Mutluluk nedir?
Atalarımız, bizi yetiştirirken, bize doğruluktan, dürüstlükten, çalışkan olmaktan, azimli olmaktan bahsederler, bol bol öğüt verirler. Bununla beraber nasıl mutlu olunurla ilgili cümleler çok az, hatta hiç kurulmaz. Başarılı olursak mutlu oluruz, istediklerimize maddi olarak ulaşırsak mutlu oluruz gibi bir inanç yaygın olarak hâkimdir. Gerçekten böyle mi?
Atalarımız, bizi yetiştirirken, bize doğruluktan, dürüstlükten, çalışkan olmaktan, azimli olmaktan bahsederler, bol bol öğüt verirler. Bununla beraber nasıl mutlu olunurla ilgili cümleler çok az, hatta hiç kurulmaz. Başarılı olursak mutlu oluruz, istediklerimize maddi olarak ulaşırsak mutlu oluruz gibi bir inanç yaygın olarak hâkimdir. Gerçekten böyle mi?
Bazen istediğimiz evi ya da arabayı satın alınca, terfi edince, hatta âşık olduğumuz kadın ve erkekle evlenildiğinde kavuşma yaşandıktan bir süre sonra bile duygular, alışıla geliyor o heyecan azalıyor. Peki, hal böyle olunca mutluluğun bir tanımı var mıdır?
Herkes için mutluluğun farklı bir tanımı olsa da tecrübeler gösteriyor ki maddi varlıkların yokluğu sıkıntı yaratırken, varlıkları da mutlak mutluluğun anahtarı değil. İç sesinize kulak veriyor olmak o an sizin ihtiyacınız olan şeyi ertelemeden tecrübe ediyor olmaktır. Gelecek kaygısını ve geçmişin kavgasının bir yana bırakarak, kendinizi zorlamadan su içmek istiyorsanız, keyifle için. Muhabbet etmek istiyorsanız, edin. Yeni arkadaşlar edinin.
Her ne yapıyorsanız severek yapın ve kendimizi sürekli ertelemekten veya kendinizi zorlamaktan vazgeçin. İç sesinizi dinleyin bedeninizin ve ruhunuzun işaretlerini okuyun. En önemlisi de kendinizle uyum içinde olun.
Nefes alış verişinizi güçlü bir hazine olarak kullanabileceğinizi hatırdan çıkarmayın. Öfkenizi, sevincinizi dengede tutmak için siz de var olan bu hazineyi doğru kullanın. Birilerinin hayatınıza hakları olmadan müdahale ettiklerini düşündüğünüz zaman, kendi sınırlarınızın farkına varın. Özgürlüklerinizin kısıtlanmasına izin verdiğiniz zaman, kendinizle çatışmanız artarken mutluluk sizden uzaklaşacaktır.
Genç bir adam, bir bilgenin olduğu tapınağa gelir ve mutluluğun sırrını sorar. Bilge, genç adamın eline zeytinyağı dolu bir kaşık verir ve dökmeden bu tapınağı gezmesini ister. Döndüğünde gence sorar:’Tapınak nasıldı?’Genç adam zeytinyağını dökmemek için tapınağı görmeden gezdiğini söyler.
Bilge adama elindeki kaşıkla devam etmesi gerektiğini söyler. Genç adam bir süre sonra gelir
Ve gördüğü harika şeyleri ayrıntılarıyla anlatır, kaşığındaki yağ olduğu gibi dökülmüştür.
Genç adam yaşadıklarından bir şey anlamamıştır ve sorar bilgeye :’Nedir mutluluğun sırrı? Bilge cevaplar :’Elindeki bir kaşık yağı dökmeden etrafındaki tüm güzellikleri görebilmektir.
’(Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Sahip olduklarımızın kıymetini bilerek, yüreğimizin sesine kulak vererek işaretleri doğru okuyarak yol alabilmek, mutluluğun bize göre olan tanımını yaptırır.
Genç adam ‘’Yüreğimizi neden dinlemeliyiz? diye sordu.
Simyacı ’’ Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.’’dedi (Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Kendi hazinemize ulaşabilmek dileğiyle.
Atalarımız, bizi yetiştirirken, bize doğruluktan, dürüstlükten, çalışkan olmaktan, azimli olmaktan bahsederler, bol bol öğüt verirler. Bununla beraber nasıl mutlu olunurla ilgili cümleler çok az, hatta hiç kurulmaz. Başarılı olursak mutlu oluruz, istediklerimize maddi olarak ulaşırsak mutlu oluruz gibi bir inanç yaygın olarak hâkimdir. Gerçekten böyle mi?
