Duygular Duvarlara da Siner
Şayet eşler bütün olmayı başara bilmişlerse sevgiyi, huzuru ailelerinde yakalamışlar demektir. Sevgi, saygı ve empati ile ailemize huzuru ekebiliriz. Ektiğimiz huzur, aile fertleri ile birlikte eve gelen misafiri bile nasiplendiriyor. Çünkü yaşanan duygular yuvanızın duvarlarına siner
Çok hızlıyım.
Neden?
Bu acelem ne?
Hava karanlık olması mı, beni bir an önce ev ulaşmak için acele ettiren?
-Şu ara kış mevsimin de olduğumuz için havanın erken kararması normal.
Eee sebep bu da değil.
Saat kaç?
Kaç saattir dışarıdayım?
Gözlerim, bu soruların zihnimde geçmesi ile arabamın içerisindeki dijital saate ilişti. Tahmin ettiğim gibi saat daha 20:15 çok geç değil. Neden acele ediyorum eve ulaşmak için? Kaç saat oldu dışarı çıkalı? 17:30 da çıktım evden demek oluyor ki 3 saat bile olmadı daha. Peki bu acelem ne eve ulaşmak için? Yorgunda değilim. Fakat eve ulaşmak için heyecanlı olduğumu fark ettim. Biraz frene bastım bunları düşünürken. Bu sorular kafamdan geçerken birden ‘’Ziynet Sali: dün gece başımı yastığa koydum, şükrettim varlığına’’ diyerek sanki iç sesim gibi bana sesleniyordu. Bu cümlelerle çalan telefonla gelmişti, sorularıma cevap. Kimin aradığını tahmin etmem kolaydı bu müzik parçası ile. Arayan nerede kaldın? Diye soruyordu. Yüzümde beliren tebessüm dikiz aynasında gözüme çarptı. Eşim, hayat arkadaşım demek ki aynı duygular içerisinde olacak ki beni merak etmiş, aramış. Üstelik beni kapıdan uğurlayalı uzun süre geçmemişti.
Hem ona geliyorum, yoldayım, merak etme diye cevap vermiş hem de az önce kafamda dolaşan soruların cevaplarını da bulmuştum. Telefonu kapattıktan sonra böyle karşılıklı sevgi dolu duyguları yaşattığı için Rabbime şükrettim. Bu duyguları yaşayan kaç hanım, kaç aile vardır günümüzde diye düşündüm. Ben ve eşim üç saatlik kısacık sürede birbirimize özlem duyabiliyoruz. Akabinde çocuklarımı düşündüm. Onların okuldan geldiklerinde eve nasıl girdiklerini analiz ettim. Eve girince, selam ün Aleyküm ben geldim, anne, baba. Karşılarında bizi görünce gözlerinin içinin ışıl ışıl parladığı, yüzlerinde bu durumla alakalı mutlu olmaları geldi, gözümün önüne. Bir kez daha Rabbime şükretmek için bahanem olmuştu. Bu kadar şükrü arka arkaya etmem bana ne kadar büyük bir nimete sahip olduğumu fark ettirdi. Otuz yıllık bir evliliğe sahibim fakat hala birbirimizi özleyebiliyoruz. Birbirimize olan sevgimizden evlatlarımızda nasiplerini alıyorlar elhamdülillah.
Aile olabilmek bu olsa gerek. Şayet eşler bütün olmayı başara bilmişlerse sevgiyi, huzuru ailelerinde yakalamışlar demektir. Sevgi, saygı ve empati ile ailemize huzuru ekebiliriz. Ektiğimiz huzur, aile fertleri ile birlikte eve gelen misafiri bile nasiplendiriyor. Çünkü yaşanan duygular yuvanızın duvarlarına siner
Saygı ve sevginin ekilmesi, bir sarmaşık gibi ekilmiş olduğu ortamı mutluluk ve bereketi ile sarar. Bu çatı altında yemekler daha bir lezzetli olur. Çünkü pişen yemeğin baharatı saygı, sevgi, huzur, mutluluktur. Bir bardak suyun mono külleri güzel sözcüklerle nasıl değişebiliyorsa, yemekler de o denli bir lezzetli oluyor. Çünkü davranışlarımız, birbirimize hitabımız nasıl olursa o duyguları çekiyoruz hayatımıza. Neyi çağırırsak o geliyor hayatımıza. Aynen Ayşe’yi çağırınca Ayşe’nin, Ahmet’i çağırınca Ahmet’in gelmesi gibi bir şey.
Anladım ki işte ben özlemle beklendiğim ve özlediğim bu ortama koşarak, uçarak gidiyorum. Frene bastım çünkü sağ salim kavuşmak istediğimden.
SELMA ONATER
Yazar'ın diğer yazılarına ulaşmak için:
https://nefes21.com/selma_onater
Yazar'ın sosyal medya hesabı:
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!