Hareket Varsa Hayat Vardır
Çevremize baktığımızda durmayan hep işleyen bir hareket vardır. Üstelik bu durum sadece canlılarla da alakalı değil, evren içerisindeki birçok nesne de hareketi görmek mümkündür. Yıldızlar, gezegenler döner dururlar, içlerinde hayat olsa da olmasa da. En basitinden bir saat hem içeriden hem de dışarıdan döner durur.
Hareketin olduğu yerde bir hayatın olduğunu söylediğimizde yanlış bir ifade kullanmış olmayız.
Hareket etmek canlıların hem ortak bir özelliğidir hem de ihtiyaçlarıdır. Örneğin bitkiler bulundukları yerde sabitlermiş gibi görünüyor olsalar da oldukları yerde dahi hareket ederler. Pencerenin önüne saksı içerisindeki bir bitkiyi, yapraklarını odanın içerisinden görünecek şekilde çevirip koysak, bir müddet sonra bakarız ki camdan dışarı bakmak için kendi kendine yönünü çevirmiştir çaktırmadan, ışığın geldiği yöne doğru. Aynı doğada ki arkadaşları gibi.
Çevremize baktığımızda durmayan hep işleyen bir hareket vardır. Üstelik bu durum sadece canlılarla da alakalı değil, evren içerisindeki birçok nesne de hareketi görmek mümkündür. Yıldızlar, gezegenler döner dururlar, içlerinde hayat olsa da olmasa da. En basitinden bir saat hem içeriden hem de dışarıdan döner durur. Biz burada hareketi canlıların ortak sembolü olduğu için eşleştirdik.
Hayat, içerisinde canlılığı ve hareketi barındırırken, hareketin hızında bir değişiklik olması, yavaşlaması veya hızlanması olumsuz yansır bedenimize. Bedende oluşan olumsuz değişikliğin ortaya çıkmasına hastalık diyoruz. Hastalığı kısaca ‘’teknik aksaklık’’ olarak ta düşünebiliriz. Enerji ile çalışan bir motora gerekli olan enerjinin kısa süreli kesilmesi, hiç gelmemesi veya aşırı gelmesi motorun istenildiği gibi çalışmamasını ve yahut tamamen durmasına sebep olur.
Hayat durağan değildir. Bazen heyecanlar, üzüntüler, pişmanlıklar, mutlulukları içerisinde barındırır. Bu durumlar aynen elektrokardiyografi ekranında gördüğümüz nabız hareketleri gibidir. Mutluluklar, başarılar bizleri heyecanlandır ve çizgiyi yukarı doğru yükseltir. Pişmanlıklar, başarısızlıklar, hüzünler ve korkularımız çizginin aşağı doğru hareket etmesini sağlar. Bu duyguların hayat içerisinde yaşanması çok normaldir. Bizi dengede tutar. Hep yükselişte ve yahut hep inişte olmak dengenin bozulduğunun göstergesidir. İniş çıkışlar ise her şeyin yolunda ve olması gerektiğinin göstergesidir. Hayatın cilveleridir. Sürekli inişe doğru gitmekle durmadan yukarı gitmek arasında bir fark yoktur. Böyle bir nabzın ekran görüntüsü bir süre sonra aynıya döner. Yani inişi-çıkışı olmayan dümdüz bir çizgi olur. Elektrokardiyografi ekranındaki bu dümdüz çizginin anlamını söylemeye gerek duymuyorum çünkü ne anlama geldiğini bilmeyen yoktur. Gün içerisinde inişli çıkışlı durumlar var ise orada hayat vardır, yaşanmışlıklar vardır, ruh, can hala oradadır. Kısacası hareketin olduğu yerde hayat vardır.
SELMA ONATER
Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için:
https://nefes21.com/selma_onater
Yazar'ın sosyal medya hesabı:
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!