İç Huzuru Yakalamak
Geçmişin yasını tutmak yetmedi mi? Hangi yakınma, geçmişin sıkıntılarını silebilir? Hüzün ekip, hüzün mü biçelim? Yarın için yeni bir hikâyemiz neden olmasın.’ On yıl sonra kendimi nerede görmek istiyorum?’ Sorusuna hangi yanıtı veririz?
Yaşam yolunda attığımız birçok adım, yaptığımız söylemler, verdiğimiz mücadele çoğu zaman tek amaca hizmet eder. Buna pozitif üst niyet deniyor. Su içerken, önemli bir toplantıya giderken, kek yaparken, tek derdimiz var aslında, hizmet ettiğimiz o özel duyguyu beslemek. Hizmet ettiğimiz o duygu neyse ona ulaşıp, iç huzuru yakalayabilmek.
Hayatın karmaşasından, gürültüsünden bunalınca ıssız bir dağ başında, taş bir evde şömine yakıp, ağaçların çıkardığı çıtırtıyı dinlemek, kitap okumak, kahve yudumlamak; uçsuz bucaksız yeşil dağları seyrederken, masmavi gökyüzün de özgürce uçan kuşları seyretmek; rengârenk bir kelebeğin avucunuza konmasını beklemek gibi hayaller kurarız. Bazısı deniz sevdalısı olur, masmavi bir deniz yolculuğuna çıkıp, uçsuz bucaksız deryalarda sükûnete ulaşmayı düşünür. Bu kaçış gerçek huzuru getirir mi? Belki de attığımız tüm adımlarda, sadece aradığımız huzurdur. Peki, huzur böyle bir ortamda, tamamıyla ruhumuza hâkim olur mu? Ne kadar sürer bu dinginlik? Sakin bir denize dönüşen zihnimizin, en ufak dalgalanmada kıyılarına çer çöp vurur mu?
Hayatımı bir anlatsam filim olur deriz. Hepimiz çok çekmişizdir. İnsanlardan türlü darbeler yemiş, talih yüzümüze hiç gülmemiştir. Hayat, en zor oyunlarını bize oynamış, aldatılmalar, nankörlükler, hastalık, parasızlık daha türlü zorlukları göğüslemişizdir. Herhangi biriyle sohbete başlayamaya görelim, hikâyelerimizi yarıştırmanın derdine düşeriz. Neyin yarışını yapıyoruz?
Geçmişe takılmalarımızı şifalandırmadıkça, kafamızdaki gürültülerden sıyrılmadıkça, geçmişin acılarını bu gün gibi yaşamaya devam edip, aynı duyguları tekrar tekrar yaşamak için kendimize müsaade ettikçe, yeni bir hikâye nasıl yazabiliriz?
Geçmişin yasını tutmak yetmedi mi? Hangi yakınma, geçmişin sıkıntılarını silebilir? Hüzün ekip, hüzün mü biçelim? Yarın için yeni bir hikâyemiz neden olmasın.’ On yıl sonra kendimi nerede görmek istiyorum?’ Sorusuna hangi yanıtı veririz?
Geçmiş acılarımızın, canımızı daha fazla yakmasına müsaade etmemek adına, geçmişte ki olumsuzlukları affedelim. Atalarımızla barışmak, aynı döngüyü yaşamaktan bizi özgürleştirir ve tabii çocukluğumuzdaki travmalarımızı fark edip şifalandıralım. İçimizdeki çocukla barışmak, bu gün karşımıza çıkan engelleri aşamamıza yardım edecektir. Çok para kazanmanın yolları, kariyer basamaklarını aşma tüyoları daha birçok konuda rehberler var. İstediğimiz maddi imkanlara ulaştığımızda asıl ihtiyacımız olan iç huzura ulaşacak mıyız? Kendimize soralım. Huzur, kendimize, etrafımızdaki insanlara, olaylara bakış açımızda, kurban rolünden çıkıp şifalanmaya niyet etmemizde saklı. En nihayetinde aldığımız nefes, sadece bize hayat olur.
Yarın için yeni niyetleriniz olsun. Her şey niyetle başlamıyor mu? Söz uçar, yazı kalır. Olmasına niyet ettiğiniz on niyeti, beğendiğiniz bir deftere yazın. Niyetlerinizin tarihi olsun, olumlu olsun, sizin kontrolünüzde olsun, faydalı olsun. Sevdiğiniz renkte bir kalemle ve en güzel el yazınızla yazın. Yarını yeniden inşa etmek için uygun an, şu andır. Huzuru, tüm varlığımızla hissetmek niyetiyle…
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!