FELEK
Feleğin çemberi ve insanoğlu
Felek; gök, dünya anlamına gelir. Yaşadığımız evreni temsil eder. Çember ise halka demektir ve döngüselliği ifade eder. Bu iki kelime birleştiğinde, iyi kötü tüm deneyimleri yaşayıp tecrübe etmiş kişilerin kullandığı bir tabire dönüşür ve 'feleğin çemberi'nden geçtim deyiverirler. Yaşamı alt üst olan, ikilemde kalan kişiler ise 'feleğim şaştı.' derler. Bir de 'feleğin sillesi'nden bahsedenler vardır. Bu kişiler de çok büyük yıkıma, zarara uğradıklarını anlatırlar. Aslında felek kelimesi, insan hayatını anlatan çok güzel bir kelimedir. Zaten sözcükler de bunun için vardır. Değil mi? Anlatmak için... Peki yaşatan kelimelerden de bahsedebilir miyiz sizce? Yani bir sözcüğü söylediğimizde yaşamımıza akan, kendini bize yaşatan kelimeler var mıdır? Mesela, "Asla, asla deme" derler. Neden? Çünkü o aslayı yaşarsın. Aynı zamanda "Bir şeyi kırk kere söyleme, başına gelir." inancı da toplumda oldukça yaygındır. Kısacası hayatta yaşadığını anlatan ve anlattığını yaşatan sırlı bir döngü vardır. Bu sır gül müdür yoksa diken mi bilemem... Lakin diken demişken, kaktüslerden bahsetmeden gidemem. Kaktüslerin yaprakları olduğunu biliyor muydunuz? Kaktüsün dikenleri aslında onun yapraklarıymış ve çölün kuraklığına adapte olabilmek için metamorfoz yani başkalaşım geçirmiş. Çölün çemberinden geçmiş; insanoğlunun, feleğin çemberinden geçmesi gibi ... O heybesinden dikenlerini çıkarmış, insanoğlu sözcüklerini... Oysa ki, insan kalp ve iradenin desteğiyle akledebilendi. Akleden insanoğlu ise, sözcüklerini çiçeklerle süsledi.
Sevgilerimle
Aygül
Yazarın sosyal medya (Instagram) hesabı:
https://www.instagram.com/Aygul.kuz
Yazarın telegram hesabı:
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!