Vesvese Sözlüğü 96- Değersizlik Kabuğundan Kanatlanabilirsin

Değersizlik duygusu, bireyin kendisini kendi içinde ya da toplum içinde önemsiz hissedip herhangi bir değer taşımadığı düşüncesine kapılmasıdır. Pek çok insanın yaşamış olduğu değersizlik duygusunu yaşayan bir birey, bilinçaltı düzeyinde kendisini diğer insanlardan daha aşağıda görür. Bu duyguda olan bir kişi diğer insanların düşüncelerini gereğinden fazla önemser ve bu şekilde konfor alanını daraltır.

Vesvese Sözlüğü 96- Değersizlik Kabuğundan Kanatlanabilirsin

Değersizlik duygusu, bireyin kendisini kendi içinde ya da toplum içinde önemsiz hissedip herhangi bir değer taşımadığı düşüncesine kapılmasıdır. Pek çok insanın yaşamış olduğu değersizlik duygusunu yaşayan bir birey, bilinçaltı düzeyinde  kendisini diğer insanlardan daha aşağıda görür. Bu duyguda olan bir kişi diğer insanların düşüncelerini gereğinden fazla önemser ve bu şekilde konfor alanını daraltır.

Çocukluk yıllarında - 0-6 yaş aralığında - temelleri atılan bu duygunun sebepleri o dönemde çocuğun kıyaslanması, fazla ve yapıcı olmayan eleştirilere maruz kalması, ailesi tarafından verilen değerin çocuğa gerektiği gibi hissettirilmemesi ile ortaya çıkar. Çocuğun kardeşleri ya da çevresindeki diğer çocuklarla kıyaslanması özgüven sorunu, sonrasında da “ben değersizim” duygusu yaratacaktır. Küçük yaşlarda yapılan eleştiriler çocukta suçluluk duygusu oluşturacağı için de bir müddet sonra “Ben bir işe yaramıyorum, değersiz bir insanım.” duygusunun oluşmasına yol açacaktır. Ayrıca daha anne karnında başlayan anne- baba ve çocuk arasındaki iletişimde çocukla konuşmak, göz kontağı kurmak, onu dinlemek, düşüncelerine saygı duymak bir birey olarak çocuğun gelişiminde, kendine güveninde, öz saygısı ve değerlilik duygusunun oluşmasında çok önemlidir.

Daha çocukluk döneminde atılan “değer” duygusunun temelleri sağlam değil ise bireyin rezil olma, kaybetme korkularının da ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Kişi, rezil olma korkusu nedeniyle kendini ifade etmekte, duygu ve düşüncelerini dile getirmekte, rahat hareket etmekte sıkıntı yaşar. Kaybetme korkusu nedeniyle de kendini feda etme, hayır diyememe gibi durumlar yaşar. Kendisine değer verdiğini zannettiği insanı ya da insanları kaybetmemek adına da her şeyi yapar. Duygu bağımlısı durumuna gelir, yönetilir, kendisini feda edip saçını süpürge eder. Günümüzde pek çok insan değersizlik duygusu nedeniyle başka insanlara bağımlılık yaşamakta ve istemediği şeyleri yapmaya mecbur kalıp yeri geldiğinde küçük düşüp hor görülmekte.

Tüm bu durumlar bireyin onaylanmak için mükemmel olmaya çalışmasına, kendisini yaşayamamasına ve endişeli, huzursuz, vesveseli bir ruh haliyle kendi içinde ve dışında olumsuz durumla yaşayıp iletişim problemlerinin oluşmasına sebep olacaktır.

Peki değersizlik duygusunu nasıl dönüştürebiliriz? Öncelikle hatırlamak gerekir ki Allah Tealanın yaratmış olduğu her canlı Yaradandan ötürü değerli ve özeldir. Özü görmek, sevmek, saymak gerekir. Yaşanan olumsuzluklar nedeniyle gözler perdelenebilir. Bu perdeyi aralamak için öncelikle bireyin kendisiyle barışması, kendisini sevmesi gerekir. Tabii yıllarca belki de anne karnında temelleri atılmış olan değersizlik duygusunun dönüşmesi biraz emek ister. Öncelikli olarak kişi kendi değerini hatırlamak için niyet etmelidir. Bu dönüşümün kuvvetli olması için geçmişin keşkelerinden, geleceğin endişelerinden arınmalı ve anda kalmalıdır. İnsan ancak aldığı nefesin farkında olduğunda anda yaşar. Beslenmesine dikkat eden, düzenli uyuyan, her gün en az 20 dakika yürüyen, ilkbahar ve sonbaharda hacamat yaptıran kişinin kanı temiz olacağı için daha rahat “an”da yaşayabilir. Ayrıca hayatının merkezine kendisini alan ve en önemlisi Yaradana şükreden insan kendine değer vermeye, farklılıklarıyla mutlu olmaya başlar. Çünkü farklılıklarımız bizim renklerimizdir. Bu çalışmalarla birlikte 21 gün boyunca yapacağı olumlamalar, meditasyonlar farkındalık kazanmasına yardımcı olacaktır. Aynada gözlerinin içine bakmalı, kendisine sarılıp varlığına şükretmeli, zaman zaman kendisiyle baş başa kalıp nelerden hoşlanır nelerden hoşlanmaz ya da güçlü ve zayıf yanları neler gözlemlemeli. Ara ara kendine bir hediye almalı, evindeki en özel fincanlarda kendine bir kahve ısmarlamalı veya kendini özel hissettirecek mutluluklar yaratmalıdır kendisine. Bir de mutlaka günlük tutmalı ki geriye dönüp okuduğunda ne kadar değerli ve özel bir ruhu var tekrar tekrar görsün, onaylasın varlığını.

Kendi varlığını kabul eden ve küçük adımlarla da olsa işe başlayıp harekete geçen birey bir süre sonra onaylanma ihtiyacı duymayacak, değer görmek için kendini feda etmek durumunda olmadığını, yaratılmış olan her canlının bir renk bir değer olduğunu fark edecek ve huzurla, mutlulukla hayat yolculuğuna kendisiyle barışmış olarak devam edecektir.

 

                                                                                                              

                       

YAZAR: Elif Gökcü

Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için

https://nefes21.com/profil/elif-gokcu

Yazar'ın sosyal medya hesabı

https://www.instagram.com/gucakilsevgiakademi/?hl=tr

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!