Derdimin İçinde Dermanı

Sert düşüşler olacak ki Allah özümüze inerek, kendisine tevekkül ettirsin bizleri . Allah sana daha fazla musibetler vererek zenginlik mertebesi makamına yükselttiriyor. En büyük mutluluklar, en büyük felaketlerin arkasında gizlidir. O halde niye zehir ederiz ki gelgeç ömrü emanetimizi. Karanlığın en şiddetli olduğu an, şafağın en yakın olduğu andır diye bilindik bir söz vardır bildin mi ? hayatımızda ters giden bir şeyler olabilir emin ol geçecek misafir ki...

Derdimin İçinde Dermanı

Bismillahirrahmanirrahim.

Okuyan bİrilerine katkı sağlasın niyeti ile...

Zaman zaman hiç anlayamadığımız bir şekilde göğsümüz daralır, hatta nefes alamayacak boyuta geçeriz.KABZ HALİ  gelir ya. Sabah çok mutlu güne başlamışken, ansızın modumuz düşer tabiri caizse argosal tabirde “Göğsüme öküz oturdu “deriz,kendimizi  çıkmazda hisseder, konuşmak, anlatmak, anlaşılmak, suskunlaşmak, kaybolmak , çıkış noktasına erişmek, kaçmak  isteriz her şeyden, herkesten Ansızın aldığımız bir haber, okunulan bir söz, duyulan bir cümle bazen sebepsiz yere depresyona girişimize vesile olur.Hayat çıkmaz sokaklara  girer nedensizce  “ niye hep bu benim başıma gelir “diye hayıflanır, feryatlar,  figanlar kopararak en musibetli yaşamda yer aldığımızı sanır dünya yanmış altında kalmış gibi zannederiz. Bir fırtına esivermiş , deprem ,zelzele olmuş hayatın altı üstüne gelmiş,labirentin içinden çıkamamış gibi düşünürüz. Dünyanın onca yükünü, acısını omuzlarımızda hisseder,en çıkılmaz derdi kendimizde bilir, o  derdimizin içinde ordan oraya savrulup amaçsızca güya yaşamaya çalışırız. Her şeye rağmen ya…

Ruhsal bedenden çıkan yansımamız, fiziksel bedenimize öylesine güzel  aktarılırki biz bile şaşırırız.  Otomatiğe bağlarız yaşantımızı  acıların çocuğu, batsın bu dünya, yazıklar olsun, Ben yoruldum hayat,dert bende derman sende, çilekeş gibi sözsel şarkı ve filmlere konu olan modivlerle işler dururuz beyin korteksimizi. Depresyonun diplerinde,  hiç geçmez dediğimiz  acıların içinde negatifliklerle  mahvederiz hayatımızı  kendimize. Gülmeyi unutur, ağlamaya utanır, Şükür ‘den uzaklaşır, sızlanıp dalarız bir türlü  uyanamadığımız uyku süresine.

Hayat iniş çıkışlarla doludur unutuyoruz. Kabule geçip, kabul etmemiz gerekiyor. Yaşamda  zenginlerde fakirlerde de eşit değil mi? İnsanın doğal kuramında iniş ve çıkışlar vardır. Kuralı bu değil mi  yaşamın ? Yağmur yağarken  nasıl bulutlar varsa, hayat sıkıntı,mutluluk, sevinç,hüzünden ibarettir. Düşünsene dünyanın en zengin bir  insanı da olsan, musmutlu bir adamı da olsan birden bi haber gelse evladını kaybettiğinizi, başınız sağ olsun dese  ,ya da ince bir hastalığa yakalansan  üzülmez misin? İnsan olmanın tabiatında beklentisizlik yaşantısına göre sürdürürsek hayatımızı güzelleştiririz. Şu an yaşamış olduğun her ne ise daha önce milyarlarca insan bunu  yaşadı  deneyimledi  tecrübe etti.

