Sahip miyiz, Emanet mi?
Hayatımızda bedenimiz dâhil sahip olduğumuzu sandığımız hiç bir şey bize ait değil, her saniye alıp verdiğimiz nefes gibi hepsi birer kıymetli emanet. Yani aslında her birimiz çok kıymetli birer emanetiz, dünyada ve birilerinin hayatında.
Dolayısı ile vakti gelen her şey bizden gidecektir, biz de başkalarından gideceğiz vakti gelince.
Bedenimiz, ailemiz, çocuklarımız, kardeşlerimiz, eşyalarımız, düşüncelerimiz, alışkanlıklarımız, bağımlılıklarımız ve hatta belki hastalıklarımız bile sahibine gidecektir önünde sonunda…
Sahip olduğumuz ve asla ayrılmayacağımız tekbir şey var, o da ruhumuz. Geriye kalan her şey yaşamımızdaki oyun ve oyuncular…
Bu illüzyonun içinde biz bir oyuncuyken, her zaman kazanma ihtimalinin olmadığını bilip hatırlayabilmeliyiz, hatta bunu, o güzel ve kıymetli canımızın en çok yandığı anlarda, ruhumuzu dingin kılmak adına daha çok hatırlayabilmeliyiz.
Gerçek şu ki, sahip olduğumuzu sandığımız her şeyi vakti geldiğinde özgür bırakabiliyor olmak ve bunun bize huzur veren yanını keşfetmeyi öğrenmek öyle değerli, kıymetli ve insana kendini iyi hissettiriyor ki, bence denemeye değer...
Duygular, alışkanlıklar, bağımlılıklar, kişiler, eşyalar hatta çoğu hastalıklar bile bütüne hizmet ekmek için var ve bizdeki hizmeti bittiğinde onları sıkı sıkı tutmak aslında büyük resimden bakıldığında sadece bizi değil aynı zamanda bütünü de etkiliyor.
Sahip olduğumuzu düşündüğümüz bununla birlikte ruhumuza iyi gelmeyen her şey, herkes, düşüncelerimiz, inançlarımız, huylarımız, bağımlılıklarımız bir amaç ve bizi daha iyi, daha kaliteli formumuza ulaştırmak için bizimle. Dolayısı ile bizdeki görevini tamamladığında bir başka bedene ya da alana yardıma özgürce gidebilmeleri için bizim de onlara yardım etmemiz güzel olmaz mı?
Ve işte bizler OL'ana böyle, bu pencereden bakabildiğimizde, yapabileceğimiz en güzel eylem, ruhumuzu temiz ve ferah tutarak vakti dolanı sevgiyle ait oldukları yeni yerlerine, oyuncularına doğru yolculuma adımını atabilmemiz ve her zaman daha iyisine ve yeniye yer açabilmemizdir…
Ruhumuzdaki derin huzuru iste o zaman kolayca ve keyifle hissedebiliyor oluruz...
Niyet;
Ruhumu, kolayca özgürleştirmek ve içimdeki derin huzuru hissetmek için, OL’anı olduğu gibi kabul etmeyi ve bendeki hizmeti biten her şeyi, son ana kadar bana yaptığı hizmetlere teşekkür ve şükür ederek, kolayca, keyifle ve farkındalıkla yeni alanına doğru özgürleştirmeye ve hayatımdaki bu boşalan alana da hayatıma artı ve yeni değer katacak güzellikleri sevgiyle kabul etmeye ve bunu her nefeste hatırlamaya ve uygulamaya niyet ediyorum.
Sevgiyle şifa olsun
Dilek Torun
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!