Gençlerin Dijitale Olan İlgisi ve Dijital Hayali Üzerine
Günümüz gençlerinin dijitale olan ilgisi, sevgisi ve hatta bu uğurda kurdukları hayallere hepimiz aşinayız. Peki gençlerin bu yönelimine sebep olan şeyler ne olabilir? Bu tür bir ilgi normal karşılanmalı mıdır? Konu hakkında düşündüm ve görüşlerimi bu yazıda belirttim. İyi okumalar dilerim.
Bu yazıda günümüz gençlerinin dijital sevdası hakkında birkaç şeye değinmek istiyorum. Günümüz gençleri diye kategorize ettiğim güruhta ben de bulunmaktayım, zira henüz yirmili yaşlarımın başlarındayım. Ne var ki başlamadan önce hatırlatmak istediğim bir şey de şu ki; her nesil kendinden sonra geleni daha niteliksiz, daha şanslı, daha yozlaşmış bulur. Bu görüşlerde bulunurken zamanın ne denli değiştiği genelde göz ardı edilir. Ben bunu yapmamaya çaba göstereceğim. Genç nesil çok yozlaşmış! Bu tatsız şakayı da yaptığıma göre artık başlayabilirim.
Birçoğunuz günümüz genç neslinin dijitale karşı olan hevesinin farkındasınızdır. Bunun sebeplerini irdelerken profesyonel bir bakış açısından ziyade şahsi fikirlerimi sizlerle paylaşacağım. Ben bunu aslında bir “aktarım” olarak görüyorum. Bildiğiniz üzere medya dediğimiz olgu hızla dijitale kaymaya devam ediyor. Bu noktada, nasıl ki geleneksel medyanın revaçta olduğu dönemlerde bu alanda yer almak, bu alanlarda kariyer planlaması yapmak birçok genç insanın hayalini kurduğu bir şeyse şuan olanın da bu olduğunu düşünüyorum. Nerdeyse her çocuk oyuncu, sporcu, haber spikeri vb mesleklere ilgi duyardı. Elbette hiçbiri sanata, spora veya haberciliğe çok ilgili oldukları için değildi. Bunun sebebi temelde “eğlenerek para kazanmaktı”. Hem sevdiğin işi yapıp, hem para kazanıp, üstüne bir de şöhret olmak herkes tarafından göz alıcı görünür, bilhassa çocuk ya da genç yaşta olanlarımız için.
Çocukların “büyüyünce ne olacaksın bakalım?” sorusuna verdikleri cevapların her seferinde değişmesini de buna dayandırıyorum. Ne yaparken eğleniyorsa o olmak ister. Bunların dışında bir de ”hollywood etkisi” denen durum var. Bu da televizyonda, filmlerde, dizilerde gördüğü ve “etkileyici” bulduğu mesleklere eğilim duymalarına yol açan bir durumdur. Günümüzde hayatın dijitale kaymasının sonucunda bu eğilimin de dijitale kayması beklenilebilir bir durum olmalıydı ancak bu gerçekleştiğinde aslında birçoklarımızın bunu öngöremediğini ve çok sıra dışı bir durummuş gibi karşıladıklarını gördük.
Günümüzde youtube, instagram vb. platformlarda içerik üreticiliği yapmak gençlerin ve çocukların hayali haline geldi. Bu garipsediğim bir durum olmasa da pek tasvip ettiğim bir eğilim değil. 2000 ve sonrasında doğanlar tabiri caizse “internetin içine doğdular”,dolayısıyla bu çocukların internette olmak, sürekli eğlenmek ve bu sırada para kazanmak fikrine bu kadar ilgi duymaları da anormal karşılanmamalıdır. Bunun sebebi vizyonsuzluk değildir. Bunun sebebi vizyon denen olguyu şartların şekillendiriyor olmasıdır.
İnternette içerik üreten insanların kolay yoldan para kazandığını düşünerek bir yandan onlara haksızlık ettiğimizi düşünsem de günümüz şartlarını ve kazandıkları ücretleri karşılaştırdığımda neden böyle düşünüldüğünü anlayabiliyorum. Baktığımızda bu eğilimde ebeveynlerin hata payının da oldukça büyük olduğunu düşünüyorum. Çocuklarıyla ilgilenmek ve onları sanata, spora, edebiyata ya da benzeri alanlara yönlendirmek yerine ellerine tabletleri, telefonları verip sanal bir dünyaya itmeleri onları benim gözümde “suçlu” kılıyor. Çocukların eğitimlerini yalnızca okullarla sınırlandırmanın kimseye faydası olmadığını düşünüyorum. Baktığımız zaman dijitalde bulunup, burayla ilgili kariyer hayalleri kurmaları pek de anormal değil çünkü bir çocuğa neyi verirseniz onu alır. Çocuklara daha “yararlı” şeyler verdiğinizde ve bunu onları sıkmadan, soğutmadan yaptığınızda “yararlı” şeyler alırlar.
Temelinde “kolay yoldan ve eğlenerek para kazanmak” fikri yatan bu düşüncelerini onlarla konuşmak, bu yolda karşılaşabileceği zorlukları onlara göstermek ve sonunda sevdikleri işleri yaptıkları sürece zaten eğlenerek para kazanacaklarını onlara aşılamak gerektiğine inanıyorum. Spordan, sanattan, edebiyattan, eğitimden keyif almalarının, bu alanlara ilgi duymalarının imkanlar dahilinde olduğunu ve bu imkanları yaratanın da ebeveynler ve tabi ki sosyal çevre olduğunu düşünüyorum. Şunu inkar etmemeliyiz ki sosyal çevre dediğimiz faktörün çocuklar üzerindeki etkisi çok büyük…
Önceki paragrafı nokta ile değil üç nokta ile bitirdiğimi farketmişsinizdir. Bunun sebebi yazımı burada noktalandırmam gerekmesidir. Ancak konuyla ilgili değinmek istediğim, bahsetmek istediğim şeyler bitmediğinden noktalandırmıyor onun yerine “üç noktalandırıyorum”. Bu konuyu kısa bir seri şeklinde yazmayı planlıyorum. Böylece daha akıcı ve siz okurları sıkmayan bir anlatım sağlayabileceğim. Şimdilik benden bu kadar. Okuduğunuz için teşekkür ediyor ve okuduğunuz bu yazıyı etraflıca düşünmenizi umuyorum. İyi günler, iyi akşamlar,iyi geceler…
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!