Kendinden Vazgeçmek
İnsan diyorum insan neden kendinden vazgeçer? Hayallerinden, umutlarından, emeklerinden, sevdiklerinden, sevenlerinden , hatta sevmediklerinden , maddiyatın’dan, maneviyatın’dan neden uzaklaşır neden yabancılaşır ? zevk almaz her gün kendisine bahşedilen nefes aldığı anın o güzelliğinden ,yaşama bırakılır mecburiyetinde, gecesi gündüzüne niçin anlamsızlaşır farksızlaşır .
İnsan diyorum insan neden kendinden vazgeçer? Hayallerinden, umutlarından, emeklerinden, sevdiklerinden, sevenlerinden , hatta sevmediklerinden , maddiyatın’dan, maneviyatın’dan neden uzaklaşır, neden yabancılaşır ? Zevk almaz her gün kendisine bahşedilen nefes aldığı anın o güzelliğinden ,yaşama bırakılır mecburiyetinde, gecesi gündüzüne niçin anlamsızlaşır farksızlaşır . Apansızsa kaybolur her şeyden, unutturmak ister kendini bilgisayarn da bulunan delete tuşu misali, içine döndükçe yalnızlaşır konuşmaz ebediyet sonsuzluğunu bekler kuytu bir yerde sessizce. Neden kendine acıyı dibine kadar yaşatır, futursuzca tattırır ki hak etmediği halde veryansına boğdurur, ölümlü bedenlerde ölümsüz düşünceleri niçin taşır sırtında yorgunluğuyla kavrulur yok olmak ister ki Yaradan’ın verdiği emanet bedende tek başına.
Yaşama dört elle sarılmış birini düşünün kendini tanıdığı zamandan beri ayakları yere bastığı süre çerçevesinde her şeyi yapmakla yükümlü çok güçlü görünen kimliğinin altında masumane bir çocuk yaşatan henüz büyümemiş geçişlerde takılı kalan yüreği acılarla kavrulmuş birini. En yakınlarından bile yediği darbe izlerini sır gibi saklayan dillendirmeye gerek duymayan birini. İmkansız gibi görülen anlarda bile ufacık halinden şikayeti dile getiremeyen birini , çok karmaşık duygularla büyütülmüş öğrenilmiş çaresizliğin penceresinde yaşamını basitleşmeye çalışan çaba sarfeden birini. İki eli ,İki ayağı üzerinde akıl düşünme yeteneği bahşedilmiş bu canlı nasıl olur da kendinden vazgeçerken dimdik ayakta durup bir başkasına vesile olarak yardım edebilir değil mi? Nasıl olur beklentisizce, menfaatleri , çıkarları olmaksızın derin formülle iyi bir model örnek olabilme peşinde koşabilir ki? Nasıl olur da onca acıya yanarken ,nefsini susturup yol alırken zihnini bastırarak içselliğine eziyet eder ki ? Nasıl olurda kim ya da kimlere feda ederek kendinden vazgeçer ki?
Çok tanıdık geldi mi buraya kadar okuduklarınız. Soruyorum” İçinde olduğunuz yaşınıza kadar hayatınızda nelerden vazgeçtiniz ? “ Kısacık düşünün ve öyle cevap verin. Çoğu zaman bu kolay olmayan sorunun cevabı “Kendimden” diye gelir, Ve kişi kendiyle o an küçük- büyük bir yüzleşme yaşar. Acı bir duygu kaplar içini. Düşünmeye başlar geçmişini. Sonra sorarım: “ Peki nasıl vazgeçtin kendinden, sebep neydi vazgeçmeni irdeleyen?” Derin gözlerin anlatamadığını, yıkılan yüreğin aktaramadığını, oluşan boşluğun dolduramadığını anlatır kalpten dile yansıyan ilk cümlesiyle “Annem için, babam için, çocuğum, eşim için,sevdiklerim '' diye başlar açılmamış listesine. Bununla birlikte hiçbir anlatım “ her ne sebeple olmuş olsa da iyi ki kendimden vazgeçmişim” diye bitmez devesal anlatımların bir çoğu.
Evet gerçek bir yaşam öyküsünden ibaret. 50 seneyi sadece başkalarını memnun edebilme çabasında geçirmişken, hayatın büyük koşuşturma telaşına kapılmışken, biçilen örf adetler doğrultusunda sesini çıkarmadan sorumluluğun daha fazlasını üstlenerek yaşadığının şükrüyle ayakta kalabilen fedakâr anneydi Sevgi hanım. Ufacık köyde herkesin derdine paramparça olurdu adeta kendisini bildiğinden beri. Kimse ne bir şikayet ne bir öf duymamıştır kendisinden de. İsmi karakterini yansıtırmış ya insanın kişiliğine. Sevgi hanımda öyle tam bir tomurcuk pozitifliği yaşatır girdiği her yerde güzel yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle okşar ruhları sevgisiyle. Takii yakalandığı o apansız hastalığın pençesine düşene dek ne olursa ondan sonra değişir hayatın işleyişi, Kabullenemez, Benimseyemez ,Üzülür, bilinenin arkasında bilinmeyen gerçeğe isyan ederek nefsi doğrultusunda küser kendisine, Veda eder 50 seneye. Bir çırpıda vazgeçer kendinden de .
içimizden biri sevgi hanım hikayesi gelin, artık vazgeçmeyin kendinizden, şöyle kapatın gözlerinizi, burnunuzdan derin bir nefes alın, doldurun karnınızı, ciğerlerinizi, bırakın sıkıca tuttuğunuz ipleri, bırakamıyorsanız azıcık gevşetin düğümlerini , kendiniz için ne kadar önemlisiniz bir görün, hadi sadece azıcık kendinize zaman ayırın,
Biz aslında sadece nefesiz, ilk aldığımızla başlayan hayat, son verdiğimizle bitecek, nefes al, nefes ver, sakın unutma nefes hayatın kaynağı, bırak kolaylaştırsın aldığın her nefes tüm hücrelerine taşısın sağlığı, sen sadece önemini kendini fark et. Her fark ettiğinde dön nefesine sakın bırakma peşini. ilk ten Sona tüm yolculuk kendinle.
Gittiğiniz yolda sizi hep güzellikler , mutluluklar,huzurlar karşılasın. Sadece Yola çık emin ol Yol açık…
Hayriye Çalışkan Acar
Profesyonel Koç
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!