayı doğru seçmen gerekiyor. Doğru sorular sormalısın. Çünkü kapıların açılması senin sorduğun sorulara bağlıdır. “Bunlar başıma neden geldi” gibi soruları hayatını daha karmaşık hale getirirken “bu karmaşık halden nasıl kurtulurum” sorusu doğru adrese gitmene yardımcı olacak! Dikkat et bu sihirli tılsımlar o girdiğin korku tünelini heyecanlı bir âleme dönüştürecek. Bazen nefesin kesilecek, bazen heyecandan titreyecek, bazen deliler gibi ağlayacaksın. Ama emin ol eğer sabredersen sonsuz bir huzur deryasına dalacaksın. Emin ol oraya kavuşmak için çektiğin tüm acılara değecek…

Şimdi durup tekrar düşünmelisin…

BU GİDİŞ NEREYE? (Tekvir Suresi/26)

Mesela en çok nelerle meşgulsün?

Biliyorum tek gayen mutlu ve huzurlu bir yaşam. Hep bu uğurda çalışıp didiniyorsun. Sürekli koşturup duruyorsun.

Hem de ne koşturma!

Sanki nefes almadan bir yere yetişircesine gidiyorsun. Ne işin bitiyor ne de ihtiyaçların… Sürekli hareket halindesin. Ha bu sadece kendin için olanlar. Bir de çevrendeki insanlar var. Onlarında senden istekleri var. Evet, sen sadece kendine değil herkese yetişmeye çalışıyorsun. Sadece kendin için değil sevdiklerin de mutlu olsun diye didiniyorsun. Ve sürekli yoruluyorsun. Bazen ayakların tutmaz oluyor, bazı akşamlar gözlerin bile görmüyor, hele kalbin hiç avunmuyor. Hep huzursuzsun değil mi? Huzuru sürekli geçiştirip duruyorsun, mutluluk ise; hep gelecek yarınlarda saklı. Hep şunu söylüyorsun; “hele şu işleri hal yoluna koyayım her şey düzelecek…”

Kaç yıldır diyorsun bunu?

Peki, kaç yıldır erteliyorsun mutluluğu…

Ya da sürekli çalışıp didinirken kimi mutlu ettin? Yaptığın fedakârlıklar için kim sana gelip teşekkür etti. Aksine hep şikâyet ettiler, beğenmediler değil mi? Kıymetini bilmediler. Seni hep incittiler. Üzdüler. “Kim için” dedin çoğu zaman, “ne için yaşadım ki ben?”

Ne oldu sonunda? Ömrün geçip gitti…

Hayat heybene hayal kırıklıkları, gözyaşları ve gerçekleşemeyen hayallerini doldurdun gidiyorsun!

Oysa o uğruna canını feda ettiklerinden de ayrılacağın bir âleme doğru yol alıyorsun.

Ama bu gidiş nereye?

Hayat yolunun neresinde olursan ol varacağın menzil belli değil mi? Herkesin göçüp gittiği bir mekân var. Baksana insanlar sahip olduğu her şeyi biranda bırakıp itiraz dahi edemeden gidiyorlar. Demek ki bizi bekleyen başka bir âlem var. Karar senin ya dünyayı tercih edecek kısa bir zevk uğruna ebedi hayatını ziyan edeceksin ya da sonsuz bir âleme açılan kalbinin kapılarını aralayacaksın.

Hadi kır zincirlerini arada kalıp ziyan olma!

Kendi yolunu kendin seç! Hadi çöz kendini! Biraz aklını harekete geçir. Neyi istediğini çok iyi bilmelisin. Yolunu kaybedenler hep hayallerini dünya ile sınırlı tutanlardır. Ufkunu genişlet aklındaki soruların cevabına odaklan. Araştır. Bak bakalım ne için geldin bu dünyaya? Senin için en önemlisi iki dünya arasındaki dengeyi kurabilmektir. Unutma tüm sorularının cevabı yine senin içinde saklı…

Gülay Okuyucu/Kalbimdeki Yolcu kitabından alıntıdır.

Gülay Okuyucu

Yazar / Profesyonel Koç/ Bütünsel Nefes Danışmanı

Kitaplarımıza ulaşmak için : https://nefes21.com/Kitaplar-Uygulama 

Sosyal Medya hesaplarımızdan bize ulaşmak için ;https://www.instagram.com/gulayokyc/

https://www.facebook.com/G%C3%BClay-Okuyucu-1079352085573613

 

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!