Bazen istediğimiz evi ya da arabayı satın alınca, terfi edince, hatta âşık olduğumuz kadın ve erkekle evlenildiğinde kavuşma yaşandıktan bir süre sonra bile duygular, alışıla geliyor o heyecan azalıyor. Peki, hal böyle olunca mutluluğun bir tanımı var mıdır?
Herkes için mutluluğun farklı bir tanımı olsa da tecrübeler gösteriyor ki maddi varlıkların yokluğu sıkıntı yaratırken, varlıkları da mutlak mutluluğun anahtarı değil. İç sesinize kulak veriyor olmak o an sizin ihtiyacınız olan şeyi ertelemeden tecrübe ediyor olmaktır. Gelecek kaygısını ve geçmişin kavgasının bir yana bırakarak, kendinizi zorlamadan su içmek istiyorsanız, keyifle için. Muhabbet etmek istiyorsanız, edin. Yeni arkadaşlar edinin.
Her ne yapıyorsanız severek yapın ve kendimizi sürekli ertelemekten veya kendinizi zorlamaktan vazgeçin. İç sesinizi dinleyin bedeninizin ve ruhunuzun işaretlerini okuyun. En önemlisi de kendinizle uyum içinde olun.
Nefes alış verişinizi güçlü bir hazine olarak kullanabileceğinizi hatırdan çıkarmayın. Öfkenizi, sevincinizi dengede tutmak için siz de var olan bu hazineyi doğru kullanın. Birilerinin hayatınıza hakları olmadan müdahale ettiklerini düşündüğünüz zaman, kendi sınırlarınızın farkına varın. Özgürlüklerinizin kısıtlanmasına izin verdiğiniz zaman, kendinizle çatışmanız artarken mutluluk sizden uzaklaşacaktır.
Genç bir adam, bir bilgenin olduğu tapınağa gelir ve mutluluğun sırrını sorar. Bilge, genç adamın eline zeytinyağı dolu bir kaşık verir ve dökmeden bu tapınağı gezmesini ister. Döndüğünde gence sorar:’Tapınak nasıldı?’Genç adam zeytinyağını dökmemek için tapınağı görmeden gezdiğini söyler.
Bilge adama elindeki kaşıkla devam etmesi gerektiğini söyler. Genç adam bir süre sonra gelir
Ve gördüğü harika şeyleri ayrıntılarıyla anlatır, kaşığındaki yağ olduğu gibi dökülmüştür.
Genç adam yaşadıklarından bir şey anlamamıştır ve sorar bilgeye :’Nedir mutluluğun sırrı? Bilge cevaplar :’Elindeki bir kaşık yağı dökmeden etrafındaki tüm güzellikleri görebilmektir.
’(Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Sahip olduklarımızın kıymetini bilerek, yüreğimizin sesine kulak vererek işaretleri doğru okuyarak yol alabilmek, mutluluğun bize göre olan tanımını yaptırır.
Genç adam ‘’Yüreğimizi neden dinlemeliyiz? diye sordu.
Simyacı ’’ Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.’’dedi (Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Kendi hazinemize ulaşabilmek dileğiyle.
Atalarımız, bizi yetiştirirken, bize doğruluktan, dürüstlükten, çalışkan olmaktan, azimli olmaktan bahsederler, bol bol öğüt verirler. Bununla beraber nasıl mutlu olunurla ilgili cümleler çok az, hatta hiç kurulmaz. Başarılı olursak mutlu oluruz, istediklerimize maddi olarak ulaşırsak mutlu oluruz gibi bir inanç yaygın olarak hâkimdir. Gerçekten böyle mi?
Bazen istediğimiz evi ya da arabayı satın alınca, terfi edince, hatta âşık olduğumuz kadın ve erkekle evlenildiğinde kavuşma yaşandıktan bir süre sonra bile duygular, alışıla geliyor o heyecan azalıyor. Peki, hal böyle olunca mutluluğun bir tanımı var mıdır?
Herkes için mutluluğun farklı bir tanımı olsa da tecrübeler gösteriyor ki maddi varlıkların yokluğu sıkıntı yaratırken, varlıkları da mutlak mutluluğun anahtarı değil. İç sesinize kulak veriyor olmak o an sizin ihtiyacınız olan şeyi ertelemeden tecrübe ediyor olmaktır. Gelecek kaygısını ve geçmişin kavgasının bir yana bırakarak, kendinizi zorlamadan su içmek istiyorsanız, keyifle için. Muhabbet etmek istiyorsanız, edin. Yeni arkadaşlar edinin.
Her ne yapıyorsanız severek yapın ve kendimizi sürekli ertelemekten veya kendinizi zorlamaktan vazgeçin. İç sesinizi dinleyin bedeninizin ve ruhunuzun işaretlerini okuyun. En önemlisi de kendinizle uyum içinde olun.
