Bana Bir Şey Söyle İyi Gelsin

Bana bir şey söyle !İyi gelsin

İyileşmek isteyen birinin(benim ) yardım ricasıydı bu söz.Bir kez daha anladım ki kabule geçtiğinde “Evet durum bu”  “Bunun düzelmesi için neler mümkün?” dediğinde cevap bize dağdan taştan kurttan kuştan geliyor. Kabule geçip, tüm hatlarıyla gerçek sorunu tespit edip vesveselerden arınmış sorunla barışmak ilk adım belki de.

Peki, biri sana bir şey söyleyince ruhen ya da bedenen iyileşme ihtimalin var mı?

Ben size çok önemli bir şey söylesem. Önemli bir sır! Ama bilmediğiniz bir lisanda söylesem, sonra da bundan sizi sorumlu tutsam. İşte iyileşme ihtimali bununla ilgili. Eğer vücudumuz ve ruhumuz aynı dili konuşuyorsa kendimize iyi gelecek bir şey söyleye biliriz. Ya da aynı dili konuşan birinden bir tek cümle hatta gülümseme bizi iyileştirebilir.

Birde evrensel cümleler var. Her dilde şifa olan. Seni Seviyorum! Teşekkür ederim! Özür Dilerim! Bunlar hem enerjisel boyutta hem de her dilde bize iyi gelir. Bu dili herkes bilir. Su bile bilir!

Evrensel cümleler olduğu gibi birde kişiden kişiye algılanması değişen bir tarafı var bu işin. Yani herkeste farklı yankı bulan bir tarafı var.   Peki, bunu geliştirmek için neler mümkün? Başka diller öğrenmek! Kaç dil biliyorsun? Çocuğunla konuştuğun dil ile annenin seninle konuştuğu dil aynı ise hesaplar karışıyor olabilir. Kendimizin hangi dilden anladığını keşfedebildik mi? Sana ne iyi gelir en iyi sen bilirsin, birde seni yaratan! İzleri takip edip bulmak lazım “Bize ne iyi gelir”. Basit bir makine kullanma kılavuzuna uygun kullanılmazsa bozuluyor! İnsan ise kılavuzsuz yolunu arıyor.

Dilin dışında, düşüncelerde hastalıklara sebep oluyor . Ya da şifa veriyor!  Görmezden gelinen sorun , bir umutsuzluk oluşturuyor. Kalıcı hale geliyor. Ne kendi kendine yok oluyor ne de seni iyileştiriyor. Sorunla, bizi iyileştirmek için gelen alametler.  Bize aksayan yanlarımızı gösteremeyen sorun “Bari büyüyeyim de daha görünür hale geleyim belki beni görürler” diyor. Bir saklambaçtır gidiyor. Sonra oyunu bir hastalık bozuyor . Bilenler, belki de o yüzden“ Bir misafir gibi ağırla hastalığı sonra da öyle uğurla ”demişler. Vücudumuzu konuştuğu dili tanıyarak ne istiyor anla diye bir sürü çalışma yapmış üstatlar. Takip edip ruhumuzla birlikte vücudumuzu da iyileştirmeli o halde.

Birde hastalıklarımıza iyi gelen kaliteli uyku var. Nasıl bir sihir uyku? Tam bir teslimiyetle yatılan uyku, sabaha kadar senin için görevlendirilmiş inşaat işçileri gibi çalışıyor. Ya da tam tersi oluyor. Vesveselerle ile dalınan uyku ise senin organlarına uyarıda bulunuyor. Uykudayken bilinçaltımız ön planda ve vücudumuzda hüküm sürüyor. .Vücudumuzu uyuyorken böyle bir saldırıya maruz bırakmak ne büyük ihanet! Sabah kalkınca hiç dinlenemedim diyorsan, hatta yorgunsan senin gündüz çözemediğin sorunları gece bilinçaltın çözmek için uğraşıyor olabilir. Gece uyumadan 15 dakika öncesinde iyiye güzele odaklanmak, dua etmek hastalıklarımıza uykumuza şifa olabilir o halde. Birde su! Arınmadan teslim etmeyelim kendimizi yarına.