Vesvese Sözlüğü 46- Sabah Sabah Travma

Zamanımızı daha eğlenceli hale getirmek için evlerimizin baş köşesine koyduğumuz televizyonlar gün geçtikçe kanalların reyting yarışı yüzünden tehlikeli bir hal almaya başlamış, hatta aile yapımızı tehdit eder duruma gelmiştir. Filmler, diziler, müzik videoları, reklamlar hatta çizgi filmler bile uygunsuz öğeler içermektedir.

Vesvese Sözlüğü 46- Sabah Sabah Travma

Tek kanallı sistemden çok kanallı sisteme geçilmesiyle birlikte televizyon programlarında çeşitlilik de artmıştır. Tek kanallı dönemde kanala rakip başka bir kanal olmadığı, dolayısıyla reyting kaygısı da olmadığı için düzeyli, Türk aile yapısına uygun eğlendirici programlar yayınlanıyordu. Çok kanallı döneme geçilmesi ile beraber reyting savaşları başlamış, toplumun her kesiminden insanın ihtiyacına cevap verecek çeşitlilikte programlar yayınlanmaya başlanmıştır.

İlk başlarda kanallarda uygulanan RTÜK denetlemesi daha sıkıydı; ancak zamanla kurallar yumuşatılmaya başlandı. Televizyondan elde edilen reyting gelirlerinin fazla olması nedeniyle kanallar kıyasıya rekabete girmişler, kuralların yumuşatılmasını fırsat bilerek sınırları kurallar el verdiğince zorlamışlardır.

Zamanımızı daha eğlenceli hale getirmek için evlerimizin baş köşesine koyduğumuz televizyonlar gün geçtikçe kanalların reyting yarışı yüzünden tehlikeli bir hal almaya başlamış, hatta aile yapımızı tehdit eder duruma gelmiştir. Filmler, diziler, müzik videoları, reklamlar hatta çizgi filmler bile uygunsuz öğeler içermektedir.

Ailece neşeyle bir arada kahvaltı yaptığınız saatlerde öylesine açılmış televizyon maalesef sizin mevcut neşenizi de alıp götürecek içeriklere sahip. Kimi kanallarda “magazin” başlığı altında dedikodu yapılıyor; kimi kanallarda cinayet, aldatma, hırsızlık, yolsuzluk, taciz,.. konuları işleniyor; kimisinde misafirliğe gidilen yerde ikram edilenler beğenilmiyor, kimisinde gelin-kaynana birbirine düşürülmeye çalışılıyor…       

Oysa televizyon sadece eğlence amaçlı alınmıştır eve. Ancak sizin niyetinizin masumca olması malesef yeterli olmuyor. Sizin niyetiniz kadar yayını yapanların niyeti de önemli. Onların daha çok para kazanmak için yayınladıkları programların sizde ve toplumda oluşturduğu etki bakalım o kadar masum mu?

Anne babalar çocuklarını güzel vasıflarla yetiştirmeye gayret eder; ancak televizyonun düğmesine basılmasıyla tüm gayretler boşa gider; çünkü televizyonda anne babanın öğrettiği şeylerin aksi yer alıyor. Hele bir de anne baba hoş karşılamadıkları şeyleri ilgiyle izlerse çocuğa öğrettikleri iyiden iyiye  geçerliliğini yitirir. En iyi öğretme dili hal dilidir, söyledikleriniz değil yaptıklarınız etkili olacaktır çocuklarınız üzerinde. Yüce Allah Kur’an’da ne buyuruyor: “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?” (Saff Suresi/2) Söylemeyin; çünkü söylediğiniz şeyi siz yapmaya devam ettikçe söyledikleriniz karşı tarafa tesir etmez.

Aile içi ilişkiler, aldatma, cinayet, hırsızlık, taciz konuları o kadar çok işleniyor ki kimilerinin gözünde bu suçlar normalleşiyor. Bu büyük suçların normalleşmesi toplum yapısının bozulmasına yol açar. Dinimizde de aleni suç işlemenin günahı büyüktür. Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde şöyle der: "Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı alenî işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işlediği kötü bir ameli Allah örtmüştür. Ama, sabah olunca o: "Ey falan, bu gece ben şu şu işleri yaptım!" der. Böylece o, geceleyin Allah kendisinin işlediği günahı örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah'ın örtüsünü açar. İşte bu da, günahı alenî işlemenin bir çeşididir." (Buharî, Edeb 60; Müslim, Zühd 52-2990)

Yukarıda bahsettiğimiz suçların işlendiği programları önce merakla daha sonra ilgiyle izleyen kişiler ailesine bile güvenemeyeceğini düşünerek en yakınlarına bile şüpheyle bakmaya başlar. Ve belki de yersiz olan bu şüphe kişilerin birbirine kötü davranmasına yol açar ve nihayetinde aile içi ilişkileri bozar.

 Her şeyi sürekli kayıt altına alan bilinçaltımız her biri travma yaratacak bu olayları da kaydetmektedir. Gün içinde zihnimize gelen düşüncelerin zaten %75’i geçmişte yaşadığımız olumsuz durumlar, pişmanlıklar, korkular, gelecek kaygısı v.s den oluşan negatif düşünceler. Halihazırda bilinçaltının bize hatırlattığı bu kadar olumsuz duruma yenilerinin eklenmesi hayatımızı psikolojik olarak zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Toplumsal normlarımıza ters düşen bu suçları işleyenleri eleştirdiğimizde, kınadığımızda, yargıladığımızda, yadırgadığımızda kendi yaşamımıza da o imtihanları çekmiş oluruz.

Olumlu olumsuz birçok şeyin iç içe girdiği modern çağda bir şeyleri hayatımıza alırken filtreleme yapmamız hem bizim için hem de bizden sonra gelecek nesiller için çok önemlidir. Filtrelemeyi sağlıklı bir şekilde yapabilmek için de çok okumalı, çok araştırmalı, doğruyu yanlıştan kolaylıkla ayırt edebilecek kabiliyette olmalıyız.

 

                                                                      

 

YAZAR: SÜMEYYE DÖNGEL

Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için

https://nefes21.com/profil/dongelsumeyye

Yazar'ın sosyal medya hesabı

https://instagram.com/sumeyye_dongel?igshid=1s0zhocwzqv74

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!