Benden Saklıyorlar
Saklanarak yaşamak ve akabinde hayatıma giren insanlar ın benden saklandığını farketmek, özellikle çocuklarım da farkettim, farkettiğimi dönüştürmek ise farz oldu.
Zamanında saklanarak geldiğim içinmiş. Çocukken, elektrik gideri olur diye gece kitap okumama izin yoktu. Okurdum. Yatak odamın balkonuna yakın sokak lambası vardı, yazıları zor zor da görsem ne yapar eder gizli gizli okurdum. Gece annem yattıktan sonra kalkar, uzanarak televizyon izlerdim. Ne kadar rahattı sakin sakin izlemek…
Sene 1970 televizyon çok ilgi çekici, paket yayınlar bitmiş ve artık normal yayına geçilmiş. Oyun treni, pilli bebek, uzay yolu abonesiydim. Annem, geç vakit televizyon başında uyuya kalırsam eğer elektrik boşa gidecek diye istemezdi. Bu yüzden onaylanmayan isteklerimi genel bir alışkanlık haline getirmiş ve saklayarak yapmıştım.
Evlendim yine aynı. Keza eşim arkadaşlarıma gitmemi istemezdi. Birkaç kez gizli gittim sonra dayanamadım arkadaşlarımdan vazgeçtim. Beğenmediği düşüncelerimi de söylemez oldum. Sonuçta öyle alışmışım ve bunu kendimden bile gizlemeye başladığımı anlamaz olmuşum. Hatta zamanla baktım ki çok sevdiklerim, çocuklarım benden saklayarak kendi isteklerini yapıyorlar.
Ben ne ara bu hale dönüşmüştüm? Tabii bunu sorularla bulamadım. Ne vakit ki egolarımla yüzleştim, arkadaş olmaya başladım o vakit Ümit’e doğru yürüdüm. Annemde beğenmediklerimi çocuklarıma uyguladığımı fark ettiğimde, yolumun arayışımın uygunluğunda olduğunu bu sayede anladım. Kendimi gözlemlemeye başladım ve neleri sakladığımı yakaladım. Mesela haklı çıkmak için konuyu saptırabiliyordum, inkar edebiliyordum. Sonra ya Allah ya Bismillah deyip alemlerin Rabbine sığınarak itiraf etme niyetimi koymuştum. O anlar geldiğinde tedirgindim fakat kararlıydım. Baktım ki duygu durumum değişiyor, su içme bahanesiyle mutfağa gidip cesaret toplayıp dönüyordum. Evet! yanlış düşünmüşüm dedim kendi kendime. Hiç ummadığım bir sıcaklık vardı. Hiç de düşündüğüm gibi yargı, aşağılama vb. yoktu. Beni ben engellemişim.
Bu nasıl bir özgürlük, nasıl bir hafifleme, nasıl bir rahatlıktı? İnanamadım. Akabinde de neden bu kadar oyalanmış da böyle karma
üstüne karma eklemişim diye bir müddet kendime söylendim(kendime söylendiğim için de ayrıca kendimi affetme ve özür dileme anlarım oldu).
Bu kadar basitmiş, inanamadım. Üstelik zamanla bu konudaki şikayetlerim azaldı ve bitti şükürler olsun. Tabii ki neyin söylenip, neyin söylenmemesi gerektiği hakkında bireysel sınırlar vardır ve olmalı da. Misal evlendiğimde eşimle sıkıntılarımı anneme söylememe kararı almıştım, tabii ki geniş aileme de. Bu yüzdendir ki kızlarımın bu sınırlarına dikkat ettim. Fakat onlara öğütler vereceğim diye onların düşünce dünyalarına da müdahil olmuşum. Ben müdahil olunca, onlar benden saklanmaya başlamış.
Fark ettiğimde içimden her gece ve sabah onlardan özür dileme çalışması yapıp, akabinde yüreğimi sevgiyle doldurup, ana yüreği sevgimi tüm çocuklarım ve ailelerine yönlendiriyordum. Sabırla her gün yapıyorum. Çünkü bildiklerim için çalışmalar yapıyor olabilirdim ancak bilmediklerim ne olacaktı? Bu yüzden bildiğim, bilmediğim saklanıp, sakladığım karmalarım adına özür diliyorum. ‘’Bu konuda fark edemediğim, yapmam gerekenleri bana bildir Allah’ım’’ deyip teslim oluyorum. Zaten kendimi gözlemlediğim için duygu halim oluşunca gereken çalışmalarıma yöneliyorum.
Bu tür çalışmaların zaman içerisinde bir kombin halinde ele alınması gerekiyor. Çünkü fark ediyordum ki duygu halleri birbirine bağlantılı ve bu haller farklı konularda da yayılım yapıyor. O vakit farklılıkları bir araya getirmem gerekiyordu. Sözün özü: Kendimi gözlemlediğim sürece bu farklılıkları yakalayabiliyor ve gereken ihtimamı yapabiliyorum.
En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!