Üretkenliği Acılarla Köreltmek

Yaşadığımız acıların hayatımıza ne katıp katmaması gerektiğini anlatan bir yazı. Acılar insanın tekamül yolculuğunu nasıl etkiliyor? Sınavlar ne için vardır ve bize ne öğretir? Sınavların hayatımızda hangi görevi sergilediklerini gelin beraber öğrenelim.

Üretkenliği Acılarla Köreltmek

Acı çekmek sözlükte üzüntü içinde olmak ve ıstırap içinde yaşamak demektir. Acı çekmek ile alakalı edebiyatımızda birçok şiir ve yazılar vardır.

Kocaman bir asır acı çekmenin elzem ve olması gereken  bir eylem olduğuna inandırılmıştır.
Acı çekmenin de ötesinde halk arasında, acıları yarıştırmak sık rastlanan durumlar haline gelmiştir.
Hayat çok değişkendir. Tıpkı bir tahterevalliye benzer.

Bazen tahterevallinin üst tarafında , bazen ise yere değen tarafında olursunuz. Siz dip kuyulardayken ve derin hüzün içindeyken, tahterevallinin diğer ucundaki kişi kendini bulutların üstünde gezen en mutlu kişi hisseder. Aslında tahterevallinin iki ucundaki, iki insan birbirini dengeler.
Bu demek oluyor ki, dünyanın bir ucundaki insan mutluluk içinde uçarken, dünyanın diğer ucundaki insan en derin üzüntülerini yaşar. Ve böylelikle dünya üzerindeki enerjiler dengelenir.
Biz mutluyken, bunu bir diğer kişinin mutsuzluğuna borçluyuz. Çünkü biz o kişinin mutsuzluğunu nötürleştirdiğimiz gibi, mutsuz olan kişide bizim mutluluğumuzu nötürleştirir.

Herkes hayatının bazı dönemlerinde derin üzüntüler yaşamıştır.


Bilir bir kişi söyle söylemiştir:

''Tatlı şeyler sonu iyi biten acılardır“

( Aeskhylos).

Bir diğer deyişe göre de

''Zahmet olmadan, rahmet olmaz“

denilmiştir.

Yaradan bizleri bilmediklerimizle imtihan eder. Çoğumuz belirsizlikten korkarız. Ama unutulmaması gereken Allah'ın Şerr'in arkasında ki hayır'ı bildiğidir. Bizler tıpkı oyuncu gibi tiyatroyu oynarız. Asıl tiyatro akışını bilen senaristtir. Bizim hayatlarımızın senaristi Allah'tır. Olumsuz gördüklerimizin altından gelecek olan güzelliği sadece o bilir. Bizlere verilen yüksek irade ile maddi ve manevi seçimleri yaparız. Bu seçimleri yaparken önemli olan acıların karşısında yeise düşmek değil onların arkasından gelecek olan ferahlığı sabırla beklemek ve şükürde kalmaktır.

Yani eğer bir sınavdan geçiyorsanız bu gelecek olan saadetin habercisidir.

İmtihanlar bizlere birer lütuf olarak verilmiştir. Hani derler ya Allah’ın sevgili kulu çok imtihandan geçer diye.
Gelin bu sözü biraz daha açalım. Her bir insan kendi atalarından ve kendi çocukluğundan gelen yazgılarla hayatını yaşar.
Hayatın amacı ve yaratılış gayesi insanların birbirine faydalı olmasıdır.

Bir hadis-i şerifte:

''Sizin en hayırlınız başkalarına faydalı olanınızdır“

buyurulmuştur.


Eğer niyetiniz de hayırlı bir kişi olmak varsa veya atalarınız böyle bir duada bulunduysa, kendi
geçmişinizden gelen negatif enerjileri ve bağları nötürlemek için başınıza binbir türlü sınavlar gelir.
Çünkü hayırlı bir kişi olmak için ilk önce içinizde bulunan saf ve değiştirilmemiş özünüzü keşfetmeniz gerekir. Yani aslında kendinize hayırlı olmanız gerekir.
Örneklendirecek olursak, kendi elleriniz boyalıyken başkasına dokunduğunuzda onu da boyarsınız.
Ellerinizdeki bulunan boyayı olumsuz enerjiler olarakta imgeleyebilirsiniz. Herkesin yağmur
yağdığında akacak boyaları vardır. Bu boyaların akıp temizlenmesi için yağmuralara izin vermek akıllı olan davranıştır.


Başka bir hadisde:

''Temizlik imandandır“

buyruluyor.

Bu temizlik sadece maddi temizlik değil, aynı zamanda manevi temizlik içinde geçerlidir. Yani sınavlar arınmak için vardır. Sınavlardan ders çıkardığınızda bu sınavlara teşekkür etmeye başlarsınız.
Toplumumuzda sınavlarımızı ve olumsuz olayları acılaştırma eğilimi çok yaygındır.
Çünkü her birimizin içinde, doğumda göbek bağımızın kesilmesi ile beraber acı çekme tecrübesi vardır. Dünyaya gelirken ilk karşı karşıya geldiğimiz korku, acı çekme korkusudur.

Sırf bu yüzden acı çekmeyi abartabiliyoruz. Manevi olarak algıladığımız korkunun altında, çoğu zaman maddi olarak hissettiğimiz korkular barınır.
Bu korkumuzun farkında olursak bize verilen imtihanlar, zahmetten rahmete giden bir köprü gibi gelebilir.
Bu bilgi ile sınavları kabul ettiğinizde, o sınavı özünüze giden bir vesile olarak düşünmeye başlarsınız.
Bu yüzden sınavlar hayatımızda bizi bize hatırlatması için vardır.

                   ...


Bu da neden benim başıma geldi?
Hep zor ve acı veren kişiler ve olaylar beni mi bulur?

                   ...


Bunun gibi sorular sizi daha meşgul etmeyecek ve almanız gereken dersi sevgi ile kabul etmeye başlayacaksınız.
Bir kısım insanlarda acıdan beslenmeyi, hayat amacı edinmişlerdir.
Ama bu davranış hayatlarındaki sınavları tekerrüre sokar. Bir bakmışsınız, hayatınız birçok acılarla çevrilmiştir. Acıdan beslenmeye başladığınız zaman etrafınızdaki güzellikleri göremezsiniz. Kainatın size sunduğu nimetlerden faydalanamazsınız. Bolluk ve bereketiniz kesilmeye başlar.
Bu sefer yoksulluk veya yalnızlıkla sınanırsınız. Böylelikle hayatınıza yeniden „acı“ katmış olursunuz.
Kainatın en önemli temellerinden olan üretkenliği, kendi iç kainatınız da sıfırlamış olursunuz.
Acı çekme bağımlılığı, insanın hayatını olumsuz bir şekilde etkiler. Diğer nesillere miras kalır. İlahi akıştan ırak hayatlar oluşur.
Oysaki bizim en çok ihtiyacımız olan şey ilahi akışta olmak, kendimize ve insanlara faydalı olmaktır.

Ozaman şöyle niyet koyalım:
Kendimi geliştirmeye ve bana faydalı olan dersleri çıkarmayı seçtim...
Faydalı olurken, kendimden başlayıp bir bütüne hizmet etmeye niyet ediyorum…

Dua ve Sevgilerimle

Bütünsel Nefes ve Yaşam Koçu

ZÜLAL PELİT

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!