MEMBA
Hayat yolunun hepimiz için dönüm noktaları vardır. İsimler, mekânlar, olaylar değişse de yaşadığımız duygular, gördüğümüz muamelelerin, çoğu zaman aynı kaldığını hissederiz.
Hayat yolunun hepimiz için dönüm noktaları vardır. İsimler, mekânlar, olaylar değişse de yaşadığımız duygular, gördüğümüz muamelelerin, çoğu zaman aynı kaldığını hissederiz. Belli bir olgunluğa ulaşınca da sorgulamaya başlarız. Hayatta neden ben hep mutsuzum? Neden hep kaybediyorum? Neden hep aynı özelliklere sahip insanlar hayatıma giriyor? gibi birçok sorunun yanıtını sorgularken, girdiğimiz arayışın adıdır, kişisel gelişim yolculuğu.
Ben kimim? Sorusuna vereceğin yanıtı ararken, bulduğun cevap, aslında içine girdiğin dehlizlerden çıkardığın en nadide taştır. Ben kimim ve bu hayatta gerçekten ne yapmak istiyorum. Yapacağımız bir işte herkese fikrini sorarken, gerçekten ne istediğimizi kendimize sormak aklımıza gelmez yâda izafi bir duyguya kapılmış en mantıklısının o olduğunu düşünüyoruzdur. Mantıklı olan mı güçlüdür, gönlünün onayladığı mı?
İnanıyorsan hırçın dalgalarla boğuşabilir ve her türlü zorluğa gönüllü talip olabilirsin. Önce gerçekten neye inandığını hisset çünkü farkında olmadan geliştirdiğin yanlış inançlar sürekli seni rotandan çıkarabiliyor.’ Bu böyledir.’ dediğin her şey inancındır. Herkes böylemi düşünür? Sorusuna vereceğin samimi yanıt, tüm bu süreci alt üst edebilir.
İnsan neye talipse, şartlar ona zemin hazırlıyor. Neyi arıyorsak cevap hiç ummadığınız bir anda, ummadığımız bir kaynaktan ulaşıyor.’ İşte bu, son noktadır; bundan ötesi yok.’ dediğin an sihirli bir el Rahmet eli gönle dokunuyor ve sükûn buluyorsun. Tamda ihtiyacın olan can suyu gibi imdadına yetişiyor.
Bize şah damarımızdan daha yakın olan yaratıcı bizi bizden daha iyi bilirken teslimiyette yaşadığımız arızalar bizi alt üst ediyor. Sahne ışıklarını kendimize çevirdiğimiz ve kendimizi samimi bir sorguya çektiğimiz an insanlarla olan kavgayı bırakıp kendimize geliyoruz. Kendimize geldikçe asıl kaynağa ulaşıyor ve yaratıcıyla bağlarımız güçlendikçe asıl membadan beslenen bir pınar gibi coşuyor daha güçlü, daha berrak ve daha mutlu bir hayata adım atıyoruz.
İnsan yaşadığı süreçte her ne yaparsa yapsın, bir pozitif üst niyete hizmet eder yani siz su da içseniz, çok önemli bir seminer de verseniz ikisinde de aynı niyete hizmet edersiniz. Hepimizinki farklı olsa da bizim ki her neyse her yaptığımız davranışla onu besleriz aslında. İşte bu bize esneklik ve hayata karşı daha müsamahakâr olmayı sağlar. Bir çam kadar heybetli ve sert olmak yerine, bir kamış kadar esnek olmak, güçlü rüzgârlara karşı sert bir düşüşü değil rüzgârda savrulsa da fırtına dindiğinde ayakta kalmayı sağlar.
Kendimize karşı esnek olmak, kendimizi affediyor olmak ve gerçekten seviyor olmak niyetiyle.
Aysun Arifoğlu Tekin
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!