  Hayati  İnanç hocamdan dinlediğim etkilendiğim  yaşanmış bir hikayeyi paylaşmak istiyorum;  1970 yıllarda yaz tatilinde evine geliyor babası arzuhalcilik yapmakta. Hani mahallenin derdini milletin derdini dinleyen adam vardır ya dükkana eve gelirler anlatırlar. Bir gün bir kadın geliyor bu kadın bayaa dertli ağlıyor, sızlıyor,anlatıyor derdini hocamın babasına orda bunları anlatırken yaşlı bir kadın duruyor misafir oluyor anlattıklarına dinliyor kadın  sızlanarak anlatan kadının derdini sessizce. Kolay değil kadının derdi çok nice  acılar çekmiş  bir yandan çocuklarıyla olan sıkıntılar var, bir yandan yuvasından olmuş , bir yandan malla ilgili sıkıntıları var  anlatıyor kadın anlatırken yaşlı kadın  belli bir şeyler söyleyecek konuşmasının bitiminde dertli kadıncağıza. Sonra dahil oluyor konuşmanın içine  Diyor ki ;”kızım olur böyle şeyler , ah kızım  insanın başına neler gelir neler  bundan 50 yıl önceydi evimi yaktılar, içinde 5 tane çocuğum evladım vardı, ben 5 tane evladımın  gözümün önünde döne döne yandığını gördüm. Hiçbir şey yapamadım onların döne döne yandığını izledim sadece  gördüm. Günlerce yandıktan sonra küle döndü naciz bedenleri . O bölgeden, o külden çıkamadım hiç. Nasıl Izdırap,  nasıl sınav değil mi? Düşünsenize evlat bu evlat candan senin içinden bir parçan. Oradan hiç ayrılamadım eğer ölüm bir yerde satılıyor olsaydı ben  hiç düşünmeksizin her şeyimi verir satın alırdım ölümü bununla birlikte  bak görüyorsun nefes alıyor yaşıyorum . O ızdırap 50 yıl önceydi o acı  bitti diyemem azaldı. Bak bugün nefes alıyorum. Sabret kızım Sabret.  Allahım bu nasıl imtihan nasıl sevdiğin bir  kul,  nasıl nefis mahkemesi ? Ne anlatıyor bu hikaye diye çok düşündüm. Hani geçmez dediğimiz o acılar dertler varya, bundan 10 sene 5 sene önce yaşadığın işin içinden çıkamadığın,kafaları yedirten sandığın , isyanları oynadığın o acılar var ya bak geçiyor  bittiyor bi şekilde azalıyor . Hepsi gelip misafir gibi  gidiyor. Gönderenin hatırına iyi ağırlamak gerekir belkide. Tıpkı Ömür gibi. Elbette şeytan ve  nefis görevini yapıyor olacaktır o an sanki süreklilik arzeder devam edecekmiş  gibi senaryolar yazacaktır kurgulayıp oynatacaktır . O  yaşlı kadınının acısından daha büyük acı olabilir mi  yeryüzünde 5 tane evladın gözlerinin önünde birileri tarafından yakılan evinde döne döne  ölüyor bu  nasıl bir acı ki Rabbim anneyi yaşatıyor onca sene . Ve hayata devam ederek nefes almasını sağlıyor. Başımıza gelen her olayın bir gün biteceğini bilmek her günümüzün  musmutlu yaşayaşına vesile olmaz mı. Doğum yapacak annenin evladına kavuşacağı günü sabırla sebaatle beklemesi gibi.  Sabrın ardındaki erdemliğe erişebilenlerden olursak ne ala. Derdimim dermanı içinde saklı derdimi severim verenin hikmeti zenginliği sonuçta misafir geçici sonsuz şükürler olsun  Rabbim terketmedi öyleyse daha  ne isterim ki!

 Allah’ın elçisi peygamberlerimizin hayatlarını okudukça,  neler yaşadıklarını düşündükçe feyiz ,ders alıyorsun. Çok mest olurum Hz.Yusuf  Peygamberimizin yaşadıklarını okudukça  Hz.Yusuf  canı kadar sevdiği kardeşleri tarafından ihanete uğruyor, kuyuya atılıyor, köle oluyor, iftiraya uğruyor, hapise düşüyor bununla birlikte sırrı ihsan mertebesine ulaşıyor değil mi? “Sert düşüşler olacak ki Allah özümüze inerek,  kendisine tevekkül ettirsin bizleri “.  Allah sana  daha fazla musibetler vererek  zenginlik mertebesi makamına yükselttiriyor. En büyük mutluluklar, en büyük felaketlerin arkasında  gizlidir. O halde niye zehir ederiz ki gelgeç ömrü emanetimizi.  Karanlığın en şiddetli olduğu an, şafağın en yakın olduğu andır diye bilindik bir söz vardır bildin mi? hayatımızda ters giden bir şeyler olabilir emin ol geçecek misafir ki. 

Bir gün Sen bitti sanırsın Allah (C.C) Yetiştim ya kulum der ,Seni terk etmedim, Sana darılmadım, Ben daima  Seninleyim . KÜN FE YEKÜN. Tefekkür - Teslimiyet ile Rabbim ELHAMDÜLİLLAH. Verdiklerin, vermediklerin,vereceklerin için sonsuz şükürler olsun.Sınavlarımızdan Kolaylıkla ,Sağlıkla geçmemizi yalnız sana yönelmemizi, senin razı olduğun kullarından olmamızı vesile kıl ey merhametlilerin merhametlisi  Yüce Rabbim…

 

Hayriye Çalışkan

Profesyonel  KOÇ

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!