Hayatımızı Etkileyen Korkular
Şu an emekli öğretmen olarak Nefes 21 Akademi’ye öğrenci olmanın keyfini yaşıyorum. Nefes 21 Akademi’de eğitim konularından biri de “Hayatımızı etkileyen çocuklukta oluşan korkular” idi.
Şu an emekli öğretmen olarak Nefes 21 Akademi’ye öğrenci olmanın keyfini yaşıyorum.
Nefes 21 Akademi’de eğitim konularından biri de “Hayatımızı etkileyen çocuklukta oluşan korkular” idi.
İleri derecede korkuyla yaşayanlara ve bunun onların hayatını nasıl etkilediğine pek çok kere şahit oldum; kuş korkusu, kedi korkusu, karanlıktan, yüksekten korkmak gibi…
Şahsen hayatımı etkileyen böyle spesifik korkularım olmadığı için şükür halinde idim.
Biraz kendime “korkular” açısından bakınca okul hayatından bir olayı hatırladım.
Ortaokulda iken sınıfımıza müfettiş gelmişti ve bizlere sorular sormuştu. Sorulardan birisinin cevabını biliyordum ama içimde tereddüt vardı. Kısık sesle cevabı arkadaşıma söyledim. Arkadaşım da hemen parmak kaldırarak benden duyduğunu söyledi ve öğretmenin takdirini kazandı. Başka da kalkan parmak yoktu. Bir tek o bilmişti! Bildiğim halde parmak kaldırıp söylememek bana ders olmuştu. Bugün öğreniyorum ki, bütün bunlar, “Yanlış olur mu, hatalı olursa ne olur?” kaygısına dayanıyormuş. Tartışma ortamlarından uzak durmak, sonucun belirsiz olduğu durumlarda geri çekilmek, korkunun işaretleri olabiliyormuş… Çocukluğumda bu korkunun adını bilmemekle birlikte bundan kurtulma çabalarım olmuştu. Biraz gayret ederek, bildiğim konularda parmağımı en yüksekten kaldırmaya başlamıştım. Sonra öğretmen olarak dersleri zevkle anlatıyordum, öğrencilerimle ilişkilerim oldukça iyiydi. İnsan ilişkilerimde de epeyce yol aldığımı sanıyordum.
Nefes 21 Akademi farkındalık derslerinde hata yapma korkusunun izlerini kısmen de olsa üzerimde taşıdığımı fark ettim, yine yoğunlaşarak iyileştirici adımlar gerekiyordu.
Bir gün ders sonrası sorulara yer verilmişti. Normalde böyle durumlarda söyleyeceklerimi kesinleştirir söyler veya sonraya bırakırdım. Acaba sonraya bırakma da yine hata yapma korkusuna dayanıyor olabilir miydi?
Diğer taraftan derste ya da toplulukta sözü uzatanlara, konudan çıkanlara, gerekli sözü söylemeyenlere, fuzuli konuşanlara da şahit oluyor ve bundan hoşlanmıyordum.
Bu düşünce de beni sabote ediyordu; “onlar gibi konuşacağına konuşma” diyordu iç sesim. Ama soru varsa o da sorulmalıydı.
Önemsediğim konuydu, anlatılan konuda kapalı kalan bir husus da olmamalıydı.
İçimde konuyla ilgili o anda oluşan sorular vardı.
Zihnimde soruları netleştirmemiş olsam da söz hakkı istedim, hata olursa da olsundu, doğal akışa bırakmak gerekiyordu, ben de öyle yaptım.
Oldukça rahat, takdir ve teşekkürlerle başladım, eğitimle ilgili farkındalıklardan bahsettim …..öyle oldu ki; başkalarında gördüğüm, “neden uzatıyorlar?” dediğim gibi ben de biraz uzatmış oldum. (‘Nasıl yaparlar mı dersin, işte böyle oluyormuş’u gösterdi Rabbim bana.) söylediklerim bana göre önemliydi, ancak zaman kısıtlı ve söz hakkı isteyen çok kimse olmalıydı.
Bunlar o an aklımdan geçmekle birlikte sözün akışını tamamlamak gerekiyordu ve sonuçta konuşmayı uzatmış oldum. (Bu arada hoca hanım cevaben konuşurken idareci tarafından benim sesim kapatıldı. Buna da üzüldüm ve öğrendiğimiz bilgiler çerçevesinde üzüldüğümü bir mesajla iletmeyi de gerekli gördüm.)
Daha sonra başka bir hata yaptığımı da anladım: Meğer program sorulara açılmamış, sadece duyguları almak üzere katılımcılara söz hakkı verilmiş.
Kurumun kurallarına saygıyı önemserim. Nasıl yanlış algılamışım? Hata yapma korkusunu yenme çabam, yeni hatalara sebep oldu.
Hak ihlali, kurallara aykırı davranış hiç yapmadığım şeylerdi oysa.
Sevgili idarecimizi zor durumda bırakmışım. İdarecilerimizden, zamanlarını aldığım arkadaşlardan af dilemek düşüyor bana. Haklarını helal etmelerini dilerim. Hata hatadır, küçüğü büyüğü olmaz.
Hata yapma korkusuyla hiç söz hakkı almasa mıydım? Ya da hatalı da olsa söz aldığım iyi mi oldu?
Bilmiyorum, belki de canlı canlı ders uygulaması gibi oldu.
Önemli olan hatadan gerekli dersi çıkararak ilerlemek belki de.
Şu an hataya gülümseyerek bakabiliyorum. Yine de hatadan uzak olmak isterim. Hata da olursa düzeltme imkanı bulunur Allah’ın izniyle.
Önemli olan insanın enerjisini kullanmasına mani olan negatif duygulardan kurtulmasıdır. Özgürleşerek, ruhen rahatlamış olarak, kendisine ve bütüne faydalı yeni işler, yeni projeler üretmesidir.
Nefes 21 Akademi’nin yapmaya çalıştığı da bu sanıyorum.
İyi dilekler iyi işlere niyetli olmak anlamına gelir.
Kendimizin ve herkesin iyiliğini samimiyetle isteyerek.
Çünkü Sevgili Peygamberimiz A.S “Kendin için istediğini tüm mü’minler için istemedikçe kamil mü’min olamazsın” buyuruyor.
Cümle alemin tüm negatif duygulardan kurtulmalarını enerjilerini faydalı işlerde kullanmalarını tüm kalbimle dilerim.
EMİNE TAŞGETİREN
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!