Dil Cimriliği
Güzel sözler dile getirilmekten mahrum bırakılmamalı, paylaştıkça ruhları okşamalı.
Her zaman kavramların önce sözlük anlamlarının bilinmesi gerektiğini düşünürüm. Nereden başlamamız gerektiğini gösteren bir levha olmasının yanında yolun başında bizi motive eden bir yaşam koçu gibidir benim için.
Cimri TDK ‘ye göre: Elindeki parayı harcamaya kıyamayan, cimrilik ise; Cimri olma durumudur. Dil cimriliği ise henüz resmiyet kazanmış bir tanıma sahip değil. O yüzden biz bizdeki tanıma bakalım. Nezaketsizlik olarak da adlandırılabilir. En basit örneği olarak “İyi günler, Teşekkür ederim, Günaydın, Eline sağlık ….”gibi temel selamlama veya minnet cümlelerini kuramamaktır.
Kutsal kitabımızda cimrilik yasaklanmıştır. Cimrilik verememek değildir yani malından mülkünden verememek değildir,vermek zaten vazifemizdir. Değerli bir mutasavvuf şöyle der: ''Fakirin zenginin üzerinde hakkı vardır onu zaten vermek mecburiyetindeyiz, ayrıca bizi vermeye zorlayan kişinin elini ayağını öpmeliyiz çünkü her yaptığımız yardım Allah’tan bize seni seviyorum hitabıdır.'' Asıl cimrilik, burası dikkate ve üzerinde düşünmeye değer, kötü huyları verememektir. Kibiri, öfkeyi, yalanı verememektir. Güzeli paylaşmadığı gibi bütün o ağır yükleri de sırtlanmaktır.”
Dil cimriliği de karşımızdaki Yaratanın mucizesine onun parçasına onunla ilgili güzel düşünceler içeren sözler söylemekten, samimi bir selamlamadan, teşekkür etmekten, tebrik etmekten, takdir etmekten çeşitli bahanelerle çekinmek uzak durmaktır. Neden diye sorduğunuzda elbette vicdanlarını değil ama kendilerini görünürde rahatlatan bahaneleri vardır. Oysa bu nezaket, görgü, insanlık biraz da mutluluk ve bu mutluluğu paylaşma arzusudur.
İnce bir güzellik içeren bu sözler, kimsenin değerinden değer alıp götürmez aksine yüz güldürür, kalbi ısıtır, ruhu ruha yaklaştırır.
Asansörde yabancı bir yüzle karşılaştığımızda biri ses verene kadar ortalık keskin bir sessizlikle boğuşur. Yutkunmalar ses verir sadece çıkacağımız ya da ineceğimiz o iki kat ne kadar uzun bir mesafe gelir. Fakat bir ''merhaba'' Bir merhaba güneş açtırır, yaratıcının iki ismi de mutluluk hisseder.
Gittiğiniz bir restaurantta çalışana çok teşekkür ederim demek insanın ruhunu da yüzünü de aydınlatmaz mı? Gayri ihtiyari bir gülümseme kondurmaz mı yüzlere? Çalışma arkadaşının başarısını tebrik etmek olan ya da oluşabilecek tüm negatif elektriğin önünü kesmek için harika bir adım olmaz mı?
Velhasıl -ki bu sözü çok severim- okuyucu bilir ki konu nihayete erecektir. Dil cimriliği sizden bir şey götürmeyip kazancı da bir haylicedir. Hem rızai ilahi hem de yaşamak zorunda kaldığımız şu fani alemde diğer ruhlarla temaşa etmemizi sağlayacaktır. Bu konuda ehil kişiler şöyle bir tavsiyede bulunur: ''Sabahları güne ilk gördüğünüz kişiye günaydın diyerek başlayın."
Başlayalım mı?
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!