Geçmişin Gölgeleri Bölüm 4

Kemal dayım başımızda dedemden sonra evin erkeğiydi. Dayım annesi 'anneannem 1964 yılında' ve babası 'dedem 1968 yılında ' erken vefat ettikleri için annem babamızın vefat etmesinden sonra yanımıza kalmasını istemiş bizlere göz kulak olsun diye. Dayım dokuma fabrikasında çalışıyor ve dedemden sonra evimizin direğiydi.

Geçmişin Gölgeleri                 Bölüm 4
Geçmişin Gölgeleri                 Bölüm 4

                                                                  Geçmişin Gölgeleri

                                                                         Bölüm 4
Kemal dayım başımızda dedemden sonra evin erkeğiydi. Dayım annesi 'anneannem 1964 yılında' ve babası 'dedem 1968 yılında ' erken vefat ettikleri için annem babamızın vefat etmesinden sonra yanımıza kalmasını istemiş bizlere göz kulak olsun diye. Dayım dokuma fabrikasında çalışıyor ve dedemden sonra evimizin direğiydi.

Kemal dayım 1964 yılında 13 yaşındayken annesini kaybetmişti.
Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı Hasboğa köyünde yaşayan
Kemal dayım, "1967 yılının sonuna doğru Nedime ablamın yanına Cevizköye gittim.
Niyetim yol parası biriktirip İstanbul taşlıtarlada yaşayan halamın yanına gitmekti.
Aşağı yukarı 3 ay Cevizköy'de Nedime ablamın yanında kalıp, meralarda koyun otlattım ve biriktirdiğim paralarla İstanbul taşlıtarlada oturan halamların yanına gittim.
Halamlar ve çocukları Ülker, Hürgün ve diğerleri bana çok iyi davranıyorlardı. Niyetim İstanbul'da kalıp, hayatımı kurtarmaktı.
Bursa'da oturan Nesibe ablamlardan acı haberi alır almaz İstanbul Topkapı Otogarına gittim.
Nesibe ablamın eşi Süleyman eniştem vefat etmişti.
Ben 16 yaşlarındaydım ve Nesibe ablama kol kanat olmalıydım.
Nesibe ablamda kalmamı istedi. Bizlere yoldaş olursun dedi. Fakat babamdan izin almamız gerekiyordu. Nesibe ablamla birlikte hasta olan babamı ziyarete Hasboğa köyüne gittik." diye anlatan Kemal dayım,
Nesibe ablam babama," 5 çocuğumla birlikte bizlere Kemal göz kulak olsun diye yanımızda kalsın. Birbirimize kenetlenip, yoldaş olup, birlikte çalışıp gül gibi geçinip gideriz" dedi.
Kemal dayım," Babam da zaten hasta yatağında yatıyor ve günleri sayılıydı. Birbirinize destek olursunuz diyen babam Bursa'da ablamın yanında kalmamı kabul etti.
Bizim arkamızdan birkaç gün sonra da babam vefat etti.
Ne annem , ne babam kalmıştı. Artı kın Hasboğa köyünde kalmama hiçbir neden kalmamıştı.

Bursa'ya gelir gelmez Heykel semtinde terzi Feyzi abinin yanında haftalık 7.5 liraya çırak olarak çalışmaya başladım.
Evimizden 45 dakika uzakta olan terzi Feyzi abinin dükkanına her gün yürüyerek gidip geliyordum.
Öğlenleri Feyzi abilere, kebapçı Hüseyin abiden döner alırken kendime de çeyrek döner alıyordum.
Kendime az döner almam kebapçı Hüseyin abinin dikkatini çekmiş ve bana ' oğlum niye kendine bu kadar az döner alıyorsun. ' demişti.
Bende haftalık 7.5 Lira alıyorum. Ancak bir çeyrek almaya param yetiyor "demiştim.

Hüseyin abi, "annen yok , baban yok bende sana bir iyilik yapayım. Oturduğun Bahar mahallesi yakınlarında Koğukçınar semti eski demir yolu üzerinde kardeşim Akif'in dokuma tezgahları var. Hem senin oturduğun yere yakın hem de iyi bir meslek ve iyi kazanırsın. Çalışmak istiyormusun?" dedi.
Ben de "tabii ki çalışırım "dedim.
"Her gün 45 dakika gidiş. 45 dakika geliş yolu yürümekten kurtulmuş olacaktım.
Akif abinin dokuma fabrikasının  bulunduğu yer oturduğumuz eve beş dakika uzaklıktaydı.
Terzi Feyzi abi gitmemi istemiyordu. Feyzi abiye haftalık 7.5 Lira çok az olduğunu ve geliş ve gidiş yolumun da uzak olduğunu söyledim. Böylelikle terzi Feyzi abinin yanından ayrıldım.
Dönerci Hüseyin abinin kardeşi Akif abinin yanında dokuma fabrikasında çırak olarak çalışmaya başladım.
Ustam Ali abinin yanında dolaşıyor ne derse yapıyordum.
İlk aldığım maaş 25 liraydı. Akif abi 25 lirayı verince çok şaşırmıştım ve çok sevinmiştim. Bu paranın 20 lirasını Nesibe ablama verdim ve 5 lirasını harçlık yapmam için kendimde ayırmıştım.
20 lirayı Nesibe ablama verince çok şaşırmıştı. Bu kadar çok parayı nereden aldın deyip, kolumdan tuttuğu gibi beni Akif abinin dokuma fabrikasına götürdü.
Ali usta içerdeydi."
Nesibe ablam, Ali ustaya ''20 lirayı Kemale siz mi verdiniz '' diye sordu.
Ali usta, ''az mı vermişiz'' dedi.
Nesibe ablam, ''hayır az değil.20 lira çok para. Kemal'in 20 lirayı sizden aldığını öğrendiğime sevindim " dedi.
Ali usta , "biz ona 25 lira haftalığını verdik "dedi.
Kemal dayım, "Benim içim rahatlamıştı. 5 lirayı da arkadaşlarla gezerken yanımda bulunsun diye aldığımı Nesibe ablama söylemiştim.
Günler günleri kovalıyordu ve ben dokumacılığı öğrenmiştim. İyide para kazanıyordum. Kazandığım parayı Nesibe ablama veriyordum. Ağustos 1970 yılında ablam Almanya'ya gitmeden önce beni yanına çağırdı ve " Kemal kardeşim, ben Almanya'ya gidiyorum. Bu senin kazandığın 10.000 lirayı biriktirdim. Al ve bankaya yatır. Yarın öbür gün ihtiyacın olur " deyip, on bin lirayı bana verdi. Ben de on bin lirayı bankaya yatırdım. " diyen Kemal dayım,
1974 yılında Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı Düzova köyününden Kayalıların kızı Ayşe Kaya ile evlendi. Bu evlenmeden Kenan, Sinan ve Canan dünya ya geldi.
8 torun sahibi olan Kemal Acar ailesi Bursa'da mutlu ve huzur dolu bir yaşam sürmekteler.

 

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!