Vesvese Sözlüğü 75- Tesbih Taneleri

Tek başına olduğumuz zamanlarda, şeytanın verdiği vesveseler genellikle bizim iç dünyamızdaki huzuru, dengeyi bozmaya yöneliktir. Fırsat bulduğu her an yeni bir vesvese verir ki, biz onlarla oyalanırken ömrümüz ziyan olup gitsin, dünyaya asıl geliş amacımızla ilgilenmeye fırsat kalmasın. Böylece hem dünya hem ahiret hayatımızı mahvedelim.

Vesvese Sözlüğü 75- Tesbih Taneleri

Kuran’ı Kerim’de Yüce Allah, insanoğlunu şeytanın kendisine apaçık bir düşman olduğu noktasında uyarır. O öyle bir düşmandır ki insanın damarlarında gezer ve bütün zaaflarını bilir. Zaaflarını bildiği için de nereden saldıracağını iyi bilir. İnsan, şeytanın zihnine attığı düşünceleri kendi düşünceleri sanıp benimserse ve bu düşüncelerin kendine ait olmadığının farkına varmazsa kolaylıkla şeytanın avucuna düşer. Şeytan da onu kendine oyuncak eder. 

Tek başına olduğumuz zamanlarda, şeytanın verdiği vesveseler genellikle bizim iç dünyamızdaki huzuru, dengeyi bozmaya yöneliktir. Fırsat bulduğu her an yeni bir vesvese verir ki, biz onlarla oyalanırken ömrümüz ziyan olup gitsin, dünyaya asıl geliş amacımızla ilgilenmeye fırsat kalmasın. Böylece hem dünya hem ahiret hayatımızı mahvedelim.

Kalabalık ortamdayken de vesvesenin geliş amacı bundan farklı değildir. İnsanları birbiri hakkında konuşmaya teşvik ederek birbirlerine olan güvenin kırılmasına neden olur ve bunun doğal bir sonucu olarak toplumsal huzur bozulur. İnsanların birbiriyle uğraşmaktan sevgi, saygı, hoşgörüye yer kalmaz hayatlarında. Birbirlerine karşı tahammül edemez olurlar. Birbirlerine karşı tahammülü olmayan insanların birlik olmasından söz edilemez.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra vatanımız düşmanlar tarafından işgal edilmiş, ordumuz dağıtılmış, ülkenin başındaki yöneticiler işgalcilerin baskısı yüzünden kendi derdine düşmüştü. Yani her anlamda iflas yaşanmıştı. Bütün bu olumsuz şartlara rağmen bağımsızlığımızı geri kazanmamızı sağlayan şey bu necip milletin birlik ve beraberlik şuuru içinde hareket etmesiydi.

Yüce Dinimiz, bir ve beraber olunmasını tavsiye eder. Âl-i İmrân Suresi 103. Ayet’te Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Ey mü’minler! Hepiniz birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin. Allah’ın size olan şu nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşmandınız; derken Allah kalplerinizi kaynaştırdı da O’nun bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Ateşten bir çukurun tam kenarında idiniz, fakat Allah sizi oraya düşmekten kurtardı. Doğru yolu bulasınız diye, Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor.” Allah-u Teala, birlik bağı çözüldüğünde yaşanabilecek şeylerin ateş çukuruna düşmekle eşdeğer olduğu konusunda bizi uyarıyor. Bir başka ayette ise Rabbimiz  “Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin; yoksa korkuya kapılırsınız ve kuvvetiniz elden gider. O halde zorluklara sabredin; çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Suresi 46. Ayet) buyuruyor.

