Başkaları İçin Kendini Feda Etme!

Peki, ne zaman kendini feda etmeye karar verdin? Çocukluğunda ne yaşadın da “ben artık bütün ailenin sorumlusu olmalıyım, onların her işine ben koşmalıyım” dedin.

Başkaları İçin Kendini Feda Etme!

Bazı zamanlarda sevdiklerimiz için fedakârlık yapmamız gerekir. Bize ihtiyaçları olduğu zor durumlarda yanlarında olup maddi ve manevi desteğimizi esirgemememiz gerekir. Bu iyi insan olmanın gereklerinden biridir. Ama sınırı iyi korumak, nerede ve ne zaman fedakâr olmamız gerektiğini iyi bilmemiz gerekir. Çünkü kimimiz fedakâr olmayı kendini feda etmek olarak algılıyoruz. Kendimize ait zamanları da başkalarına harcayıp kendi kul hakkımıza giriyoruz. Farkında olmadan hayatın bir yerinde kendimiz için değil başkaları için yaşamayı seçiyoruz.

Zaman elimizde en değerli mücevher; bize ait zamanları başkaları için yaşamak ne kadar doğru?

“Aman çocuklarım yaşasın ben önemli değilim”

“Aman ailem de huzur olsun da hiçbir şey önemli değil”

“Şuna yetişeyim, şunun ihtiyaçlarını gidereyim, şunu da mutlu edeyim” derken; En sonunda kendin için yaşayamadan göçüp gitmek.

Geçmişte alınan bir karardır kendini feda etmek! Aman kimse üzülmesin, kırılmasın diye başlarsın. Kriz anlarında darmadağın olan etrafı toparlamak, herkesi sakinleştirmek işini hep sen üstlenirsin. Yeter ki herkes iyi olsun diye diye kendini unutursun. Hatta kendini unuttuğunu bile unutursun. Çünkü senin hayatın diye bir şey yoktur. İyilik meleği görünümünde kendi olmayan sahte bir hesap gibisindir. Girdiğin role öyle alışmışsındır ki rol yaptığını bile anlamazsın. O rol sana öyle yapışmış ve senle bir olmuştur ki bu sayede çevreden gelen iltifatlar senin besin kaynağın olmuştur.

Ara sıra “neden bu işleri hep ben yapıyorum” diye söylensen de bir tarafın bundan hoşlanır. Yine farkında değilsindir ama bu yaptıklarından dolayı kendini başkalarından daha iyiymiş gibi görebilirsin. Çünkü nefsin sana hep şunları fısıldar; “ne kadar iyisin, kimse senin yaptığını yapmıyor, sen her şeyi herkesten iyi yapıyorsun, çok beceriklisin, kimse senin gibi değil!” gibi şeytanın sağdan yaklaşması seni dört koldan içine almış ve seni iyiden iyiye buna inandırmıştır.

Hatta “ben asla değişemem ben başkaları gibi duyarsız olamam” der durursun.

Peki, ne zaman kendini feda etmeye karar verdin?

Çocukluğunda ne yaşadın da “ben artık bütün ailenin sorumlusu olmalıyım, onların her işine ben koşmalıyım” dedin. Ne zaman tüm kontrolü ele geçirdin.

Belki huzursuz bir ailede büyüdün. Belki anne ve baban sürekli kavga ederdi. Belki annen sana göre yeterince ilgili bir anne değildi. O yüzden kardeşlerinle de sen ilgilenmeliydin. Veya baban otoriter biriydi. Herkesi kırıp geçirirdi. Sen de onlara acır ve gönüllerini hoş etmeliyim mi derdin?

Hâlbuki o anları sende yaşadın. Sende kırıldın döküldün. Sende kendini sevgisiz ve kimsesiz hissettin. Ama kendini arka plana bırakıp etrafta kim varsa önce onları mutlu etmeliyim dedin. Aslında sen mutsuz olduğun için herkesin buna ihtiyacı olduğunu zannettin. Yani çevrendekileri mutlu etme çaban aslında kendini mutlu etme çaban idi. Bunu hiç göremedin. Bunu görebilmen için insanların vefasızlığını deneyimlemen gerekliydi. Biricik Sahibin (c.c) senin gibi birini vefasızlara yem edemezdi. Bu yüzden yaptığın iyiliklerden karşılık görememen; sürekli yanlış anlaşılman; ne kadar iyi niyetle yapsan da sonunda suçlanman olağandı.

Huzuru Rahman sana “bırak çevrenle ilgilenmeyi artık kendine gel” dediğini ne zaman duyacaksın?

İçinde seni özlemle bekleyen o küçük çocuğu daha ne kadar bekleteceksin. Ya hayallerini? Sen bu dünyaya kendini feda etmeye değil kendini keşfetmeye geldin. Bırak artık sevdiklerini kontrol etmeyi onların bir sahibi var. Tüm sorumluluğu üzerine yüklenip onları sorumsuz hale getirme. Bırak herkes kendi işini kendisi yapsın. Sen onlara bu enerjiyle yaklaşırsan onlar kılını kıpırdatmaz.

Evet, maalesef tüm bunlara sebep sensin.

Şimdi derin bir nefes al ellerini kalbinin üzerine koy ve kendinden özür dile.

“Seni unuttuğum için senden özür diliyorum. Senin hayallerini görmezden geldiğim için senden af diliyorum. Seni ertelediğim için beni bağışla. Bundan böyle tüm kontrolcülüğümü bırakıyorum. Tüm sorumluluğu artık paylaşmayı seçiyorum. Herkesi Allah’a emanet ediyorum. İhtiyaçtan fazla verdiğim ilgi, sevgi ve şefkati artık kendime çağırıyorum. Onlara verdiğim tüm enerjilerimi geri alıyorum. Onlardan bana gelen enerjileri her birine teker teker iade ediyorum. Ben güvendeyim. Sevdiklerim güvende. İlahi akışa güveniyorum. Artık kendimin farkındayım. Artık kendi değerimi bilmeye ve dengede yaşamaya niyet ediyorum. Kendimi  her halimle kabul ediyor, seviyor ve onaylıyorum.”

En az 40 gün bu sözleri tekrar edin.

 

 

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!