Vesvese Sözlüğü 103- Değerlinin İçinde Değerini Bulabilmek

Değer, sevgi ve saygı görmek, yeme ve içme gibi en hayati ihtiyaçlardandır. Bir çocuk sevgisiz ve değersiz yetiştirildiğinde, içindeki bulunan değersizlik boşluğu onu bir ömür boyu takip etmeye başlar. Başka bir düşünceye göre değer,ölçü anlamına gelir. Bir işleyişin devamını sağlamak için gereklidir.

Vesvese Sözlüğü 103- Değerlinin İçinde Değerini Bulabilmek

Her şey zıttı ile kaimdir. Bu yüzden değersizliği ele almadan önce, değer kelimesinin ne anlama geldiğini araştırmak gerekir. Değer, sözlük anlamında ''bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet'' anlamlarına gelmektedir.

Hiç düşündünüz mü değer sizin için ne anlam ifade ediyor?

Çoğumuzun aklına, ilk önce duygusal anlamda değer gelir. İnsanların başkalarının gözünde ki değerden bahsederiz. Ana rahmine düştüğümüz andan itibaren, her gün, her saat, her dakika ve her saniye bilinçaltımıza veriler düşer. Bu verilerin birçoğu insanoğlunun temel duygularından olan değerli olmak ile alakalıdır.

Bu yüzden değersizlik korkusu, hem bebeği beşiğinde ağlatır, hem de yetişkini iç dünyasında yıpratır.

Peki değerli olmak duygusu ilahi mi olmalıdır yoksa beşeri mi? Biz değerli olmayı beşeriyette arıyoruz. Bu yüzden çoğu zaman hayal kırıklığına uğruyoruz ve içimizde değersizlik korkusu belirmeye başlıyor. Oysaki Yaradan yarattıkları içinde bizlere akıl vererek, bizi en değerli varlık kılmıştır.

Değer, sevgi ve saygı görmek, yeme ve içme gibi en hayati ihtiyaçlardandır.

Bir çocuk sevgisiz ve değersiz yetiştirildiğinde, içindeki bulunan değersizlik boşluğu onu bir ömür boyu takip etmeye başlar.

Başka bir düşünceye göre değer,ölçü anlamına gelir.

Bir işleyişin devamını sağlamak için gereklidir.

Mesela; beden sağlığımızın işleyişi için, organlarımızın ölçülü bir şekilde çalışması gerekmektedir.

Sağlıklı bir kan dolaşımı için, kan değerleri dengeli olması gerekir.

Bu kâinattaki her nesne, değerler dengesi ölçüsünde yaratılmıştır.

İç dünyasında değersizlik barındıran bir kişinin, değersizlik korkusu yaşaması, onun için bir lütuftur.

Yaradanın burda istediği, kişinin içindeki değer duygusunu dengeli hale getirmesidir.

Nasıl dış kainatta dengeli işleyiş önemli ise, iç kâinatımızda da işleyişimizin dengeli olması bir o kadar elzemdir.

Bir kişinin kendisini haddinden fazla değerli bilmesi, onun egosunun yükselmesine vesile olabilir.

Değersizlik korkusu, bebeğin ana rahmine düştüğünden itibaren başlayabilir. Bu annenin veya babanın kendisini değersiz ve önemsiz hissetmesi ile olur.

Ve bir bakmışsınız sürekli ağlayan, huzursuzluğu dinmek bilmeyen bir bebek büyür ve bir yetişkin haline gelir.

Kendi iç dünyasında değer yoksulluğu yaşadığı için, etrafından değer görmek ister. Böylelikle birçok yol dener. İnsanlarla olan ilişkisi, beklentili bir ilişki haline gelir,değer verilmediğinde başkalarını suçlamaya başlar.

Her defasında yeni bir başlangıç yapar ama sonu yine hüsran ve yine yalnızlık olur. Kimsenin onu anlamadığını ve bu dünyanın kötü bir yer olduğunu düşünmeye başlar.

Ona hediye edilen bütün nimetler ve mucizeler ile kendi arasına, başkalarına küserek ve onlara haset duyarak, set koyar. Hayatındaki bereket ve bolluğun kesilmesine  vesile olur.

Bebekliğinden başlayarak, kişinin zihnine değersizlik duygusu ile alakalı  birçok vesveseler gelir.

 

'' Ben zaten neyim ki?

Annem beni zaten istememişti.

Babam da beni sevmemişti.

Erkek  doğsaydım böyle olmazdı.

Beni kim ne yapsın?

Şimdi eşim de sevmiyor. Kimse bana değer vermiyor.

Kimse benim sözümü dinlemiyor.

Neden bana hak ettiğim değer verilmiyor?

Beceriksizin biriyim.

Kimse benim değerimi bilmiyor.

Benim konuştuklarım hep boşa gidiyor.

Kimse beni dinlemiyor"

 

gibi vesveseler zihninizi kemirir durur.

Her gün yeni bir güne uyanabiliyorsak, evrenin en değerli canlısıyız.

Eğer Yaradan bize her sabah nefes almayı nasip ediyorsa, değerli olduğumuz için bu nefesi hak ediyoruz demektir. Değerli olmasaydık, yaratılmazdık.Yaratılma amacımız bize değerli olduğumuzu yansıtır.

Her insan bir misyon için yaratılmıştır. Bu yüzden kişi, değersizlik korkusunu dengeye alıp, kendi üretkenliğine güvenmelidir.

Her insan, doğal haliyle değerli ve yeterlidir. İnsanın değerli olması hiçbir şarta bağlı değildir.

Herkes kendi özündeki değeri fark ettiğinde, içindeki değer duygusu dengelenir.

Yaradanın özümüze attığı bir tohum varsa, bir gün yeşerip açmayı bekliyordur.

 

"Özüme atılan tohumun farkındayım.

Bu atılan tohum benim değerimdir.

Ben kendimi değerli hissettikçe, dışarıdan değer arayışına girmeyeceğim.

Bundan sonra kendime değer vereceğim.

Yaradanın bana verdiği koşulsuz değer  ve sevgi enerjisine açığım.

Ben çok değerliyim.

Şükürler olsun"

 

gibi olumlamalar bizi bize hatırlatacak ve değerin kendinden olduğunu fark ettirecektir.

Rabbimiz, Hz. Adem ile başlayan insanlığın hikayesinde, nimetleri kullarının ayakları altına serdiyse, en kıymetli ve en değerli varlıklarız demektir. Sana verilen ilk nimet, annenin nefesiydi ve sonra doğum sınavını geçip, kendi nefesinle tekamül yolculuğuna başladın.

Şimdi o ilk nefesini hatırla ve...

 

derin nefes al ve yavaşça ver...

derin bir nefes al ve yavaşça ver...

ve tekrar derin bir nefes al ve yavaşça ver...

 SEVGİLERİMLE

                       

 

YAZAR: ZÜLAL PELİT 

Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için

https://nefes21.com/profil/zulal-pelit

Yazar'ın sosyal medya hesabı

https://instagram.com/zulal.pelit?utm_medium=copy_link

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!