Hiç Olmak

Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol... Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı, nasıl ki çömleği ayakta tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.

Hiç Olmak

Bir süredir kayıbım, hala öyle olsam da bulma yolunda arayıştayım. İçimi dökersem yol gösteren olur belki diye düşündüm.

Küçük bir muhabbet kuşum var gözleri görmüyor, sallabaş hastalığı ve hava kesesi hastalığı var. İşaret parmağımla aynı boyda günah işlemekten uzak bir canlının bile bu dünyada birden fazla sınavı var peki ya insanlar? Bakakaldığımız halde gözden kaçırdığımız ayrıntı nedir? Neyi göremiyoruz?  “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele!”

Her gün bir şeylerden dert yanıyoruz; sağlıktan, maddiyattan, akrabadan bazen de bugün doğaçlama olsun diyerek kendi yolunda giden bir karıncadan. Ne diyor ayette: “Oysaki ne kadar da az şükrediyorsunuz?” ve bir başka ayet “ Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenlerin, hiç sizin başınıza gelmeksizin cennete girivereceğinizi mi sandınız? Onların başına öyle ezici sıkıntılar ve darlıklar geldi ve öyle sarsıldılar ki, hatta peygamber ve onunla birlikte iman edenler, “Ne zaman Allah’ın yardımı?” diyecek hale geldiler. Bak, işte Allah’ın yardımı yakındır.”

Elinde sihirli değnek olan o peri nerde? Gören var mı? O peri biziz belki de. Sihirli değnek ise gözümüze kapanmış bir perde, kalktığında büyü bozulacak yüksek ihtimalle. Gerçekleri görmek acıtır mı mutlu eder mi bilmem lakin şuan eksik hissettiğimi, yarım hissettiğimi biliyorum ve tamamımı arıyorum. İşte o nedenledir ki görmeye de duymaya da doyamıyorum. Bu yolun Yunus Emre misali bir yağmur tanesinden ders almak ya da Bişr- Hafi misali yalın ayak gerekirse yollara düşmek olduğunu biliyorum. Yeri gelecek dikenler tabanlarını kanatacak, yeri gelecek bir yağmur tanesi ile ruhun hayatın anlamını bulacak. Lakin bunun için sabır ve vakit gerekir teslim olmak gerekir ki yapamıyorum. Mal da yalan mülk de yalan gel biraz da sen oyalan derler ya ömrümden aldığım nefesten eksilen her an oyalandığımı verdiğim her nefesi heba ettiğimi düşünüyorum. Kalan zamanımı nasıl telafi ederim? Ben iyileşirsem ancak o zaman başkalarına da iyi gelirim diyorum, peki bu nasıl mümkün olacak? Mükemmeliyetçi yapımı her geçen gün iyileştirmeye çalışırken daha kendime söz geçirmeye yeni başlamışken bu sabırsız çocuk halimi nasıl dizginlerim? Okyanusun dibini görme merakıyla yüzme bilmez halimle birden dalarsam boğulur muyum? Gönülden orada olmayı isteyeceğim, hatta haddinden çok isteyeceğim ne olduğunu bilmediğim bir kokuya karşı koyabilir miyim? En güzel tahtlar sunulurken bir rızaya razı gelebilir miyim? Sevgimi, arzumu ya da ne kadar istediğimi nasıl ölçerim? Değerini anlayabilmek için avuç dolusu tuz yiyip su içmeden uyuyabilir miyim?

Bir bebeğin uyandığında mutlu olup olmayacağına karar verdiği an annesini gördüğü anmış. Mutlu olmak istiyorum bununla birlikte aradığım da görmek istediğim de annemden öte biliyorum. Eğer dilek hakkım varsa tüm sorularıma cevap bulmak, en günahsız en saf halime dönmek istiyorum. Bir perdenin arkasında dizlerimin üzerine çökerek kalmak, mutluluktan ağlamak istiyorum sonra görünmezler arasına karışmak onlarla duaya dalmak. Görünmek için değil; gözlerden uzak olmak, gönle yakın olmak, hiç olmak için.

Hz Mevlana derki; Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol... Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı, nasıl ki çömleği ayakta tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.

 

Derya Akbayrak

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!