İlmek İlmek İlişki

Nedendir bilmiyorum, fakat ilişkiyi hep örgüye benzetirim. Benim için ilişki örülen, giyilen, giyilince insanın içini ısıtan bir şey.

Örgü, iki şişin yünle birlikte uyumlu hareketi sonucunda elde edilen eldiven, kazak, hırka, atkı, battaniye….. v.b gibi ürünleri elde etmek için belirli bir süre uğraş isteyen el emeği, göz nurudur. Örgüye başlarken ne örmek istiyoruz öncelikle bunun niyeti ile başlarız. Ben bir öreyim bakalım sonucunda ne çıkacak, diye tesadüfi örgüye başlanmaz.  İlişkiler de böyledir. İlişkilerde bazen anne, baba, kardeş, akraba, iş arkadaşlığı gibi etkimizin olmadığı ve ilişki içerisinde olmak zorunda olduğumuz akrabalık ilişkilerin yanında dost olmak, arkadaş edinmek gibi kendi niyetimizin etkili olduğu ilişkiler vardır. Ve bunlar emek, çaba ister.

Her ilişki ister özbilincimizle isterse de bunun dışında olsun muhakkak bir niyetle başlar. Bazen sadece sohbet edeyim diye bir bekleme salonunda başlayıp sonra bir arkadaşlığa, devamında dostluğa dönüşmesi mümkün olduğu gibi bazen de bekleme salonunda başlayan bir sohbet evlilikle sonuçlanabilir. İlk ilmek atıldı mı arkasından bir ilmek daha, bir ilmek daha derken ortaya harika bir dostluk çıkar. Kurmuş olduğumuz bu ilişkilerin motifine sevgiyi ekledik mi insan o kazağı giymeye doyamaz. 

Örgüyü ören, hünerli, aynı zamanda dikkatli olur ve kullanılan malzeme motife ve modele uygun olursa, örgü de o kadar kaliteli, hatasız olur. İki kişinin iyi niyetli, uyumlu ilişkiler kurması da aynı örgü misali kaliteli bir beraberlik çıkarır ortaya.

Örgü örerken dikkatsizlik söz konusu olduğunda örgünün pürüzsüz, hatasız olması pek mümkün değildir. Örmeye devam ederken küçük bir dikkatsizlik ilmiğin kaçmasına sebep olabilir. İlmiği kaçtığı anda fark edersek hemen müdahale eder çok fazla ilerlemeden kaçan ilmiği kolaylıkla şişe tekrar takıp kaldığımız yerden devam edebiliriz. Fakat fark etmeden devam edersek, ilerledikçe hata git gide büyür. Düzeltme şansımız azalır. Düzeltmek zorlaşır. Düzeltmek için tek seçenek hatanın olduğu noktaya kadar örgüyü söküp oradan yeni bir başlangıç yapmak, örgünün olması gerektiği gibi olmasını sağlamak için şarttır. Fakat ürün bittiğinde, ilmeğin kaçtığını fark edersek, yamalıkla düzeltme gerektirir. Son çare olarak yamalık yapmak, kazağı kurtarır lakin asıl istenen, hatasız sonuç elde edilmez.

İlişkilerimizi örgüye uyarladığımızda ilmiğin kaçması, yanlış örülmesi, atlanması gibi durumları, çatışmalara benzetebiliriz. Kaçan ilmiği fark edip müdahale etmek gibi çatışmanın sebebini tespit etmek, sorunu büyümeden onarma şansımızı artırır. İlişkimizin zarar görmesini önler. Aynı zamanda kuvvetlendirir ve olmasını istediğimiz gibi olmasına katkı sağlar. İlişkimizdeki sorunun farkına varmak ve o anda soruna çözüm odaklı müdahale de bulunmak bu sebeple önemlidir.

Kısacası başarılı bir ilişki başarılı bir şekilde örülmüş kazak gibidir. Bu güzel kazağı örebildiğin için kendinden gurur duyarsın. Aynı zamanda her giydiğinde sıcacık yapar, içini ısıtır.

Ne örüyor olduğumuz değil, nasıl ördüğümüz önemli. Dümdüz, hiçbir motif kullanmadan örebilir, saygı ve sevgi motifleri ekleyerek süsleye de biliriz. Rengini, kalitesini seçme hakkımızı da kullanabiliriz. Tüm bunlarla birlikte ancak istediğimiz hırkayı, eldiveni, kazağı, battaniyeyi elde edebiliriz.

Motifleri saygı, sevgi olan arasına biraz empati, biraz anlayış serptirilirmiş ilişki, kuvvetli, sağlam temellere oturur. İyi niyetli bir bakış açısı ise iyi bir ilişkinin anahtarıdır. Çünkü iyi niyetimiz olay karşısındaki ilk düşüncemizi oluşturur. İyi niyet bunun için önemlidir! Düşüncelerimiz, davranışlarımıza, davranışlarımız, alışkanlıklara, alışkanlıklar da karaktere dönüştüğü için ilk andaki düşüncemiz, davranışımızla ilişkimize yansır. Direk kişiye karşı olmasa da ilk tepkimiz, otomatikman ilişkimizi iyi ya da kötü yönde etkiler.  

Selma Onater

Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için:

https://nefes21.com/selma_onater

Yazar'ın sosyal medya hesabı:

https://www.instagram.com/selmaonater