Bir problem söz konusu olduğunda, çözüme değil probleme odaklanırsak birbirimize düşerek, baş etmemiz gereken problemlerin çokluğu nedeniyle korkuya kapılırız. Bu yüzden mevcut kuvvetimizi de kullanamayız. Gücümüzü birbirimizle didişmek için kullanırsak, bize asıl düşmanlık edenlere karşı savaşacak gücü bulamayız içimizde. Maalesef günümüz müslümanlarının hali budur. Şu an dünya üzerinde 2 milyar müslüman yaşamaktadır; fakat çeşitli tefrikalar yüzünden tam manasıyla bir birlik sağlanamamaktadır. Dünyanın değişik coğrafyalarındaki Müslümanlar zulme uğramakta, diğer Müslümanlar bu duruma seyirci kalmaktadır. Hâlbuki Kuran’ı, evlerimizin duvarını süsleyen bir kitap olmaktan öteye taşıyıp ilk gelen “Oku” emrine kulak versek, buyurduğu gibi birlik olsak, gelen vesveselere kulak tıkasak, dünya Müslümanlarının bu muhteşem gücü de dosta güven verip, düşmana korku salacaktır, Allah’ın izniyle.

Kalabalık ortamdayken gelen vesvese çeşitlilik bakımından tek başına olduğumuz zamankinden daha fazladır. Kendini başkasından üstün görme, başkalarını kınama, ayıplama, aşağılama, dalga geçme gibi Allah’ın sevmediği huylar kalabalık ortamlarda kolaylıkla gün yüzüne çıkar. Şeytanın telkinleriyle başkalarını aşağıladıkça, beğenmedikçe, herkese bir kulp taktıkça kendimizi iyi hissederiz. Sanırız ki en iyi biziz. Tabi şeytanın bayraktarlığını yaptığı yoldan gitmek ne kadar iyi olursa! Hâlbuki bir durup düşünsek, “Bu duygular bana ait değil, ben kim oluyorum da Yüce Yaratıcının yarattığını beğenmiyorum, kınıyorum, alaya alıyorum” desek, haddimizi bilsek, ilahi yardım imdadımıza yetişecek. Hayata, manzarası çöplük olan değil, gül bahçesi olan bir pencereden bakabilmeyi öğreneceğiz.

Peki, biz nasıl insanları kınayan, beğenmeyen, onlarla dalga geçen biri haline geldik?

Kötü huylarımızı bırakabilmemiz mümkün mü? Doğuştan gelen huy özelliklerimiz (fıtratımız), bulunduğumuz ailenin sosyal yapısına, aldığımız eğitime, toplumsal özelliklerimize, kazandığımız kültürel yapılanmaya göre farklılık gösterir. Bu süreçte iyi huylara da sahip olabiliriz, kötü huylara da. Huylarımızın şekillenmesinde kontrol her ne kadar tamamıyla bizim elimizde olmasa da kötü olan huyumuzu farkedip değiştirmek bizim elimizdedir.

Hissettiklerimiz, düşüncelerimiz, davranışlarımız Kuran ve hadislerle çelişiyorsa orada düzeltilmesi gereken bir durum var demektir. Tasavvuf öğretisine göre kibir, bencillik, açgözlülük, hırs gibi kötü huylar varlık âlemine aittir. Tekamül edebilmek için kötü huyları terketmek gerekir.. En büyük imtihanımız bunu başarmaktır.

Görüldüğü gibi şeytan vesveselerle hem bizi kendi içimizde bitirmeye çalışıyor hem de toplum olarak aramızdaki birliği bozmaya çalışıyor. Dış dünyadaki düşmanların yanı sıra bize her an kötülüğü emreden içimizdeki düşmana karşı her an teyakkuzda olmalıyız. Tek başına olduğumuzda da kalabalık ortamda olduğumuzda da şeytanın zihnimize attığı düşünceleri ayet ve hadislerin süzgecinden geçirmeli, ona göre davranmalıyız. Yoksa tespih taneleri gibi dağılır, gideriz.

 

 

 

YAZAR: SÜMEYYE DÖNGEL

Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için

https://nefes21.com/profil/dongelsumeyye

Yazar'ın sosyal medya hesabı

https://instagram.com/sumeyye_dongel?igshid=1s0zhocwzqv74

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!