Düşüncelerimin Altında Ne Var?
Bazen kafalar o kadar karışık, olur ki ne düşüneceğini, ne yapacağını bilmezsin. Kimi ilişkiler, kimi sağlık, kimi cesaret sınavı, sorun her neyse zaman zaman, duygusal davranışsal dengeniz alt üst olur. Sizi en çok da sizi siz olmaktan uzaklaştırıp, farklı şekilde davranmanıza sebep olup, kendi varlığınızla çatışmaya sebep olanlar üzer.
Bazen kafalar o kadar karışık, olur ki ne düşüneceğini, ne yapacağını bilmezsin. Kimi ilişkiler, kimi sağlık, kimi cesaret sınavı, sorun her neyse zaman zaman, duygusal davranışsal dengeniz alt üst olur. Sizi en çok da sizi siz olmaktan uzaklaştırıp, farklı şekilde davranmanıza sebep olup, kendi varlığınızla çatışmaya sebep olanlar üzer. Hiç bir şeye isteğiniz, hevesiniz kalmaz, hatta en önemlisi umudunuz kırılır. Bu süreci en kolay şekilde atlatabiliyor olmak için ne mümkün?
Kime küsmüşüzdür? Kendimize mi? insanlara mı? Yoksa Yaratıcıya mı? Bu noktada koskoca bir pınarın ince dalları olarak imgelediğim insanın, Yaratıcıyla olan bağının güçlülüğü bu süreci daha kolay atlatabilmesine, bağının güçlülüğü kadar davranışsal denge de kalıp özünden uzaklaşmaması elindeki en önemli güçtür. Aslında yaratıcıya yakınlığı bir anlamada da kendi özüne yakınlığıyla desteklenir. ‘Biz ademe ruhumuzdan üfledik’Hicr(15-29) Bizim dünyadaki sınavları atlatabilmemizde en önemli güç kaynağımız, asıl kaynakla olan bağı güçlendirip, dünyadaki yolculukta ilk niyetimizin onun rızasında saklı olduğunu hatırda tutmaktır.
Niyet bu oldukça, beklentiden, alınganlıktan ya da başarısızlıktan uzaklaşacağız. Onlardan uzaklaşıyor olmak belki de bize mutluluğun kapılarını sonuna kadar açacaktır. Yaratılanı yaratandan ötürü sevme düsturuyla çıkacağımız yolda yolumuza çıkacak olan engeller vesvesenin, nefsin sesi olacaktır. Davranışsal dengede kalıyor olmak bir anlamda ikili düellolardan uzak duruyor olmak bu süreci daha kolay atlatabilmemizi sağlayacaktır.
Kolay olmasa da mümkün olduğunu bilmek bile insanın içini rahatlatır. Bunaldığımız vakit birilerinden fikir alır, yol yordam sorarız, bununla beraber en doğru cevapların içimizde saklı olduğunu hep hatırda tutmakta fayda var. Karadutun lekesini, sadece yaprağının çıkarması gibi manidar bir durumdur. Bunun için her şeyden önce kendimizle barışık olmak ve asıl doğru soruları kendimize sorabilmekte saklı. Hangi duyguda olduğunuzu bilmek, geçmişte benzer durumlarda biriktirdiğimiz kırıntıların hangileri zihne yeniden misafir oldu. Ne görüyorsun? Ne hissediyorsun? Dilinde damağında hangi tat var? Durumun farkın da olmak, çözümünde farkında olmayı getirir aslında. Canımız yansa da bu imtihan dünyasında gerçeklerle yüzleşmede cesaretli olmak, mutluluğa bir adım daha yaklaşmamıza sebep olacaktır.
Gerçekten sevmeyi başarabilmek ümidiyle, sorun neyse ilacı da içinde olması gereken sevgi de yeşerir’. Yaratılanı sev yaradan dan ötürü ‘düsturuyla hayatı yaşayabilmek ümidiyle.
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!