Enerji Kaçakları Ve Enerji Dengeleme Yolları
Bazen birden enerjiniz düşer, canınız sıkılır, ağlama isteği gelir, içiniz daralır, öfkelenirsiniz, kendinize ya da başkalarına zarar verme isteği doğabilir, bunlar genelde aniden oluşabilir. Keyfiniz yerindeyken böyle şeyler olabildiği gibi uykudan da böyle bir halde uyanabilirsiniz.
Öncelikle, şunu söyleyebilirim bütünün bir parçası olmakla birlikte, kendi enerji alanımız, aura alanımız, bedenimiz oldukça özel, değerli ve önemlidir.
Yaşam içinde ismini çokça duyduğumuz “enerji vampirleri” nedeni ile ya da kendi frekansımız nedeni ile enerji alanımızda oynamalar olabiliyor.
Yaşam yolunda ilerlerken ben kendi adıma dengede kalmaya gayret ediyorum. Sonuçta hepimiz insanız ve yaşadıklarımıza verdiğimiz tepkiler, kattığımız yorumlar, haksız eleştiriler olabiliyor ve bu da enerjimizi doğrudan etkiliyor. Bu nedenle elimden geldiğince kendim dâhil kimse için enerjimi çok yukarılara ya da çok aşağılara çekmemeye gayret gösteriyorum.
Çünkü siz bir şekilde enerjisel olarak yükseldiğinizde muhtemelen etrafınızda enerjisi düşük kişiler toplanacaktır ve siz enerjinizi koruyamadığınızda ya da o kişilerin varlığını fark etmediğinizde enerjiniz yavaş yavaş onlara akacaktır.
Şöyle düşünün; siz enerji dolu bir sürahisiniz, dolayısıyla yeterince dolu olduğunuz için başka bir sürahi sizi dolduramayacak, kendisini doldurmak için sizden enerji isteyecektir. Bu bazen bilinçli bazen de bilinçsiz olarak oluşabiliyor. Bu defa boş olan dolmaya başlarken sizin kabınız başlamış oluyor.
Siz dengede olduğunuzda ise bu iniş çıkışlar daha makul seviyelere geliyor, farkındalık seviyeniz daha açık kalıyor ve içinde bulunduğunuz AN’ı daha güçlü bir halde yönetebilir oluyorsunuz.
Dediğim gibi, bu benim kendi yöntemim. Siz de uygulamayı seçerseniz faydasını göreceğinize inanıyorum. Ya da kendinizi daha iyi hissedeceğiniz başka bir yol da çizebilirsiniz elbette.
Enerji kaybı ile ilgili bir başka konu ise, etrafınızdaki kişilerle, danışanlarınızla, terapistlerinizle, ailenizle, patronunuzla ya da herhangi bir kişiyle iletişim içindeyken, yargıda bulunmak, kıyaslama yapmak, dedikodu yapmak ( bunu, “ben hiç dedikodu yapmam” diyen insanlar bile mutlaka yapıyor ve farkında olmuyor. Bazen gerçekten dalıp ben bile gıybet yapıyorum doğruya doğru ???? ) kadar derin empati yapmak da sizi direk olarak o kişinin enerji alanına taşır. Ve o kişi hangi ruh halinde, hangi frekansta ise siz de o seviyeye çekilirsiniz.
Bazen birden enerjiniz düşer, canınız sıkılır, ağlama isteği gelir, içiniz daralır, öfkelenirsiniz, kendinize ya da başkalarına zarar verme isteği doğabilir, bunlar genelde aniden oluşabilir. Keyfiniz yerindeyken böyle şeyler olabildiği gibi uykudan da böyle bir halde uyanabilirsiniz.
İşte o an durun ve sorun; “şuan kimi yargıladım, kıyasladım ya da kimin alanına geçtim? Bulursanız direkt o kişi ile bulmazsanız genel olarak bir bağ kesme ve helalleşme çalışması ile enerjinizi geri alma çalışması yapmanız işinize yarayacaktır.
Mevcut enerjimizi korumanın ya da dengede tutmanın en büyük ve kolay yolu dua, şükür ve nefestir.
Yaratılmışların içinde en güçlü olan ve irade sahibi olan “insan” bunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla bu gücü korumamıza yardım eden en büyük güç yaratıcıdan başkası değil, o yardımı seçen irademiz, kolaylaştıran da nefesimizdir. Dolayısı ile dışarıdan enerji almanızda, beklenmedik bir müdahale ya da hayatınızda derin travmalar olmadıkça nefesiniz, duanız ve şükrünüz en büyük desteğinizdir.