Nefes alış verişinizi güçlü bir hazine olarak kullanabileceğinizi hatırdan çıkarmayın. Öfkenizi, sevincinizi dengede tutmak için siz de var olan bu hazineyi doğru kullanın. Birilerinin hayatınıza hakları olmadan müdahale ettiklerini düşündüğünüz zaman, kendi sınırlarınızın farkına varın. Özgürlüklerinizin kısıtlanmasına izin verdiğiniz zaman, kendinizle çatışmanız artarken mutluluk sizden uzaklaşacaktır.
Genç bir adam, bir bilgenin olduğu tapınağa gelir ve mutluluğun sırrını sorar. Bilge, genç adamın eline zeytinyağı dolu bir kaşık verir ve dökmeden bu tapınağı gezmesini ister. Döndüğünde gence sorar:’Tapınak nasıldı?’Genç adam zeytinyağını dökmemek için tapınağı görmeden gezdiğini söyler.
Bilge adama elindeki kaşıkla devam etmesi gerektiğini söyler. Genç adam bir süre sonra gelir
Ve gördüğü harika şeyleri ayrıntılarıyla anlatır, kaşığındaki yağ olduğu gibi dökülmüştür.
Genç adam yaşadıklarından bir şey anlamamıştır ve sorar bilgeye :’Nedir mutluluğun sırrı? Bilge cevaplar :’Elindeki bir kaşık yağı dökmeden etrafındaki tüm güzellikleri görebilmektir.
’(Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Sahip olduklarımızın kıymetini bilerek, yüreğimizin sesine kulak vererek işaretleri doğru okuyarak yol alabilmek, mutluluğun bize göre olan tanımını yaptırır.
Genç adam ‘’Yüreğimizi neden dinlemeliyiz? diye sordu.
Simyacı ’’ Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.’’dedi (Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Kendi hazinemize ulaşabilmek dileğiyle.
Atalarımız, bizi yetiştirirken, bize doğruluktan, dürüstlükten, çalışkan olmaktan, azimli olmaktan bahsederler, bol bol öğüt verirler. Bununla beraber nasıl mutlu olunurla ilgili cümleler çok az, hatta hiç kurulmaz. Başarılı olursak mutlu oluruz, istediklerimize maddi olarak ulaşırsak mutlu oluruz gibi bir inanç yaygın olarak hâkimdir. Gerçekten böyle mi?
Bazen istediğimiz evi ya da arabayı satın alınca, terfi edince, hatta âşık olduğumuz kadın ve erkekle evlenildiğinde kavuşma yaşandıktan bir süre sonra bile duygular, alışıla geliyor o heyecan azalıyor. Peki, hal böyle olunca mutluluğun bir tanımı var mıdır?
Herkes için mutluluğun farklı bir tanımı olsa da tecrübeler gösteriyor ki maddi varlıkların yokluğu sıkıntı yaratırken, varlıkları da mutlak mutluluğun anahtarı değil. İç sesinize kulak veriyor olmak o an sizin ihtiyacınız olan şeyi ertelemeden tecrübe ediyor olmaktır. Gelecek kaygısını ve geçmişin kavgasının bir yana bırakarak, kendinizi zorlamadan su içmek istiyorsanız, keyifle için. Muhabbet etmek istiyorsanız, edin. Yeni arkadaşlar edinin.
Her ne yapıyorsanız severek yapın ve kendimizi sürekli ertelemekten veya kendinizi zorlamaktan vazgeçin. İç sesinizi dinleyin bedeninizin ve ruhunuzun işaretlerini okuyun. En önemlisi de kendinizle uyum içinde olun.
Nefes alış verişinizi güçlü bir hazine olarak kullanabileceğinizi hatırdan çıkarmayın. Öfkenizi, sevincinizi dengede tutmak için siz de var olan bu hazineyi doğru kullanın. Birilerinin hayatınıza hakları olmadan müdahale ettiklerini düşündüğünüz zaman, kendi sınırlarınızın farkına varın. Özgürlüklerinizin kısıtlanmasına izin verdiğiniz zaman, kendinizle çatışmanız artarken mutluluk sizden uzaklaşacaktır.
Genç bir adam, bir bilgenin olduğu tapınağa gelir ve mutluluğun sırrını sorar. Bilge, genç adamın eline zeytinyağı dolu bir kaşık verir ve dökmeden bu tapınağı gezmesini ister. Döndüğünde gence sorar:’Tapınak nasıldı?’Genç adam zeytinyağını dökmemek için tapınağı görmeden gezdiğini söyler.
