Zaman Yolculuğu Yapabilseniz Ne Yapardınız?
İstanbul’da tarihi bir otel olan Pera Palace Oteli’nde geçen sıra dışı ve oldukça çarpıcı olan bir hikayenin anlatıldığı dizinin konusu şu şekilde. 2022 yılında Pera Palaca oteli hakkında yazı yazmakla görevlendirilen genç bir gazeteci olan Esra’nın (Hazal Kaya) otele gelip, yazısı için bilgi toplamak adına, küçük bir keşif yapmasıyla başlıyor her şey. Otel lobisinde, makalesi için edindiği bilgilerden yazısını yazmaya koyulan Esra’yı, gecenin ilerleyen saatlerinde büyük bir sürpriz bekliyordu. Esra odasına gitmek üzere otelde dolaşırken, yanlışlıkla tarihi odalardan birinde 1919 yılına açılan bir kapı olduğunu keşfeder. Böylece geçmişe doğru zamanda yolculuk yapar ve modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e karşı düzenlenen siyasi bir komplonun ortasına düşer.
Bu aralar zihnimde epeyce hayalini kurduğum ve sorguladığım bir konu şu zaman yolculuğu. Şöyle birkaç dakika gözlerinizi kapayın ve siz de benimle birlikte hayal etmeye çalışın lütfen. Söz veriyorum, sadece birkaç dakika, fazlası yok. Zaten bu hızla akan 24 saatten daha değerli hiçbir şeyimiz yok artık. Evet, bu konuda da hemfikirsek sizi bekliyorum, gözlerinizi benimle birlikte kapamaya var mısınız? Zaman yolculuğu yapabilme gücüne sahip olduğunuzu düşünün şimdi. Bilmiyorum işte, sihir filan değil tabi ki ama, bir yerlerden bir gücünüz, sanki doğuştan bir yeteneğiniz varmış gibi, sanki size verilen bir armağan gibi de düşünebilirsiniz. Öyle bir yetkiniz olsa ve bu güç sadece, kısa süreli size verilmiş olsa, ilk ne yapmak isterdiniz?
Hani bazen derler ya, deli mi dürttü diye, ben de sizin, "ne oldu şimdi, niye bu konuyu seçtin” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, tamam, açıklıyorum. Hafta sonu izlediğim, bir dijital platformda yayınlanan ve Türkiye top 10 listesinde 1 numaraya oturan bir diziden bahsetmek istiyorum bugün sizlere. Hafta sonu hali hazırda biraz hasta olmamım etkisiyle, ki bu arada hala çıkamadım şu hastalıktan, eşimle evde kalmanın tadını çıkardık. Bir krizi daha fırsata çevirerek, evde yaptığımız anne pizzası ve bitki çaylarımız, meyve sularımız ile “hafta sonu partisi” düzenledik. Kızım Deniz de bayılıyor böyle şeylere. Onunla bu şekilde etkinlik yapıyoruz. Hamur işlerinde bana yardımcı oluyor. Pizza hamurunu yoğurmak ve kızıma da bir parçasını oyun hamuru olarak vermek de dahil buna. Hamur yoğurulup fırına konuluncaya kadarki süresi etkinlik ve keyifli mutfak aktiviteleri arasında yer alıyor bizim için evde kaldığımız hafta sonları. Bazen öyle yoruluyor ki, pizza pişmeden dayanamayıp koltuğun üzerinde uyuyakalıyor. Yine öyle oldu ve Deniz uyuyakaldı. Biz de eşimle, madem ki bu oldukça soğuk hafta sonunda evde kalıp, pijama terlik televizyon (PTT) üçlüsünü yapıyoruz, o halde, sağlıklı ev pizzalarımız ve taze sıkılmış portakal sularımızın eşliğinde, dijital platformdaki top 10 listesinde 1 numaraya oturan şu yeni, meşhur diziye bir şans verelim dedik. “Pera Palace’ta Gece Yarısı” diziyi bilmeyen duymayan yoktur diye düşünüyorum, hatta belki izlemişsinizdir bile.
