Uzun ince bir yoldayız...

Uzun yıllar önce yola ilk çıktığımda birçok kişi ne dediğimi anlamamıştı. Ne enerjisi? Ne farkındalığı? Düşüncelerimizin, korkularımızın, beklentilerimizin yaydığı enerjinin bize nasıl geri döndüğünü kendi hayatımda ilk fark etmeye başladığımda, bende inanamamıştım. Bu dünyada iki kapılı bir handayız. Birinci kapıdan girdik ve ikinci kapıdan çıkıp gideceğiz. Aradaki sürede, vesvesenin oyununa ve atalarımızın birikmiş korkularının ve kurdukları hayat düzenlerinin devamını yaşamaya çalışırken birçoğumuz ziyan olup gidiyoruz.

Uzun ince bir yoldayız...

Herkesin ağzında ‘gerçekçi ol’ lafı dolaşıyor sürekli.

Evet gerçekçi olmanız gerekiyor. Korkularınızı, endişelerinizi kalın bir maskeyle örtmeye çalışıyorsunuz. İçinizdeki ilahi aşka olan açlığın farkında olmadığınız için bu aşkı, kullarda ya da dünya malında arıyorsunuz. Alabilmek içinde sürekli ilgi ve alaka veriyorsunuz. Eğer duygusal olarak içiniz iyice boşsa, o zaman daha da çok etrafınıza ilgi ve alaka vererek, saçınızı süpürge ederek, onların sizi değerli kılmalarına, bırakmamalarına, sevmelerine ve daha birçok bağımlı olduğumuz konuda dilencilik yapmaya çalışıyoruz.

Herkes birini sever. Herkesin bu dünyada severek yaptığı bir işi muhakkak olmalı. Ama her kim, herhangi bir şeyi Allah'tan çok sevdiyse başına ne geldi acaba?

Bu dünyada misafir olduğumuzu her zaman hatırlayalım. Yüz yıl yaşayacakmış gibi çalışmalı ve her an ikinci kapıdan çıkıp gidebilecekmiş gibi de ibadette, tövbede, sevgide ve barışta olmalıyız.

Hayatınızı artık sorgulayın. Sevmediğiniz bir işte daha kaç yıl çalışacaksınız? Kendinizde dürüstçe sorun. Son nefesinizde hayatınız gözlerinizin önünden geçtiğinde, neyi görmek isterdiniz?

İçimde eksik bıraktığım ve arındıramadığım her parçamı gizlemek için acaba ne kadar zaman, para ve enerji harcadım? Maskemi kalınlaştırıp, yıkılmadım ayaktayım mı bütün insanlara ispatlamaya çalışmak ne kadar zamanımı, enerjimi ve paramı aldı? Başkalarının hayatlarını kurtarırken acaba sana hiç sıra gelecek mi?

Al ver dengesinde sadece verirsen, günün sonunda sende biteceğini ve etrafındakilerin başka kaynaklara yöneleceğini kaç yılda fark edeceksin?

Yaptığın emeğinin karşılığını isteyemiyorsan, değersizlik korkun ve yaptığın işe güvenmediğin için alamadığının farkına ne zaman varacaksın?

Bu gün kendine gel ve tekrar hayatını gözden geçir. Hak yemek de hakkını yedirmekte aynı enerji.

Kalbini bir yokla. Affedemediğin her insanı kalbinde değil sırtında taşıyorsun. Bu hamallığa daha ne kadar devam etmeyi düşünüyorsun?

Arkandan konuşanlara kafayı takarak, onlara kendini ispatlamaya çalışarak kaç yılın geçti ve kaç yıldır bu yüzden yerinde sayıyorsun?

Kim arkandan konuşur? Arkada kalan. Önde gidenin keyfi her zaman yerindedir ve geridekilere kafayı takmaz.

Allah bu gezegende bizlere imkanlar verdi. Biz neler ürettik? Bütünün hayrına neler yaptık? Yoksa kendimize güvence kalesi kurup, sevdiklerimizi içine alıp elimizdeki dünyalıkları korumak için sessizliğimizi mi koruduk?

Derin bir uykuda uyutuluyorsun !!!

Dünya malı ve imkanları ile güvencede kalmaya sığınıyorsun.

Allah'ın dışında nere sığınırsan sığın hepsi elinden bir şekilde gidiyor.

Uyanma vaktin geldi... Affet, arın ve sev... Yaratılışı idrake başlamanın en güzel yollarından birisi.. Hakikatin ilk adımı buradan başlıyor...

Allah'a emanet olun…

Yorumlarınızı yazabilir ve sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz...

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!