Öz'e Dönüş Şekerleri

İçinizde coşku ve mutlulukla anda kalarak yaşamak ister misiniz? Hayatınızda bir şeyleri çözümlemek mi istiyorsunuz? O çocuk saflığını, mutluluğunu hissedemiyor musunuz ya da hissedemeyeceğinizi mi düşünüyorsunuz? Ruhunuzun adeta bedeniniz içinde sürekli sıkıştığını, nefes alamadığınızı mı hissediyorsunuz? "Asla affedemem" deyip içinize oturan bir dana mı var? Sevgili bostancılar, içimizdeki bostandan o danaları kovma zamanı :)

Öz'e Dönüş Şekerleri

Benim çocukluk zamanımda pakette satılan, minicik, ağızda patlayan şekerler vardı.

İnanılmaz popülerdi. Bütün çocuklar çok severdi, hatta zaman zaman yetişkinlerin dahi aldığını görürdüm.

Bu şeker paketinden ağzınıza biraz şeker aldığınızda ağzınızın içinde sanki pıtır pıtır patlayan fişekler varmış gibi olurdu. İnsanı istemsiz bir gülme ve mutluluk hali alırdı.

İçimde hala yaşayan ama unuttuğum o çocukluğumu, hatırlayıp barıştığımda, içimde tam olarak bu duyguyu yaşadım. 

Hatta devamında yaşadığım her farkındalıkta da, içimi aynı hissiyat kaplıyor. 

Sanki ruhum yeniden çocuk olup o günlere, o ana gidip, o coşkuyu ve mutluluğu yeniden yeniden yaşıyor.

Siz de içinizde böyle bir coşku ve mutlulukla anda kalarak yaşamak ister misiniz? 

Hayatınızda bir şeyleri çözümlemek mi istiyorsunuz?

O çocuk saflığını, mutluluğunu hissedemiyor musunuz ya da hissedemeyeceğinizi mi düşünüyorsunuz?

Ruhunuzun adeta bedeniniz içinde sürekli sıkıştığını, nefes alamadığınızı mı hissediyorsunuz?

"Asla affedemem" deyip içinize oturan bir dana mı var?

Sevgili bostancılar, içimizdeki bostandan o danaları kovma zamanı :)

Her şeyden önce kendinizi affederek işe başlamalısınız.

Kendini affetmeyen, kendini olduğu gibi kabul etmeyen, kimseyi sevemez, affedemez ve olduğu gibi kabul edemez. Kendinizi olumlu, olumsuz ne kadar yönünüz varsa kabul etmeli ve olduğunuz gibi kendinizi sevmelisiniz. Yaşadığınız iyi kötü her şey için kendinizle barışın. Hayatınıza girmiş çıkmış tüm insanlara teşekkür edin. Onlara teşekkür ettiğiniz gibi kendinize de teşekkür edin ve "Her şeye rağmen iyi iş çıkardın, seninle gurur duyuyorum." diyerek bir kere de kendinizle gurur duyun. 

Hemen ardından özünüze, o saf, temiz, masum, güzel çocuğa dönün. Çocukluğunuza dönün. Dönün ve ondan özür dileyin. Onu unuttuğunuz için, onu ihmal ettiğiniz için, onu susturduğunuz için, onu dinlemediğiniz ve duymadığınız için küstürdüğünüz o çocuktan özür dileyin.

"Affet beni. Seni çok seviyorum ve seni çok özledim." deyin o çocuğa tüm kalbinizle. Alın o çocuğun o pamuk ellerini ve koyun kalbinizin üzerine, birbirinizin gözyaşlarını silin, "Artık yanındayım, bundan sonra hep beraberiz." deyin. Sonra sarılın ona canı gönülden, sımsıkı kucaklayın ve bir daha o çocuğu hiç ama hiç bırakmayın. Daima bir kulağınız onda olsun. :)

Bu sayede öze ve Rabbinize en yakın halde kalabilirsiniz. Çünkü aslında hepimiz çok iyi biliyoruz ki, şu dünyada Allah'a en yakın olabilen kişiler çocuklardır. O saflıktır... 

O an için saçma bile geliyor olsa da aslında yetişkinlere kıyasla en doğru kararları alan ve fikirleri ortaya atanlar da onlardır.

Şimdi sıra sizde!

Durmayın, içinizdeki çocuğa götürün o patlayan şekerlerden ve onunla birlikte siz de biraz ağızda patlayan o şekerlerin tadına bakın! İyi gelecek! :)

Ruhunuz tatlansın, şifa olsun...

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!