Zararın Neresinden Dönersen Kar Orasıdır

Korkularımız ve egomuz bizi hayatta tutmak için gizli savunma mekanizmalarımızdır. Tehlike anıda refleks olarak çıkarlar ortaya. Yüzümüze bir şeyin hızla gelmesi ile ellerimize hiç komut verme fırsatı olmadan aniden yüzümüze götürür, yüzümüzü korumaya alırız. Farkına varmadan bir iğne batsa parmağımıza hemen parmağımızı oradan çekeriz. Bunun gibi beklenmedik bir durum olduğunda pozisyonumuzu hızla değiştir, her an koşmaya, kaçıp kurtulmaya hazırızdır. Korkularımızın ve egomuzun tek yapmak istedikleri şey bizi korumak, güvene almaktır.

Ben hiçbir şeyden korkmam diyen herkes için de geçerlidir bu durum. Korkuları yönetebilmekte irade işidir. İradeli olan kişi hem korkularını bununla birlikte egolarını yönetebilir. Yeri gelir korkuların üzerine gider yeri gelir korkudan, egodan uzak durur. Böyle yerine göre doğru davranışı sergileyebilen insanlar karşımıza başarılı insanlar olarak çıkarlar. Korkuları ve egoyu yönetebilme yeteneğine, insan doğuştan sahip olabildiği gibi olmaya da bilir.  Bu yeteneğe doğuştan sahip olmayanlar, için duygularını yönetmeyi öğrenmek güzel bir çözüm olur.

Korku ve ego bizleri hayatta tutmak, korumak ister demiştik. Bunlar bizi hep konfor alanında tutar, alışkanlıklarımızın dışına çıkmamızı istemezler. Yapmak istediğimiz değişikliği gözümüzde o kadar büyütürler ki imkansızmış gibi algılamamızı sağlarlar. Bunları ancak benden hariç herkes yapabilir, fakat ben asla yapamam düşüncesine inandırlar. Sadece yaptıkları bununla da kalmaz zaman zaman bizi çocukluğumuzla oyalarlar. Çocukluğumuzda yaşadığımız olumsuz olan tecrübeleri hatırlatırlar. Başarısızlıklarımızı hatırlatarak yerimizde kıpırdamadan durmamızı sağlarlar. Bazen de geçmişte olan bir şeyi elimize tutuşturup sen bununla bir oyna derler. Biz onunla oyalanırken zamanın nasıl geçtiğini ve fırsatları kaçırdığımızı fark etmeyiz bile. Üstelik hem zevkte alırız yaptığımız bu anlamsız, faydası olmayan işten!

 Ne zaman ki geleceğin önüne çekmiş oldukları geçmiş perdesini kaldırıp, aydınlığın, perdenin arkasında olduğunu fark ettiğimizde işte bu iki işbirlikçi arkadaşın bize oynadıkları oyunun görebilmek mümkünleşir. Bununla birlikte takmış oldukları dost maskeleri yere düşer ve böylelikle bize bir faydaları olmadığını fark ederiz. Bu durumda bu iki arkadaşı yolun neresinde farkına varırsak orada bırakır, yola onlarsız devam ederiz. Çünkü ‘’zararın neresinden dönersen kar orasıdır’’ atasözünü günlük hayatımızda çok kullanırız. Bu atasözünü burada hatırlamak ve uygulamak kendimize yapacağımız en doğru davranış olacaktır.

Farkına varmak, farkında olmak çözümün başlangıcıdır. Bir A-ha anıdır. Bilinçaltını harekete geçirmenin anahtarıdır. Korku ve ego ne kadar konfor alanında bizi tutmak istiyorlarsa bilinçaltı tam tersine gizli start düğmesidir.  Bizi hareket halinde tutarak üretimin gerçekleşmesini sağlayan, olmak istediğimiz yere getirmek için gizli kahramanımızdır. Bilinçaltının söylediklerini duyabilmek için iki işbirlikçiyi susturmak onlarla ilişkiyi kesmek gerekir.

Atasözünden başlayan sohbetimizi başka bir atasözü ile şimdilik noktalamak isterim.

‘’Dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.’’

Bu durumda sen kimi dost edineceksin?

SELMA ONATER

Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için:

https://nefes21.com/selma_onater

Yazar'ın sosyal medya hesabı:

https://www.instagram.com/selmaonater