Eğilsen de Kırılma

Diyelim ki, saksıda bir çiçeğin var, ya da bahçede meyva ağaçların. Onlar birkaç yıl meyva vermediği zaman kökünden keser misin; yoksa toprağını değiştirir, kendinin eksik ya da yanlış bir şey yapıp yapmadığına mı bakarsın...Bir iki denedin, istedin olmadı diye vaz mı geçeceksin? Belki de olmasını istediğin şeyin olmayışı, yaşadıklarının sende sana dair oluşturduğu inanç toprağını değiştirme zamanı gelmiştir..Ne dersin..Ve unutma, Zaman da Allah’ın birer âyetidir ve kadere tâbidir…

Eğilsen de Kırılma

İnsan; bedeni, ruh ve duygu olarak belirli aşamalarda geçerek olgunluk düzeyine ulaşmaktadır. Nasıl bahar mevsimin gelmesi için, üzerinde kış, sonbahar ve yaz mevsimlerinin geçmesi gerekiyorsa, insan da hayatının belirli evrelerinde kişiyi olgunlaştıracak olay, durum ve hislerle baş başa kalmamaktadır. Tabiatı tefekkür ettiğimizde bize sunulan nice derslerin, kelimesiz söylemlerin olduğunu görebiliriz. Buradan;

Toprakla henüz yeni tanışmış bir tohumu düşün, güzel insan. Baharda yeşillenecek. Belki bir çok fırtınaya, sele, suya, rüzgara maruz kalacak. Buna rağmen büyümeye devam edecek. Başak olacak, ya da ağaç olacak, yaprağını dökecek belki sonbaharda, akabinde şiddetli bir kış geçirecek fakat yine de ilkbaharda yaprak ve çiçek açacak. Yazın meyva verecek. Bu ağaç sonbaharda bir  iki yağmur yaprağını kopardı diye toprakla bağını koparsaydı, baharda çiçek açabilir, yazın meyva verebilir miydi? Ne yaprak açar, ne de meyva verebilirdi elbette.. Oysa o direndi, inandı baharın ve yazın geleceğini.. Sahibinden umudunu kesse de asıl sahibi olan yaradanından yağmurundan umudunu kesmedi. Niye Allah hesapsız yardım eden ve rızık veren değil mi idi?

Burası dünya.Dışarıda dört mevsim, ya da mevsimlerin içinde mevsim olduğu gibi insanın aklının ve kalbinin mevsimi vardır elbette. Akıl ve kalp bazen  alabora olurken, bazen kıyıya vuracak. Bazen kendi okyanusunda boğulacak bazen aynı okyanusunda susuz kalacaksın. Bazen yüreğin çiçek açacak hem sana hem başkasına. Bazen, ömürlük suladığın çiçeklerin bir dolu yağışına maruz kalmışçasına solacak, kurayacak.. Bazen yüreğinin çölünde zemzemler fışkıracak, başka çölleşmiş yüreklere ve yaşantılara yağmur olup yağacaksın. Bazen ve çoğu zaman en’in ile imtihan olacaksın. Hz. Meyem’in iffeti Hz. Peygamber’in dürüstlüğü, Hz. Yusuf’un namusu ile imtihan edildiği gibi. Tüm bunlar sendeki seni sen etmek için. Sadece buranın dünya olduğunu unutma güzel insan. Hiçbir şey sonsuz değil. Elindeki güzellikler de yüreğindeki yükler de. Hiç biri. Burada sonsuzluğu arayan susuz kalır. Susuzluğa teslim olursan cenneteki ırmaklar senin olur. Seçim senin güzel insan..

Diyelim ki, saksıda bir çiçeğin var, ya da bahçede meyva ağaçların. Onlar birkaç yıl meyva vermediği zaman kökünden keser misin; yoksa toprağını değiştirir,  kendinin eksik ya da yanlış bir şey yapıp yapmadığına mı bakarsın...Bir iki denedin, istedin olmadı diye vaz mı geçeceksin? Belki de olmasını istediğin şeyin olmayışı, yaşadıklarının sende sana dair oluşturduğu inanç toprağını değiştirme zamanı gelmiştir..Ne dersin..Ve unutma, Zaman da Allah’ın birer âyetidir ve kadere tâbidir…Sevgilerle..

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!