Geçmişin Gölgeleri 1976 – 77 Bölüm 11
Bursa’nın şeftali ağaçlarıyla süslü Bahar Mahallemizde şeftali ağaçları ve bahçeleri bir bir yok oluyor ve yerlerine binalar yapılıyordu.
Geçmişin Gölgeleri 1976 – 77
Bölüm 11
Bursa’nın şeftali ağaçlarıyla süslü Bahar Mahallemizde şeftali ağaçları ve bahçeleri bir bir yok oluyor ve yerlerine binalar yapılıyordu.
Evimizin karşısına da Çınar Lisesi yapıldı. O zamanlar semtimizde ne ortaokul ne de lise vardı. Bu nedenle sınıfları ilkokul 4 ve 5 sınıflarıyla dolduruyorlardı.
Ben de 5. sınıfa Kamil Sarıaydın İlkokuluna gidiyordum. Bizleri de Çınar lisesine yerleştirdiler. Çınar lisesine gelmemizde iyi oldu. Bizim evimizin karşısıydı.
Selamet mahallesinde ki evimizin yapımı da hızlı bir şekilde devam ediyordu.
Yeni evimize taşınmayı büyük bir sevinçle karşılıyorduk. Ne de olsa ikinci katta üç odalı mutfağı, banyosu ve tuvaleti içerde olan bir evimiz olacaktı.
Eski küçük evimizde banyo yoktu ve tuvalet dışarda bahçedeydi.
Beklediğimiz an gelmişti ve evimizin ikinci katı bitmişti. Evimize koltuk takımları alındı. Artı kın şiltelerde oturmayacaktık.
Tabii ki koltukların bulunduğu oda misafir odasıydı ve misafir gelince kapısı açılıyordu.
İkinci kattaki evimizin misafir, oturma , yatak odaları. Mutfak, tuvalet ve sıcak su sobası olan banyomuz vardı.
Birinci katta dayım, yengem ve çok sevdiğim ve okul dışında zamanımı çoğunu onunla oynayarak geçirdiğim oğulları Kenan ve Sinanlar oturuyorlardı.
Babaannen çok seviniyor ve gururlanıyordu.
Gelini Nesibe Almanyalarda çalışıp, çabalıyor ve birikimleriyle iki katlı ev bile yapmıştı.
Babaannem boş zamanlarında ikinci katta cam kenarındaki sandalyenin üzerinde oturup , pencereden dışarıya bakmayı çok seviyordu.
Her şeyler çok güzel geçiyordu. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızdaydı.
Annemde gelmişti Almanya'dan çok sevinçli ve gururluydum. Annemin eksikliğini hiç belli etmeyen babaannemin sevinci mavi gözlerinin için de ışıldıyordu.
Herkes gelini Nesibe için neler söylüyorlardı. Oysa şimdi ikinci katta sandalyesine oturuyor ve gururla etrafına haykırmak istercesine bakınıyordu. Zaten kendini bilen herkes Nesibe gelinini büyük bir taktirle karşılıyor ve övgüyle bahsediyorlardı. Beş çocuğunun geleciğini kurtarmak için kendi hayatını içe sayıp, Almanyalarda anlının teriyle çalışıp, para biriktiren gelini Nesibe değil miydi?
Babaannemin sevinci uzun sürmedi.
Annem, bizlerin dayımların yanında olduğumuz için tekrar Almanya'ya gitti. Bu sefer giderken de Şengül ablamı da yanında götürdü.
Biz Şengül ablam gitti diye üzülürken bu sefer Kırklareli’nin Düzova köyünde yaşayan amcam geldi ve babaannemi alıp, götürdü.
Babaannemin de gitmesi çok zoruma gitmişti. Annesizliğin yanında bizlere hem anne , hem de baba olan babaannemizde yanımızda yoktu artı kın.
Günler haftaları, haftalar ayları kovalıyordu.
1977 yılı annesizlik hasreti yanında Şengül ablamsız ve bizler için çok değerli babaannemsiz geçti.
Ablamlar akrabağımızın düğünü için İstanbula gittiklerinde babaannemin hasta olduğu haberini getirmişlerdi. Biz hepimiz çok üzülmüştük.
Babaannemin hasta olduğunu Eşref amcamlarda duymuştular. Eşref amcamlar Yasidin abimin arabasıyla İstanbula gidip, babaannemi alıp, geldiler.
Babaannem tekrar yanımızdaydı. Umudumuz babaannemin bir an önce iyileşmesiydi. Babaannemin iyileşeceğini beklerken 1979 yılı ocak ayın da bir melek olup, aramızdan uçup gitti.
Hayatını 70 yaşından sonra bizlere adayan babaannemiz, bizlere hem anne , hem de baba olmuştu. Bizlerle gülüyor bizlerle ağlıyordu. Sevgisini ve şefkatini bizlerden hiç eksik etmiyordu. Kolumuz, kanadımız şimdi iyicene kırılmıştı. Tam rahat edeceği zamanda. Tam ablamlar büyüdüğü ve her işi yaptıkları zamanda bir melek olup, uçup gitmişti.
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!