Gelelim enerji temizliği ya da alan korumasını nasıl yapabileceğimiz ve unuttuğumuzda da bize bunu hatırlatacak yolu bulma konusuna.
Burada yine kendi yolumdan bahsedeceğim siz aynısı uygulayabilir ya da kendi yolunuzu bulabilirsiniz. Bizim bilinçaltımız öyle temizlemeye çalışıp genel olarak kurtulmaya çalıştığımız anılarımızla, travmalarımızla dolu bir yer değil. Burası bizim kayıt alanımız ve sandığımız gibi sadece anı kayıtlarını tutmuyor. Bilinçaltımız doğru kullanılarak, programlanabilir ve yönetilebilir bir alan. Yani aslında yeni inançlarımızı programlamamızı da sağlıyor.
Unuttuğumuz zamanlarda da bize hatırlatma yapacak bir kodlama örneği vereyim hemen;
Sakin ve sessiz bir ortamda olmanız özellikle gece uykuya dalmadan öncesi ya da sabah uyandığınız ilk birkaç dakika idealdir. Önce burundan seri ve derin 10 nefes alıp ağızdan sakince verdikten sonra bilinçaltınızla konuşun ve onu istediğiniz şekilde kodlayın. (bunu istediğiniz her konuda yapabilirsiniz)
Örneğin; sevgili bilinçaltım var olduğunu, benimle olduğunu ve bana hizmet ettiğini, ben neye inanmak istersem ona kolayca inandığını ve neyi hatırlamak istesem hemen hatırlattığını biliyorum, bunun için sana teşekkür ediyorum. Her an yanımda olman, bana ihtiyacım olan hatırlatmaları yapman benim için çok kıymetli ve şimdi senden benim için bir kayıt daha yapmanı istiyorum. Bedenimi ve enerji alanımı ihtiyacım olduğu ya da farkında olmadan bana iyi gelmeyen bir yerde / kişiyle olduğum her an enerji alanımı korumam için, ben unutsam da unutmasam da lütfen beni bu konuda uyar. Beni nefesime ve enerjime yönelt, okumam gereken duaları da bana hatırlat lütfen. Bu şekilde kendi içinizden geldiği gibi konuştuktan sonra bunu fiziksel olarak kas hafızanıza da kaydedin. Nasıl yapalım derseniz; örneğin: O anı olmuş gibi hissedip bir renk verebilirsiniz. Bu sayede o rengi gördüğünüzde ya da duyduğunuzda bilinçaltınızda yaptığınız niyet açılacaktır.
Başka bir yöntem ise yine o anı imgeledikten sonra o görüntünün duygusunu bedeninizin hangi bölgesinde hissettiğine bakın ve tam o bölgeye ve duyguya bir çapa atın. Bu sayede enerjinizle ilgili bir durum olduğunda attığınız o çapa sizi dürtecektir.
Bir başka yöntem ise sağ elinizle sol başparmağınızı tutun ve o sırada kendinizi koruma altına aldığınızı enerjinizin korunuyor olduğunu imgeleyerek sol başparmağınızla bu harekete bir anlam-isim verin, örn: enerjim dengeleniyor veya AN’ımın farkındayım ya da içinizden ne geliyorsa o anlamı-ismi yükleyin. Sonra parmağınızı bırakın birkaç nefes sonrası tekrar tutun ve gözlemleyin, eğer hala korumayı hissetmiyorsanız, hissedene kadar tekrarlayabilirsiniz.
Bu yöntemleri bilinçaltınız kaydı tam olarak oluşturana kadar günde en fazla 3 kez, toplamda da en az 21 kez yapmanızı öneriyorum. Siz yine içinizden geldiği kadar yapabilirsiniz arzu ederseniz. Sadece bu çalışmayı yaparken olabildiğince sıfır beklenti maksimum inançla ve akışa teslimiyetle yapmanız işinizi kolaylaştıracaktır. Bir başka konu ise bu çalışmayı yaparken zihninizi yormamaya özen göstermeniz. Yani oldu mu, olmadı mı, kaydetti mi, kaydetmedi mi vs. gibi durumu sıkıştırmamanız. Siz sadece kalben niyetinizi yapın ve gerisiniz akışına bırakın. Vakti gelen her şey vakti geldiğinde kolaylıkla oluyor.
Dikkatinizin her daim açık, enerjinizin dengede olması dileği ile
Sevgi ve ışıkla
Dilek Torun
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!