Valiz
Uzun bir yolculuk ne de güzel olurdu gittiğimiz yerde bırakabilseydik yüklerimizi.
VALİZ
Bir valize neler sığdırılabilir? İlk oyuncak bebeğin olabilir mi saçları birbirine dolaşmış? Ya da eviniz kokan nevresimlerin? Ya da solistine aşık olduğun grubun posteri, ana karakterin hazin sonuna ağladığın ilk romanın, babanın solmuş fakat şimdilerde trend olan bol hırkası, küçük kardeşinin acemice karaladığı “senin için“ dediği resim, rengiyle gözleri tadıyla damakları mest eden çilek reçelin, makyaj çantasından arada aşırdığın annenin en sevdiği ruju sığdırabilir misin? Neden olmasın.
Peki hangi devasa valiz, sırtına zebellah gibi binmiş dertlerini, gamlarını, gözyaşlarını, pişmanlıklarını alıp uzaklara götürür? Kaf Dağı’ nın ardına götürüp yakıp hepsini kül olana kadar başında bekler?
Gamlanır gönül bazen ve şu cümleler dökülüverir dudaklarımızdan “ Alıp başımı çok uzaklara gidesim var. “Aslında bilmeyiz bu fani aleme sahne görevi yapan Dünya’nın diğer ucuna da gitsek kaçtığımız hep bizimle gelecektir. Çözülmemiş sorular, düğüm olmuş dertler, yüzleşilmemiş pişmanlıklar. En zoru da bu olmalı. Pişmanlık. Vicdanı avuçlarının içine alıp iyice sıkıp darmadağın yapan pişmanlık. Ne kadar kaçabiliriz, uykusuz geceleri daha ne kadar uyuduk sayabiliriz, ağlayan ruhu ne kadar daha gülen yüz emojileriyle gizleyebiliriz?
Zor da olsa başlamalı artık bir yerden. Bu yüklerden kurtulmalı. Büyükçe bir ayna bulmalı çok da iyi göstermeli seni, sakın yüzünü başka yere çevirme. Sadece kendine bak, korkma iyice bak! Ruhunun huzurunu bozan hangi yük varsa ondan korkma onu sen taşıdın buralara. Şimdi de bulup onları bir valize koyup Kaf Dağı’nın ardında yakıp küllerinden yeniden bir SEN doğabilir. Ruhunla bütünleşip vicdanınla aşk yaşayabilirsin (yaşayabilirim).
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!