Oldukça ilginç bir dizi olmuş. Buradan izlemeyenler için 'spoiler' vermek istemem tabi, ama, dizi içime işledi diyebilirim. Bildiğimiz gibi İstanbul’da tarihi bir otel olan Pera Palace Oteli’nde geçen sıra dışı ve oldukça çarpıcı olan bir hikaye anlatılıyor. Charles King’in aynı adlı kitabından (Midnight at Pera Palace) uyarlanan dizinin konusu şu şekilde. 2022 yılında Pera Palaca oteli hakkında yazı yazmakla görevlendirilen genç bir gazeteci olan Esra’nın (Hazal Kaya) otele gelip, yazısı için bilgi toplamak adına, küçük bir keşif yapmasıyla başlıyor her şey. Genç ve idealist olan Esra, otel müdürü Ahmet Bey (Tansu Biçer) ile oteli gezer, makalesi için yeterince veri topladığından emin olduktan sonra evine gitmek için dışarı çıktığı sırada, inanılmaz şiddetle yağan yağmur nedeniyle bu havada taksi bulamayacağının endişesine kapıldığı sırada, otel müdürü Ahmet beyden gelen ince daveti kabul ederek, o gece otelde kalmaya karar verir. Bu, genç gazeteci Esra için büyük bir onur olacaktır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Pera Palace Otel’nin gelmiş geçmiş en değerli konuğu olan Mustafa Kemal Atatürk burada ilk kez 1917 yılında konakladı. O yıldan sonra, savaş ve barış dönemlerinde defalarca Pera Palace Oteli’nde kaldı. Cephe dönüşlerinde adete evi gibi kullandığı, ülke için önemli kararlar aldığı ve üst düzey konuklarını ağırladığı 101 numaralı oda, doğumunun 100. yılı olan 1981 yılında, Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsi eşyalarının da sergilendiği bir müze oda haline getirildi. Genç gazeteci bu sebeple oldukça heyecanlıydı ve daha pek ünlü isme ev sahipliği yapmış Türkiye’nin ilk müze oteli olarak bilinen otelinde Esra bu şansa bir daha ne zaman sahip olabilirdi ki? Otelde hayran olduğu ve kitaplarını neredeyse ezbere bildiği Agatha Christie’ye ait de bir oda da vardı üstelik. Esra büyük bir mutlulukla neredeyse kötü hava şartlarına bile sevinecekti.
Otel lobisinde, makalesi için edindiği bilgilerden yazısını yazmaya koyulan Esra’yı, gecenin ilerleyen saatlerinde büyük bir sürpriz bekliyordu. Esra odasına gitmek üzere otelde dolaşırken, yanlışlıkla tarihi odalardan birinde 1919 yılına açılan bir kapı olduğunu keşfeder. Böylece geçmişe doğru zamanda yolculuk yapar ve modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e karşı düzenlenen siyasi bir komplonun ortasına düşer. Artık Esra, otel müdürü Ahmet Bey ile birlikte Türkiye tarihinin akışını ve geleceğini korumak zorundadır. Fakat Esra, İstanbul’un en çılgın gece kulübünün sahibi, yakışıklı ve gizemli Halit ile tanışır tanışmaz, 1919 İstanbul’unda hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını ve kimsenin aslında söylediği kişi olmadığını anlar. Kısaca dizi 1919 İstanbul’unun içinden geçen karakterleri ve dönemin bilinmeyenlerini büyüleyici ve sıra dışı bir şekilde yansıtıyor bizlere.
Dizinin konusunu anlatmamdaki sebep, izlemeyenler için de bir fikir olması adınaydı. Şimdi benim bu yazıyı yazmamdaki esas amaç ise, eğer sizler de bu genç ve idealist gazeteci Esra gibi böyle büyük bir sır perdesi içerisinde, böylesine bir güçle, zaman yolculuğuna çıkabilme şansınız olsaydı ne yapardınız? İlk olarak ne yapardınız veya nereye gitmek isterdiniz? Hayatınızda bir şeyleri değiştirmek ya da akışa bir şekilde engel olmak ister miydiniz? Akıştan memnun iseniz, ufak tefek de olsa bazı değişiklikler yapmak ister miydiniz? Yapabilseydiniz, kendinizle veya sevdiklerinizle ilgili neleri değiştirmek ya da daha farklı yapmak isterdiniz? Özetle, siz bu kelebek etkisinin neresinde yer almak isterdiniz? Yoksa zaman yolcuğu yapmak size de ürkütücü geliyor mu?
Benim cevabım evet. Evet diyorum, çünkü kesinlikle böyle bir şansım olsa, atalarımın ilk nereden geldiğini, nasıl bir süreçten geçtiklerini, nasıl yaşadıklarını ve nelerle bugünlere kadar, bana kadar bu aktarımın geldiğini bilmek isterdim. Onlarla tanışmak ve dünya gözüyle her şeyi görmek isterdim. Belki o zaman, kafamda, bu kim olduğuma ve bu dünyaya neden geldiğime, ne amaç için yaratıldığıma dair kesin ve net bir sonuç bulabilirdim. Hayatımı varsayımlar üzerine yaşanmaktan ziyade, köklerini bilen ve onlara tutunan biri olarak yaşardım bu dünyada. Bazı şeyleri kesin olarak bilememek bazen yorucu oluyor. Eğer benim gibi kesinlikten ve somut delilerden hoşlanan biriyseniz, netlik sizin için de önemlidir. Bu bağlamda, atalarınızın, ne şekilde ve nasıl yaşadıklarını, gerçekte aslında kimler olduklarını ve ne işlerle uğraştıklarını tam olarak bilebilmek oldukça işime yarayan bir bilgi olurdu ve zaman yolculuğuna çıkabilmem için yeterli bir sebep olurdu diye düşünüyorum.
Peki sizler zaman yolculuğu yapabilseniz ne yapardınız?
Sevgilerimle Nursal Uğursal
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!