Yapamıyorum, üretemiyorum, tıkandım dediğin anda...
Yapamıyorum, üretemiyorum tıkandım düşüncelerinin bize hissettirdiği suçluluk duygusundan kurtulmak için, ‘Kendimize karşı nazik olmak nasıldır?’
Hayat zaman zaman o kadar hızlı akar ki her şeyin durduğunu hissederiz. Zihnimiz o kadar karmaşık, düşünceler o kadar hızlıdır ki artık üretemez, hayata katkı sağlayamayız. Anlar, avuçlarımızın arasından akıp giderken harekete geçemeyiz.
Araç sürerken de öyle değil midir? Araç çok hızlanınca arabanın durduğu hissine kapılırız. Düşüncelerimizin, üretimimizin tıkandığı bu anlarda neye ihtiyaç var? Ne yaparsak bu süreci kolay atlatabilir, eski üretken günlere nasıl geri dönebiliriz?
Yapamıyorum, üretemiyorum tıkandım düşüncelerinin bize hissettirdiği suçluluk duygusundan kurtulmak için, ‘Kendimize karşı nazik olmak nasıldır?’ Sorusunu sorarak kendi adımıza cevaplamak başlangıç için etkili olur. Bazen ara vermeye de ihyacımız olduğunu düşünmek öncelikle suçluluk hissinden sıyrılmamıza sebep olur. ‘Güzel şeyler başardın, sakin ol. Bu sadece bir geçiş süreci, daha güzellerini Rabbimin izniyle yapabilirsin.’ diyebilmek içimizdeki vesveseyi susturmanın güzel bir yoludur.
Çok üzüntülü olmak ya da çok neşeli olmak da aslında aynı etkiyi yapmaz mı? Müspet miktarda ki stres aslında bize hareket alanı sağlar. Bu durumun dışındaki haller durgunluğa tıkanmalara sebep olabilir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de: “İşlerin en hayırlısı, orta halli olanıdır.” “Orta yolu tutun ki, kurtuluşa eresiniz. ’diyor.
İnsanız, bazen olmamız gereken yerden ayaklarımız kayabiliyor. Kendini bilmek Rabbimizi de bilmeyi gerektirir. Rabbini bilmek de hiçbir halin kalıcı olmayacağını, ümit var olmayı gerektirir. Hava, su, insan tüm yaratılanlar sürekli değişim içindedir.
Kısacası hiçbir hal aynı kalmaz. Şükür ve sabır arasında vuran ibreyi orta hatta tutabilmek en büyük sermayedir. Kendimize zaman tanımak, süreci akışına bırakarak gaflet halinden kısa zamanda uyanabilmek niyetiyle…
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!