Bilge adama elindeki kaşıkla devam etmesi gerektiğini söyler. Genç adam bir süre sonra gelir
Ve gördüğü harika şeyleri ayrıntılarıyla anlatır, kaşığındaki yağ olduğu gibi dökülmüştür.
Genç adam yaşadıklarından bir şey anlamamıştır ve sorar bilgeye :’Nedir mutluluğun sırrı? Bilge cevaplar :’Elindeki bir kaşık yağı dökmeden etrafındaki tüm güzellikleri görebilmektir.
’(Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Sahip olduklarımızın kıymetini bilerek, yüreğimizin sesine kulak vererek işaretleri doğru okuyarak yol alabilmek, mutluluğun bize göre olan tanımını yaptırır.
Genç adam ‘’Yüreğimizi neden dinlemeliyiz? diye sordu.
Simyacı ’’ Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.’’dedi (Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Kendi hazinemize ulaşabilmek dileğiyle.
Atalarımız, bizi yetiştirirken, bize doğruluktan, dürüstlükten, çalışkan olmaktan, azimli olmaktan bahsederler, bol bol öğüt verirler. Bununla beraber nasıl mutlu olunurla ilgili cümleler çok az, hatta hiç kurulmaz. Başarılı olursak mutlu oluruz, istediklerimize maddi olarak ulaşırsak mutlu oluruz gibi bir inanç yaygın olarak hâkimdir. Gerçekten böyle mi?
Bazen istediğimiz evi ya da arabayı satın alınca, terfi edince, hatta âşık olduğumuz kadın ve erkekle evlenildiğinde kavuşma yaşandıktan bir süre sonra bile duygular, alışıla geliyor o heyecan azalıyor. Peki, hal böyle olunca mutluluğun bir tanımı var mıdır?
Herkes için mutluluğun farklı bir tanımı olsa da tecrübeler gösteriyor ki maddi varlıkların yokluğu sıkıntı yaratırken, varlıkları da mutlak mutluluğun anahtarı değil. İç sesinize kulak veriyor olmak o an sizin ihtiyacınız olan şeyi ertelemeden tecrübe ediyor olmaktır. Gelecek kaygısını ve geçmişin kavgasının bir yana bırakarak, kendinizi zorlamadan su içmek istiyorsanız, keyifle için. Muhabbet etmek istiyorsanız, edin. Yeni arkadaşlar edinin.
Her ne yapıyorsanız severek yapın ve kendimizi sürekli ertelemekten veya kendinizi zorlamaktan vazgeçin. İç sesinizi dinleyin bedeninizin ve ruhunuzun işaretlerini okuyun. En önemlisi de kendinizle uyum içinde olun.
Nefes alış verişinizi güçlü bir hazine olarak kullanabileceğinizi hatırdan çıkarmayın. Öfkenizi, sevincinizi dengede tutmak için siz de var olan bu hazineyi doğru kullanın. Birilerinin hayatınıza hakları olmadan müdahale ettiklerini düşündüğünüz zaman, kendi sınırlarınızın farkına varın. Özgürlüklerinizin kısıtlanmasına izin verdiğiniz zaman, kendinizle çatışmanız artarken mutluluk sizden uzaklaşacaktır.
Genç bir adam, bir bilgenin olduğu tapınağa gelir ve mutluluğun sırrını sorar. Bilge, genç adamın eline zeytinyağı dolu bir kaşık verir ve dökmeden bu tapınağı gezmesini ister. Döndüğünde gence sorar:’Tapınak nasıldı?’Genç adam zeytinyağını dökmemek için tapınağı görmeden gezdiğini söyler.
Bilge adama elindeki kaşıkla devam etmesi gerektiğini söyler. Genç adam bir süre sonra gelir
Ve gördüğü harika şeyleri ayrıntılarıyla anlatır, kaşığındaki yağ olduğu gibi dökülmüştür.
Genç adam yaşadıklarından bir şey anlamamıştır ve sorar bilgeye :’Nedir mutluluğun sırrı? Bilge cevaplar :’Elindeki bir kaşık yağı dökmeden etrafındaki tüm güzellikleri görebilmektir.
’(Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Sahip olduklarımızın kıymetini bilerek, yüreğimizin sesine kulak vererek işaretleri doğru okuyarak yol alabilmek, mutluluğun bize göre olan tanımını yaptırır.
Genç adam ‘’Yüreğimizi neden dinlemeliyiz? diye sordu.
Simyacı ’’ Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.’’dedi (Coelho Paulo ,Simyacı ‘Can yayınları , İstanbul ,2000)
Kendi hazinemize ulaşabilmek dileğiyle.
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!