Geçmişin Gölgeleri 6.Bölüm

Yaz aylarında bütün yaşamımız sokakta geçiyordu. Ne televizyon, ne internet ve ne de telefonumuz vardı. Hafta sonları mahallemiz panayır gibi dolup, taşıyordu.

Geçmişin Gölgeleri                                                                             6.Bölüm

                                                                 Geçmişin Gölgeleri

                                                                            6.Bölüm


Yaz aylarında bütün yaşamımız sokakta geçiyordu. Ne televizyon, ne internet ve ne de telefonumuz vardı.
Hafta sonları mahallemiz panayır gibi dolup, taşıyordu.
Efes pastanesinden aşağı inerken sağ tarafta ki merayı mahallemizin gençleri futbol sahasına çevirmişlerdi.
Hafta sonları diğer mahallenin gençleriyle futbol maçları yapıyorlardı.
Hafta sonları her taraf cıvıl, cıvıl insan kaynıyordu.
Ben de seyretmeye gidiyor ve büyünce burada top oynadığımı hayal ediyordum.
Maçların olmadığı diğer günlerde de meydanlık ta para karşılı bisiklet ve motorsiklet turu attırılıyordu.
Benim de bisikletim olmadığından param olduğunda bisiklet turu atıyordum.

Annem Almanya'dan her ay düzenli bizlere para gönderiyordu. Evimiz de giyecek, yiyecek ve kışın sobamızda yaktığımız odunumuz hiç eksik olmuyordu.
Sobamız kışın hepimizin yattığı küçük odamızda kuruluyordu. Sobanın üstünde su ve yemek pişiriliyor ve yan tarafı da fırın gibi kullanılıyordu. Babaannem’in çok sevdiği soğan pidesi evimiz de kışın hiç eksik olmuyordu. Havalar ısınmaya başladığındaysa fırınlı sobamız bahçeye kuruluyor ve yemek pişirmek için kullanılıyordu.

Günler günleri , haftalar haftaları kovalıyordu. 1974 yılının temmuz ayı gelmişti. Annemizin Almanya'dan gelmesini iple çekiyorduk. Artı kın annem gelecek ve bir daha hiç gitmeyecekti.
Evimiz eskiydi ama olsun. Nasılsa Selamet mahallesinde bahçeli evimiz vardı.
Bu evde annemizle birlikte gül gibi geçinip, giderdik. Yeter ki annemiz Almanya'dan temelli gelsindi.

1974 yılının temmuz ayının sonu yaklaşıyordu. Hepimizi bir heyecan kaplıyordu. Annemizin gelmesi bir an meselesiydi. Ben gündüzleri mahallemizden ayrılmıyor evimizin önünde oturuyordum. Geceleri de gözümü uyku tutmuyordu. Beklediğimiz an gelmişti ve annem Almanya'dan gelmişti. Evimizi neşe kaplamış ve yüzlerimiz gülüyordu.
Sabırsızlıkla beklediğimiz an gelmişti. Annem gelmişti. Annemin gelişine çok seviniyorduk. Sevincimizin daha da artmasına neden olan da bavulların açılmasıydı. Bavullar açılıyor ve hediyelerimiz bizleri daha da sevince boğuyordu.
Mutluluğumuz küçük dünyamızı aydınlatıyor ve sevinçlerimiz gözlerimizden okunuyordu.
Annemin gelmesiyle akşamları evimiz yine misafirlerle kaynıyordu. Biz beş kardeş annemin yanından hiç ayrılmıyorduk.
Babaannemin sevincine diyecek yoktu.
Her gün değişik çeşit etli yemekler yapılıyordu.
Annesizliğin bir yıllık hasretinin yerine evimizi neşe ve sevinç kaplıyordu.

 

 

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!