SAĞLIKLI SINIRLAR ÇİZMEK
Sevmek, sevilmek, arkadaşlık kurmak, dost olmak çok güzel şey. İnsan yalnız kalmamalı zaten, bir yoldaşı olmalı elbet fakat bu yoldaş gördüklerimiz sınırları aşıyor ve hayatımıza müdahale, yerimize konuşma bizi yargılama gibi bazı kalp kırıcı davranışları kendinde bulabiliyor. Hayatıma müdahale etme hakkı sadece benim tercihlerimle bana ait bir şey ise o zaman sağlıklı sınırları da ben belirlemeliyim öyle değil mi?
Bir tv programında konuk şunları söylüyordu; Herkes seni seviyorsa karaktersizsin demektir!
Nasıl yani? Seviliyorum diye karaktersiz mi olmalıyım? Üzerine çok tatışılacak bir cümle kurmuştu, kime göre neye göre? yani iyi ve pozitif olmak karaktersiz olmak mı?
Herkese güler yüzlü bir şekilde günaydın diyebilmek, kalp kırmadan duygularını dile getirebilmek karaktersizlik mi? Şahsi düşüncem şu ki; kocaman bir burunla dünyaları ben yarattım edasıyla gezmekten, yüze gülüp arkasından konuşmaktansa çevremdekilerin, insana insan olduğu için saygı duyarak hoş görülü olmayı tercih ederim. Herkes beni sevmek zorunda değil ve bende herkesi sevmek zorunda değilim ama nefret etmem de gerekmiyor. Yargılayarak kınarsam da bana dönüşünü yaşamışlığım olduğundan Allahın selamıdır veririm hayatıma almak ise seçimimdir. Elektirik almadıysam hayatıma da sokmam olur biter ama programdaki konuk konuşmasına şöyle devam ediyordu; "yani çok yakın olduğu bir arkadaşının bana dedikodusunu yapıyor ama yüzüne gülüyor! Sebebini anlayamaz ama ben onu çoktan engellemişimdir bile, ne yani böyle karaktersizlik yapacak bende onu hayatımda tutmaya devam mı edeceğim?"
İşte burda ortak noktada buluşuyor fikirlerimiz, bunun adı iki yüzlülük! Hakkında konuştuğunuz insanın yüzüne de aynı cümleleri kuramıyorsanız o zaman kusura bakmayın dürüst değilsiniz. Buda karaktersizlik hastalığının belirtilerindendir bu yüzden ne kadar az insan o kadar öz arkadaş ( gülümsüyorum)
Toplumumuz alt yapısı gereği ülkeler arası dedikodu turnuvaları düzenlense birincilik mutlaka ülkemizde olacaktır ki dedikoduyu kadınlar yapar zannederiz ama çoğunlukta erkeklerdir o kahvehanelerde kim bilir kimler kimler konuşuluyor.
Annelerimiz aile büyüklerimiz sürekli birilerine (Elalemle) kıyas yaparak büyütüyor bizi ve herkes bir yarış halinde onun varsa benimde olsun, o yaptıysa bende yaparım, O BİLE BAŞARMIŞ ben mi yapamayacağım gibi bir çok adet edinilmiş cümle kalıbıyla kendimizi sömürüp gerçekte ne olmasını istediğimize odaklanmadığımız acı bir gerçek.
Herkes beni sevmek zorunda değil ama ben kendimi sevmiyorsam herkes beni sevsin diye fedakarlık yapar kendimden verir dururum, hazmedemediğim şeylere bile başeğer, tamam derim hayır demeyi ayıp kabul ederim! Bu yazdıklarım size kendinizden tanıdık davranışları anımsatıyor mu?
Aman o üzülmesin, aman o kırılmasın, aman o kafasına takmasın eee sen???
Bunları düşünüp değer verdiğimiz herkes bir gün sırtımızdan bıçakladığında da lanet olsun demeye başlıyoruz dimi! Lanet falan olmasın kendine gel!
Sen bunu istedin, insanlara sen haddinden fazla değer verdin, çarşaf çarşaf tüm varını yoğunu önlerine serdin onlarda kendilerinde senin hayatına karışma, seni yüz üstü bırakma, arkandan konuşma ve seni yorumlama hakkını bu şekilde buldu çünkü herseyin fazlası zarardır! sağlıksız sınırlar çatlaklar oluşturur ve o çatlaklardan hayatına müdahale etmeye başlamış senin fikrini önemsemeyen, seni hor görmeye cürret edecek insanlar birden giriverirler.
Sağlıklı sınırlar çizmek ise çok kıymetli bir şeydir, insanların size karşı nerde durması gerektiğini belirleyen bir çizgi düşünün, ordan öteye geçmezse size hiç zarar veremez ve hayatınızda kalmaya devam eder ama sizin belirlediğiniz kadarıyla varlığını sürdürerek. Bu sınırları çizmek içinde önce kendini tanımak gerekir. Neleri seviyorum? Neleri sevmiyorum? Neler benim zamanımı alıyor?
Nefes21 Akademi kurucusu kişisel gelişim uzmanı ve benim hayatımda olumlu farkındalıkları kazanmama yardımcı olan değerli hocam Bülent Gardiyanoğlu nun en sevdiğim dersidir Hayatından angarya işleri angarya insanları çıkarma çalışması bak bakalım kimler sana iyi geliyor kimler enerji vampirliği yapıyor görmekten korkma cesur ol ve senin enerjini düşüncelerin mi insanlar mı sömürüyor yüzleş bakalım?
Yazmak için bir kağıt ve kalem edinin soruları yazarak cevaplayın:
Hangi konular beni yoruyor?
Hangi ortamlarda enerjim düşüyor?
Vaktimi en çok hangi konulara harcıyorum?
İhtiyacım olan ne?
İnsanlar bizi sevsin diye yeterince kendimizden vermedik mi? Artık kendimizi sevme vakti!
Öyleyse; İyi ki varım Allaha sonsuz şükür ve hamd olsun ki kendimi sevgiyle ve şefkatle tanıyorum kendimi bilmeye öğrendiklerimi hayatıma aktarmaya niyet ediyorum. ( kulağınız duyacak şekilde kendinize tekrar edebilirsiniz)
Sevgi ve sağlıkla kalın
Saynur Aslan
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!