Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup-24
Dilerim yazdıklarımı keyif ile okursun. Ne mi yazacağım? Bilmiyorum planlamadım. Aklıma ne gelirse ama şu an içimden sana kendimi anlatmak geldi. Kimsin? Hangi Ülkedensin yada hangi Gezegendesin bilmiyorum. Türkçeyi okuyabiliyor musunuz bilmiyorum. Robot musun, yarı insan yarı robot musun, bilmiyorum. İnşallah insan’sındır. Yazdığım mektubum okunuyorsa şimdiden kendimi şanslı hissediyorum. Sen! okuyorsun çünkü…
Bu mektubu 09-01-2022 tarihinde Türkiye-Antalya ili, Alanya ilçesinde yaşarken akşam saat 21:54’te yazmaya başladım. Dilerim yazdıklarımı keyif ile okursun. Ne mi yazacağım? Bilmiyorum planlamadım. Aklıma ne gelirse ama şu an içimden sana kendimi anlatmak geldi. Kimsin? Hangi Ülkedensin yada hangi Gezegendesin bilmiyorum. Türkçeyi okuyabiliyor musunuz bilmiyorum. Robot musun, yarı insan yarı robot musun, bilmiyorum. İnşallah insan’sındır. Yazdığım mektubum okunuyorsa şimdiden kendimi şanslı hissediyorum. Sen! okuyorsun çünkü…
Hoş geldin benim dünyama. Teşekkür ediyorum iyi ki geldin, seni seviyorum, bunları söylemek hoşuma gidiyor. … Sevmek, sevilmek nasıl bir duygu biliyor musun?
28-07-1968’de İstanbul’da doğdum.3 çocuklu bir ailenin en büyük çocuğuyum. 2 Erkek kardeşim var. Bu arada erkek – kadın diye bir şey var mı? Cinsiyet var mı? İnsan nüfusu ne kadar kaldı? Beni anlayabiliyor musun? Çok heyecanlandım… Heyecan ne demek bilir misin? Ben beni anlayabildiğini düşünüyorum sadece yazdıklarımı okurken hayal et ve hisset yapabiliyorsan Hayal etmeyi ve hissetmeyi biliyorsan tabii ki… Aslında bu mektubu torunumun torununa yazmak isterdim. Ama çocuğum yok. Benim Çocukluğum keyifliydi… Mutlu bir çocukluk dönemi… Gençlik dönemim de fena değildi… Sana anlatacağım o kadar çok şey var ki… Ama yaşadığım gezegen yani Dünya her gün uyandığında ya da gerekli dinlenmeyi bedenen sağladığında barındığın yerden evimden dışarı çıktığımda mutlu olduğum, beni yaradan Allaha şükür ettiğim, hamd ettiğim (Allah doğmamış, doğurmamış, ve tüm evreni yani benim de yaşadığın gezegeni var etmiş yaratıcı, yaratan var eden ve benim ile birlikte yaşayan, her anımı bilen, gören, duyan, TEK olan… Açıklama gereği duydum. Belki hiçbir kaynakta yazmıyor olabilir, belki KIYAMET henüz olmamış olabilir, bilmiyorum. Çünkü İnsan nüfusunun azaltılması için üretilen Covid 19 salgını ile Dünya İnsanı mücadele içinde… Kendi geleceklerini garanti altına alan Mavi Kan taşıdığını söyleyen Şeytani varlıkların İnsan neslini çoook azaltarak kalan insanları da kendilerine köle yapacak bir sona doğru gidiyoruz. Ben değil BİZ olmayı başaramazsak. ) Bizim sokağımız, mahallemiz, İstanbul’umuz, Türkiye’miz, Dünya’mız vardı. Güzeldi, basitti ama mutluyduk, sağlıklıydık. Daha bir iyiydi her şey… Giderek teknoloji gelişti… İnsanların yerine makinalar aldı… Hayal ettiğimiz her şey bir bir gerçekleşiyordu. Ama her sabah uyandığımda daha bir yorgun ve mutsuz uyanmaya başladım… Mutlu değilim. Sanıyorum olana değil bende olmayan her şeyi istediğim için olabilir. Ne oldu? Aynur ne değişti? Hani her sabah uyandığında şükür ediyordun ya eskiden, şimdi neden yapmıyorsun? Unuttun? 30-45 yaşlarda böyle duygu sarhoşluğu yaşamıştım. Ama sen Aynur 28 yaşında senin Hayat arkadaşını eşini öldüren insanları bile affeden, onlar bu amaçla gelmişler bu yaşama işlerini iyi yaptılar diyen sen Aynur … Nasıl kaybettin kendini… Unutursan unutulursun? Hayır bu sadece insanlar için geçerli Aynur… Senin Allah’ın seninleyken seni unutur mu?… Sana her an hatırlatıyor nasıl bir mucize olduğunu… Evet şu an 54 yaşındayım, artık unutmuyorum. Hamd olsun, şükürler olsun… Dualarım artık her iki Cihan için oldu… Bir de uygulamayı başarabilirsem muhteşem olacak diğer boyut için… Her iki Cihan mı? Yani biz ölümlü varlıklarız. Sonsuz değiliz. Sen nasılsın? Ben nefes aldığım sürece bedeninin içinde yaşayan bir ruhum. Son nefesimden sonra bedenimi terk edip farklı bir boyutta olacağım… Rehberimiz Kuranı Kerim ve son Peygamberimiz Hz. Muhammed’tir. Bu arada bu mektubu kendimi bulmaya, kendim ile olan yolculuğumda bana yardımcı olacak bir Kişisel Gelişim Eğitimi almaya karar verdiğim zaman diliminde ödev olarak 100 yıl sonraya mektup yazmamız istendi.Böyle başladı sana yazdığım mektup… Yazacak çok şey var… Anlatacağım çok şey… Şu an dünyamız içinde bulunduğum Ülkem Türkiye beni üzüyor… Giderek daha da kötü ve yaşanılması birçok kişi için zor oluyor… Ülkemin para değeri düşüyor ve her sabah uyandığımda fakirleşiyoruz. Para mı? Para ihtiyaçlarımızı alabilmemiz için değişim aracı… Metal ve kağıttan oluşan elimize alabildiğimiz dokunabildiğimiz… Çok şeyler konuşuluyor… Beslenmemiz bozuldu. Çünkü gıdalarımızın genetiği ile oynadılar… Bizi değiştirmek, doğamızı bozmak için… Başardılar mı? Evet başardılar… Bende çok direnenlerdenim. Şimdi suyumuz, güneşimiz ve birçok şeyle uğraşıyorlar… Başaracaklar mı? Hep birlikte hareket edersek hayır… Dua ediyorum… Benim gibi düşünen insanlar ile yollarım kesişiyor Allah bana işaretler gönderiyor , iyi görüp okuyabilmem gerekiyor… İnşallah gören, okuyan, uygulayanlardan olurum ve bu yönde çevreme ışık olurum buna niyet ediyorum… Sana tekrar yazacağım…. Bilmiyorum ne zaman? Benim diğer mektuplarımı bulmayı dene lütfen… Sana mutlaka yazacağım…Lütfen ALLAH’ı, tüm var olanı, göndermiş olduğu Rehber kitabı bul… Sana da yol gösterecek… Biz yolları bulamadık, kaybolan bir nesil olmak üzereyiz. Sen Kaybolma! Yaradandan ötürü tüm yaratılmışları seven, AYNUR MORADİ
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!